F: Semir gördün mü adamı
S: Gördüm ama Eylem'e çok yakın duruyor, görüşüm açık değil.
F: Ben sağ omuzlarından iki adamını indireyim, sen de paniği fırsat bilerek adamı vur.
S: Eylem tehlileye girmez mi?
F: Eylem şuan zaten tehlilede hadi.
Fethi ile Semir tam bir takım çalışması ile binadaki herkesi tek tek indiriyordu.
Eylem kafasına silah dayayan adamı kanayan yarasına aldırmadan dirseğini kullanarak etkisiz hâle getirdi, odada ki tek ayık insan Eylem'di.
Aradan 1-2 dakika geçti, Fethi ve Semir koşarak bayırdan binaya girmişti bile.
Fethi'nin ilk işi Eylem'in yanına gitmek oldu. Semir binada saklanan, binadan kaçan var mı diye etrafa bakınıyordu.
"Eylem!" Genç adam küçücük bedeni kolları arasına aldı, sıkıca sardı.
"Fethi dur, kolum..." Eylem kolunda kandan tamamen ıslanmış flârı kolundan çekti ve yere attı, Fethi kanı durmayan derin bıçak yarasını görünce gözlerini kısarak boynundaki kamuflaj boyunluğunu hemen Eylem'in ince ve ıslak koluna sardı.
"İyi misin bitanem." Eylem iyiyim anlamında kafasını salladı ve Fethi'nin kolunun altına girerek binadan çıktılar.
Birkaç metre ilerde Semir ile buluşup bir araca bindiler, Fethi Eylem'e dikkatlice, birkaç aylık emanet bir bebek gibi bakıyordu.
"Acımıyor dimi."
"Acımıyor merak etme. Fethi ya Semir çok Ateş'e benzemiyor mu baksana saçları falan."
Fethi dikiz aynasından Semir'e bakarak sırıttı.
"Evet aslında benziyor da ne alakası var şimdi."
"Hepsini o kadar çok özledim kii, gördüğüm her şeyi herkesi onlara benzetiyorum."
"Çok yakında gideceğiz, çok yakında..."
...
1 hafta sonra;
"ENSARR!" sesi duyan genç adam karargahtaki odasından koşarak çıktı, yan odaya girdi, karşısında gördüğü manzara hiç de hoşuna gitmemişti.
Semir, Eylem, Emre ve Ece boş, soğuk odada Fethi'yi bekliyordu.
"Ensar operasyona çıkıyoruz, sen, Eylem, Birkan ve Burcu bir takım; ben, Emre ve Ece de diğer takım. Otele giriyoruz beyler siz lobide etrafı gözleyeceksiniz, hanımlar siz de masaj salonunda alacağımız adamı bekleyeceksiniz."
'Masaj salonu' , masaj salonu, masaj salonu... Fethi ve Birkan'ın başlarından aşağı kaynar sular inmişti. Görev olduğunu biliyorlardı, seslerini çıkaramadılar.
"Emre ve Ece siz benimle adamın odasına geliyorsunuz. Bir yetimhane dosyası var, Arnavutluktan. "
"Komutanım, yetimhane ne alaka." diye ekledi Ece.
"1980lerin ortalarında Arnavutluktan bir yetimhaneye terör saldırısı olmuş, çocuklar karışmış, iki erkek kardeş varmış, çocukları ayırmışlar birini Türkiye'ye birini Almanya'ya götürmüşler kimse net tarihini de, çocukların adını, tipini, ailelerini bilmiyorlar. Benim büyüdüğüm yetimhane olduğu için özel ilgilenmek istedim bu konuyla, sonuç olarak bu akşam operasyon başlıyor."
"Peki bu adamla bu iki yetimhanenin alakası ne ?" Fethi içinde kalan soruyu dayanamadan sormuştu.
"Kaçırılan çocukların amcası olduğu biliniyor, adam terörist. Kardeşi veya kardeşlerini öldürüp çocuklarını önce yetimhaneye gönderiyor. Sonra ülkede tepki yaratmak için yetimhanelere saldırı yapıyor kendi yeğenlerine zarar gelmeden bitiriyor işi sonra iki devlete sahte kimliklerle çocukları kakalıyor. Biz bu resmi evrakları bulacağız."
