#7# KARŞILAŞMA

7.5K 336 30
                                    

Kumsal ani bir şekilde yerinden kalktı. Kot şortunda kum kırıntılarının olduğunu hissedince de ilerlerken elleriyle de arkasını çırpıyordu. Yine çok sinirlenmişti. Onun burada ne işi vardı? Arkadaşı Betül, Kumsal'ın arkasından büyük bir şaşkınlıkla bakakalırken o da ayaklandı arkadaşının peşinden gitti. Abisi Serkan ise olanlara bir anlam bulmaya çalışıyordu ama hiçbir türlü bu gerginliğin sebebini anlamamıştı.

''Gördün değil mi? Meriç burada hiçbir şey olmamış gibi karşıma geçmiş şarkı söylüyor.''

''Kumsal acaba abine mi söylesen. Çünkü iş sandığımızdan da farklı konumda.''

''Hayır bu oyunu daha fazla devam ettirmeyeceğim. Karşısına çıkacağım ve hepsinin tek tek hesabını soracağım.''

'' Bence bu doğru değil. Yani birazcık daha sakin davranmalısın. Öfkeyle kalkan zararla oturur. Git hesabını sor ama bu şekilde değil daha sakin.''

Konuşurken arkalarında Serkan'ın olduğunu görünce iki genç kız büyük bir şokla arkalarına döndüler. Konuşmanın ne kadarını duyduğunu merak edici bir sorgulamayla Serkan'a baktılar.

Abisi Serkan kaşları çatık bir şekilde karşısındaki iki genç kıza baktı. 

''Biri bana burada ne olduğunu anlatabilir mi? Niye ani bir şekilde hiçbir şey söylemeden kalkıp gittin Kumsal.'' 

Kumsal, abisinin hiçbir şeyi duymadığını anlayınca içinden derin bir oh çekti. Şimdi abisine ne söyleyeceğini düşünürken arkadaşının imdatına yetişmesine mutlulukla gülümsedi.

''Serkan ben biraz daha dışarıda oturmak istiyorum. Müzik dinlemek istiyorum acaba bana eşlik eder misin? Kumsal'ın başı ağrımış sesten o dinlense iyi olur.''

Serkan şüpheli bakışlarla kardeşini süzdü. ''İyi misin? Hastaneye gidelim mi?''

''İyiyim. Birazcık uzanırsam daha iyi olacak gibi. Siz gidin.''

Kardeşinin çok kötü olmadığını görünce usulca kafasını salladı. Betül'le birlikte sahil yolunu tuttular.

Kumsal içindeki savaşla baş etmeye çalışıyordu. Arkasında birinin olduğunu hissedince panikle arkasını döndü. Görmeyi en son istediği bir çift ela gözle karşılaştı.

Bir müddet sadece bakıştıklarında Meriç'in endişeli, tedirgin yüzüne alayla baktı.

''Ne büyük tesadüf değil mi?''

Meriç hala sessizdi. Bir şeyleri anlamaya çalışır gibi bir hali vardı. Kafasını yana yatırmış bir şekilde ensesini kaşıdı.

''Sanırım....''

Kumsal ağzına lafı tıkadı. ''Sanırım ne sen......''

''Bak anlıyorum sen de şaşkınsın ama......''

''Yalan söyledin bana. Sen bana yalan söyledin. Bunların hiçbiri tesadüf değil. Beni bir takıntılı hasta gibi takip ediyorsun ayrıca telefonda beni rahatsız eden o pislikte sensin. Biliyorum hiç beni daha fazla kandırma.''

Meriç duydukları karşısında gözleri şaşkınlıkla açıldı.

Kumsal parmağını tehditkar bir şekilde sallayarak ''Bir daha sakın ama sakın yanıma yaklaşma pislik herif.''

''İnan bana....''

''İnanıyım mı? '' kafasını delice sallayarak ''Çok komiksin git buradan bir daha sakın peşimde olma. O saçma sapan mesajlarına da bir son ver. Git şimdi daha fazlasını duymak istemiyorum.''

''Gözlerimin içine baka baka ya. Yalan söyledin.''diye cümlelerini devam ettirirken Meriç Kumsal'a daha fazla yaklaştı. Onca lafa rağmen ona büyük bir aşkla bakarken ellerini Kumsal'ın yüzüne yerleştirip sakince şevkatli sesiyle

''Seni çok seviyorum. Özür dilerim seni kırmak, üzmek, endişelendirmek, korkutmak istememiştim. Haklısın sana yalan söyledim ama buna mecburdum seni kaybetmemek için. Evet, haklısın belki hastalıklı bir düşünce tarzı ama inan bana ben bile bu kendi yaptıklarıma anlam veremiyorum. Her şey aslında benden habersiz gerçekleşti. Ben......''

Kumsal büyük bir sinirle Meriç'i kendinden uzaklaştırdı. Ona dokunmasını izin verdiği ve her ne olduysa büyük bir hipnozla onun az önceki cümlelerini dinlediği için kendisine ayrı bir öfkeliydi.

''Bana dokunma. Hastaneye bir daha adım atma. Bir daha beni mesajlarınla rahatsız etme. Mümkünse beni seviyorsan da böyle sevme. Çünkü seven adam böyle sevmez. İnan bana bu oyuna ne amaçla başladığını bilmiyorum ama senden deli gibi nefret ettiğimi deli gibi biliyorum. Ve seni asla sevmeyeceğimi de biliyorum. Bu sebeple benden uzak dur.''

Şu psikoloji içinde bu cümleleri kurabildiği onun karşısında güçlü durabildiği için kendini içinden tebrik ederken onun yanından uzaklaşmasını bekledi yanından uzaklaşmasını bekledi. Geri adım atmasını bekledi ama beklediklerinin aksine Meriç bir adım daha attı. 

Kumsal'ın dibine iyice yaklaşarak daha Kumsal'ın daha ne olduğunu anlamadan Meriç'in dudaklarına atılması ile gözleri irileşti.

Meriç, Kumsal'ı büyük bir hırsla öpüyordu. Dudaklarını büyük bir öfke, arzu ile istila ederken Kumsal hiçbir tepki veremiyordu.Bu öpücüğün birçok anlamı vardı aslında aşk, hırs, öfke,kabullendirme.... Az önce deli gibi bağırıp çağırırken şimdi hiçbir şekilde kendini deli gibi öpen bu adama karşılık veremiyordu.

Kumsal'ın aklı başına gelince kendinden ayırmak için bir hamle yapacağı esnada arkada duyduğu sesle eli sadece Meriç'i itmek için arada kalmıştı. Bu öfkeli cümlelerin sahibi Serkan'a aitti.

Evet arkadaşlar geçen bölüm bir kişiden eksik yorum olduğu halde bu bölümü şimdi atıyorum. Ve yine bir bölüm sınırı koyuyorum. Geçen bölüm 8 yorum olmuş bu bölüm sınırı 15 YORUM. 15 yorum olmadan yeni bölüm gelmeyecek. Ki ben yapılan yorumlara cevap verdiğim için bu yorum sınırı çok değil.

Bu hikayeyi Wattpad ve Sweek uygulamaları dışında başka bir sitede okuyorsanız, orijinali değildir. İtibar etmeyip şikayette bulunabilirsiniz. Çalıntı halinde yasal işlem uygulanacaktır.




KALBİMDEKİ HUZUR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin