9. Bölüm / Nehir Bebek

1K 66 31
                                    

2 gün sonra İstanbul

Eylem Nazlı'nın zoru ile onlarda kalıyordu. Bir önceki günün sabahı hastaneye gitmiş sargısı değiştirilmişti. Bugün Su doğuma alınacaktı.

"Nazlı ne zaman çıkacağız?"
"Şimdi"
"Şimdi mi!?"
"Eylem Feyzullah dayanamamış Mücahit abileri çağırmış bir sıkıntı çıkmadan hastanede olmak istemiş biz de kızın yanında olalım."
...
Eylem ve Nazlı hastaneye gelmişlerdi, Eylem kendini çok garip hissediyordu; koltuk değnekleri ile yürümeye alışmıştı. Bu içindeki sıkıntı kendi sağlığıyla ilgili de değildi. Doğum da Su'ya veya bebeğe bir şey olmasından mı korkuyordu? Kendi kendine sorgulaması sürerken duyduğu ses ile geri çekildi.

Eylem'den

Su'yu odadan çıkarıyorlardı. Kocaman karnına birkaç kablo takılmış nefes alıp vermesi isteniyordu. Anlaşılan doğum başlamıştı.
Feyzullah Su'yun ellerine ufak öpücükler bıraktı ve sizi seviyorum diye ekledi.

Su ameliyathaneye gireli 10-15 dakika olmuştu. Nazlı ve  ben bir koltukta oturuyorduk, Mücahit'de Feyzullah'a destek çıkıyordu.
Sakince Feyzullah'ın yanına yaklaştım.
"Ee Feysullah bey, junior Altıparmak'ın adı ne olacak?"
"Su Mücahide olsun dedi ama kızıma ömrü boyunca Mücahide diye hitap edilmesini istemiyorum."

Mücahit gülerek devam etti, "Oğlum ben işin dalgasındayım. Yeğenime  güzel şahşalı bir isim yakışır. Sağsağlim çıksınlar da şu ameliyattan  güzel bir isme karar verirsiniz, Erdem Komutanım da okur kulağına."
Feyzullah ve Mücahit birbirlerine sımsıkı sarıldılar.
"İnşallah, Sağol abi"

"Valla Su da Mücahide ismine meraklı değildi siz ikiniz mutlu olun diye istedi."

Nazlının lafı ile biraz kıkırdadım.
Bacağımı daha iyi hissediyordum, zaman geçtikçe daha iyi oluyordu.

"Ee oğlum ananlara haber vermiyor musun?"
"Allaaahhh! Unuttum abi annem kesecek beni, hemen arayayım."
Nazlı da Su'yun annesini aramak için telefonunu eline adlı.
Bir saat kadar sonra herkes hastaneye gelmiş, Su'yun odası süslenmişti.
Ameliyathanenin kapısı açıldı ve içerden bir ağlama sesi duyuldu.

Feyzullah ve Su'yun anneleri gözyaşlarına hakim olamadılar. Biz de Feyzullah'ı tebrik etmek için sarıldık.
Feyzullah'ın bana öyle bir sarılışı vardı ki gözlerimin buğulanmasına engel olamadım. Doktor çıktı;
"Annemizin de bebeğin de durumu çok iyi, tam vaktinde ve kolay bir doğum oldu. Annemiz narkozun etkisinde birkaç saat uyutalım dedik yaşı çok genç olduğu için bünyesi  dinlensin. Bebeği bebek odasında görebilirsiniz. Hayırlı olsun."

Doktorun hızlıca yanımızdan ayrılması üzerine herkes birbirine sarıldı tebrik etti.

Aradan 4-5 saat geçmişti. Su odasına alınmış kendine gelmişti.
Bebeği odaya getirdiler.
Su kızını kucağına aldı, akan mutluluk ve bir o kadar da heyecan  gözyaşlarına aldırış etmeden kızını kokluyordu.
Annesi Feyzullah'ı Su'yun yanına itince Su daha çok 'mutluluktan' ağlamaya başladı.
"Yaaa siz çok güzel oldunuz böylee!"
Nazlı'nın tatlı sesi ile herkesin yüzüne kocaman bir mutluluk oturdu.
Üçüne bakınca hem çok mutlu oldum hem de içim burkuldu, onların yerinde şuan biz de olabilirdik...
Kıskanmak da değildi bu aslında, yine ne hissettiğini bilmiyordum. Ortamı renklendirmek için:
" Ee prensesimizin ismi ne olacak?"
dedim.
Lafımla Su ve Feyzullah birbirlerine baktılar.
"Boncuğum ben junior boncuğumun adının Mücahide olmasından yana değilim. Daha güzel bir isim koysak olur mu?"
"O zaman... Nehir olsun? Nehir, Nehir Altıparmak?"
"Bu çok güzel bir isim."

Mücahit devam etti "O zaman Erdem Komutanım'a söyleyelim kulağına okusun premsesimin ismini!"

"Biri beni mi çağırdı?"
Esma abla kapıyı açmıştı, Erdem Abi ve Yavuz odanın kapısında duruyorlardı.
Herkes yerinde doğruldu, Yavuz'un gelmesine çok şaşırmışlardı.
Erdem Abi bebeği kucağına aldı.
"Ne koyuyoruz ismini?''
"Nehir"
"Nehir, komutanım"
Esma Abla kıbleyi gösterdi;
Erdem Abi kıbleye dönerek:
"Bismillahirrahmanirrahim; Senin adın Nehir, Senin adın Nehir, Senin adın Nehir.Allahu ekber Allahu ekber Allahu ekber Allahu ekber

Payidâr EyFetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin