Eylem ve Fethi ıslak ıslak otelden içeriye girdiler. Görevliler iki ıslak gencin üzerine kırmızı geniş bir örtü attı, tek oda ayarlatmıştı Fethi bu gece için.
Odaya vardıklarında Eylem Fethi'yi süzdü; "Hadi üzerini değiştir yakışıklı."
"Sen niye değiştirmiyorsun önce güzellik, ha pardon güzellik Ateş'e ait bir laf çok özür dilerim "
"Öf Fethi saçmalama ben banyoya gidiyorum."
Eylem gıcıklık yapmak için üzerini banyoda giyinip yatağa uzandı, Fethi eşofman giymiş yatakta onu bekliyordu.
"Eyleem" Fethi tek kolunu başının altına koymuş Eylem'e dönmüştü vücudunu.
"Efendim Fethi"
"Ne zaman evleniyoruz çocuğumuz falan oluyo?"
"Çüş fethi."
"Ne ya nişanlım değil misin?"
"Oğlum bizim nişanlılığımızın son kullanma tarihi doldu." Eylem gayet ciddi bir tavır sergiliyordu.
"O ne demek yaa?"
"Lan sen bir yıl ölüydün farkında mısın? Hem ben Fethi Kulaksız ile nişanlandım Ensar Özdemir ile değil. Ensar bey eğer illa evlenelim diyorsan baştan başlayacağız."
"Eylem biz üç gün önce yattık ne baştan başlaması be."
"Ensar beni tavlaman lazım."
"Bi kere seni ben değil beni sen tavlamıştın hatırlatırım."
"Evet büyük bir hataydı da neyseeee."
"Hata mı?!"
"Ensar uzatma beni tavlayacaksın Türkiye'ye dönene kadar."
"Ne kız isteme falan mı yapcaz yeniden."
"Kız isteme ne be git işine, tavla beni de sonrasına bakarız."
"Öyle olsun görüşücez Eylem hanım."
Eylem yastığını kolunun altına alıp odadaki koltuğa koydu ve yatağa geri döndü; Fethi dikkatle ona bakıyordu.
"Ensar kalk ben yabancı bir adamla aynı yatakta yatamam."
"nE." Eylem Fethi'yi yataktan iterek yere düşürdü. Fethi yatakta yatan kadına içi giderek baktı ve yavaş adımlarla el mecbur yatağın iki metre ilerisindeki koltuğa uzandı.
"Sabah görürsün sen Eylem hanım."
Eylem he he bakışı atıp yorganı üzerine çekti, sabah Fethi'nin ne yapacağını düşünürken uyuya kalmıştı.
...
"Fethii! Nerdesin yaa" Eylem uyandığında ilk işi Fethi'nin koltuğuna bakmak olmuştu. Onu yerinde bulamayınca odanın içindeki banyoya bakmıştı daha sonra odanın kapısına çıktı ve oralarda da göremeyince sessizce ona seslenmeye başladı.
Fethi o sırada otelin restoranında kahvaltı ediyordu. Eylem üzerini giyindi ve restorana indi. Bir tepsi aldı, içine iki dilim peynir, üç zeytin ve birkaç kaşık sucuk doldurup Fethi'nin karşısına oturdu.
"Eylem o kadar sucuğu sen mi yiyeseksin?"
"sana da günaydın yaa." genç adam Eylem'in sitemine pislikçe bir sırıtmayla karşılık verdi. Eylem ağzına birkaç parça sucuk attı ve Fethi'ye tip tip bakarak hepsini yedi. Fethi karşısındaki kadının bu iştahını şaşkınlıla izliyordu.
"Bön bön bakma Fethi sen de ye." eylem cümlesini bitirmeden Fethi'nin ağzına çatalla sucuk sokuşturdu. Fethi ağzındakileri bitirince dirseklerini masaya yasladı ve ellerini çenesinde birleştirdi.
