21. Bölüm/ Çifte Nikah ;)

682 46 43
                                    

-öncelikle çok uzun zamandır bölüm gelmiyordu, yazmıştım ama atmıyordum. bu bölümü atıyorum, devamı gelir mi ne zaman gelir bilmiyorum açıkçası yazarım gelmiyor 🙃-

(benim adım yaren size mutlu nikah yazar mıyım ehehhe)

Nikah günü gelmişti, herkes çok sade bir eğlence istediği için kalabalık yoktu. Ateş ve Fethi aileleri olmadan, birbirlerine aile olarak Erdem'in kapısına gelmişti. arkalarında beş-on kişi vardı; Tim, Su, Saadet ve Melissa.

Ateş kapıyı çaldı, Erdem sağ kolunda Eylem; sol kolunda Nazlı ile kapıya çıktı.
Beyler onlarla Erdem'in utancından göz teması bile kuramıyordu.

Erdem yanına Yavuz'u çağırdı, abileri olarak yanında durmasını gerektiğini; kızlardan birine kavalye olmasını istediğini belirtti.

Yavuz hiç itiraz etmeden Eylem'in koluna girdi ve önlerindeki birkaç basamağı indiler. Arkalarından Nazlı ile Erdem de indi.

(arklar nikah ortamı komutanım falan germeyelim işi)

Yavuz, Fethi'ye baktı. Pis bir gülüşle ; "Erdem abi, biz buna kızı vermiş miydik?"

"Yavuzcum ben Nazlımı verdim, ama Eylemimi verdiğimi hatırlamıyorum da.
-Fethi Erdem'in gözlerinin içine bakıyordu- Neyse verdik sayalım."

Fethi'nin içi serinlemişti. Eylem'in yüzüne baktığında o gördüğü mutluluk... Tarif edemeyeceği benimde anlatamayacağım şeyler anlayın işte.

Yavuz Eylem'e baktı, yavaşca kolundan çıktı, Eylem'in narin kolunu Fethi'ninkine verdi.

Erdem sakin adımlarla Ateş'in yanına getirdi kızını. Nazlı'nın yüzüne baktı, gözleri dolu doluydu Erdem'in. Hayattaki tek varlığını Ateş'in koluna verdi.

herkes mutluluk içindeyken Erdem bianda sağ eli ile Fethi'nin, sol eli ile Ateş'in kulağını çekti.

Herkes şaşkınlık içerisinde onlara bakarken Erdem konuşmaya başladı.

"Eğer kızlarımı üzerseniz, sizi öyle bi üzerim ki... Neler yapabileceğimi tahmin bile edemezsiniz beyler."

"Emredersiniz komutanım!" Ateş ile Fethi'nin aynı anda çıkan gür ve titrek sesleri sonunda bir acıyla kuvranma iniltisine dönmüştü.

"Ne komutanı!" Erdem kulaklarını karşısında bütün evi dağıtmış, üzerine pişkinlik yapan iki çocuğunkini çeker gibi çekiyordu.

"Baba diyeceksiniz, yürüyün şimdi!"

Ufak kıkırdamalar, sırıtmalar sonrasında Nikahın yapılacağı deniz kenarına gelmişlerdi.

Sakin, kimsenin olmadığı bir plajdı burası. Etrafta birkaç yüksek masa, müzisyenleri olmayan bir orkestra ve nikahın kıyılacağı dokuz sandalyeli bir masa vardı.

Herkes yerleştikten sonra daha sayı olarak gelmemesi gereken iki kişi gelmişti, plaja inen basamaklardan yavaş yavaş iniyorlardı.

Nazlı'nın gözü bir an için oraya kaydı. İlk işi Ateş'e bakmak olmuştu: "Ateş bunlar kim?"
Ateş o tarafa bakınca şok olmuştu, Nazlı da biraz dikkatli bakınca sağdaki sarı, röfleli ve kıvırcık saçlı kadını tanımıştı. Fethi'nin cenazesinden.
"Nazlım bu Avcı'nın annesi, yanındakini bilmiyorum." Ateş lafını bitirdikten sonra Fethilere doğru baktı.

Fethi ile Eylem birbirlerine dalmıştı, iki okyanusun birleşme noktasında birbirine karışmayan iki parçaydı sanki onlar. Bianda 'hoşgeldiniz, hoşgeldiniz Gamze Hanım, hoşgeldiniz Feray hanım.'
seslerini duyan Eylem ve Fethi şok içinde iki kadını ağırlayan Erdem'e baktı.

Payidâr EyFetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin