2.Bölüm/ Hollanda

1.3K 81 43
                                    

Eylem'den:

Hafif bir uykudan duyduğum anons sesi ile sıçrayarak uyandım. O günden beri uykularımdan sıçrayarak uyanıyordum.

"İnişe geçiyoruz!"

Saate baktığımda 03.27 idi. Saat 03.45te havalimanının kapısına beni yarın sabah 09.00a kadar kalacağım otele götürecek araç gelecekti.
...

'Belki dün akşamki düğünde Erdem Albay ile değil de Fethi ile dans edebilirdik' diye düşünmekten uyuyamamıştım fazla...
Ilık bir duş , ardından siyah kotumu, klasik bir tişört ve malûm Hollanda rüzgarı için siyah ceketimi üzerime giydim.
(Zaten yanıma bir tek ceket olarak bunu almıştım 3-4 pantolon 7-8 tişört ,3 tane eşofman ve Fethi'nin ùtünde hâlâ kokusunun olduğu pijamaları haricinde hiçbir şey almamıştım kıyafet olarak... )

Şimdi Müzeye gitmem gerekiyordu saate baktım :
08.56 tam vaktinde hazırdım işte; kapıya Hollanda da kullanmam için bir araç bırakmışlardı. Hızlıca eşyalarımı toparlayıp otel odasından çıktım, arabama bindim ve navigasyonu açtım.
İstikamet Bonnefanten Müzesi!
...
Müzeden içeri girerken cok geniş hir salon karşıladı beni, inanılmaz yüksek ve garip bir tavanı vardı.

Bonnefanten Müzesi

Bu mekanda Hollanda'da görev yapacağım sürece danışacağım, görevlerimi verecek olan şefim ile tanışacak, ondan kalacağım lojmanın adresini falan alacaktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bu mekanda Hollanda'da görev yapacağım sürece danışacağım, görevlerimi verecek olan şefim ile tanışacak, ondan kalacağım lojmanın adresini falan alacaktım.
...
Şefi yarım saate yakın bekledim, o sırada burada bulunan olağanüstü tarihi eserleri inceledim.
Şef geldi;
"Ben Hakan Budak, senin Limburg şefinim." dedi.

Bu isim bir yerden tanıdıktı sanki ama...

"Ben de Eylem Mercier, şefim."
Dedim demesine ama şefin yüzünün düşmesi bir oldu.

Kısık sesle: "Eylemcim sana evet aramızda Eylem diye hitap edeceğiz ama sakın unutma resmi yerlerde adın..."

"Fleur Delecaur efendim ."
Diye cümlesini tamamladım, şef benden en az 10-15 yaş büyüktü.
...
Biraz sohbet ettik bana ailesinden bahsetti iki çocuğu ve karısı varmış küçük oğlunu Almanya'da yapılan bir patlamada az daha kaybediyormuş o yüzden üstüne titriyormuş...
Beni karısı ile tanıştıracağını söyledi, buralarda arkadaş olabilir mişim falan filan...
Bilmiyorlar ki ben buraya YALNIZ olmak için geldim!
...
Saat 10u geçiyordu kalacağım lojmanın adresini aldım ve yüklü bir miktarda para ile lojmana doğru bastım gaza.
Bana verilen daire çok güzeldi, 2+1 bir daire (tek başıma ne yapacaksam...) hemen en büyük odaya girdim, daire zaten eşyalıydı, yatak odası için ayrılan odada fotoğraf koymalık birçok boşluk vardı.
Hadi Eylem! Dedim ve başladım;
Dolaba eşyaları yerleştirdim, Fethi'nin eşyalarını her zaman görebileceğim güzel bir köşeye koydum. Fotoğraflarımız için çerçeve eksikti, bugün yerleşmem için görev yoktu bu yüzden alışverişe çıkmaya karar verdim!!
...
Nazlı'dan

İSTANBUL
"Ne! Sen ne dediğinin farkında mısın Nazlı!"
"Evet Mücahit abi gitti!" Diye karşılık verdim...
Kendimi büyük nir boşlukta hissediyordum, tek tek en yakın dostlarımı kaybediyordum, önce Fatma Abla sonra Bahar şimdi de Eylem!

Selaamm...
Bölümü nasıl buldunuz?
Biliyorum çok saçma bir yerde bitirdim ama biraz merakta kalınn😄
~yaren

Lütfen oy vermeyi unuymayın!

426 kelime.

Payidâr EyFetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin