Sınır düşürdükçe oy ve yorum sayısı da düşüyor. Gerçekten bu çok üzücü. Ben sizin için kısa sürede bölüm hazırlıyorum ama siz bir yıldıza basmıyorsumuz. Emegimin karşılığını istiyorum sadece. Iyi ya da kötü yorumlar ikisi merak ediyorum.
Bir bölümde 150 okunma var ama bir yorum bile yok. 15 oy var sadece. Lütfen okunduğu kadar da teşvik edici bir tane de olsa yorum vs oy olsun.
BÖLÜM SINIRI 4 YORUM.Bu hikayeyi Wattpad ve Sweek uygulamaları dışında başka bir sitede okuyorsanız, orijinali değildir. İtibar etmeyip şikayette bulunabilirsiniz. Çalıntı halinde yasal işlem uygulanacaktır.
Kumsal'ın da Betül'den bir farkı yoktu. Şaşkınlıkla oldukları yere çivilenmişlerdi. Ağır çekimde yanına gelen Meriç hiçbir şey söylemeden sadece Kumsal'a baktı. Arkadaşı Levent karşısında gördüğü kızlarla başta o da şaşırsa da sonra aynı hastanede çalıştıkları için normal olduğunu düşündü.
Betül Meriç'in yanlarına gelmesiyle Meriç'e bakarak,
''Lütfen bana Odun Beyle arkadaş olmadığınızı söyleyin.''dedi.
Meriç gözlerini Kumsal'dan ayırıp yanındaki kıza baktı. Sonra onun kimden bahsettiğini anlamak için arkasına baktı. Levent olduğunu görünce alayla gülümsedi.
''Sakın bana az önce bahsettiği psikolog kızın sen olduğunu söyleme.''
Betül üzüntüyle Meriç'e baktı.
''Gerçekten saygısız bir arkadaşa sahip olduğunuz için sizin adınıza üzülüyorum.''
Meriç keyifle yana doğru kafa sallarken bakışları tekrar karşısındaki Kumsal'a kaydı.
''Görüşmeyeli uzun zaman oldu.''
''Evet.''diye kestirme bir cevap verdi Kumsal.
Levent yanlarına yaklaşarak
''Vay be. Psikolojisi bozuk doktorumuz demek seninle aynı gün içinde ikinci kez karşılaştık.''diye keyifle mırıldanırken
Betül dişlerinin arasından '' Gerçekten üzücü. Hadi gidelim Kumsal.''diyerek yanındaki arkadaşını sürükledi.
''İnanmıyorum Odun Beyle Meriç nasıl arkadaş olabilir.''
''Kolu sarılıydı neden acaba?'' diyen arkadaşına baktı.
''Ondan kurtuldum diye sevinen ben miydim? Şimdi bunu mu sorguluyorsun?''diye sinirle soludu.
''Artık benim için zararsız olduğunu düşünüyorum. Takıntılı ya da sandığımız gibi biri olsaydı benim peşimi bırakmazdı. Demek ki olmayacağını anlamış.''
''Ya bu da oyunun bir parçasıysa yani yeni oyunlarının.''derken
Kumsal, ''Sanmıyorum.'' diye konuyu kapatmak ister bir tonda cümlesini tamamlamıştı.
Yemek yedikleri yere geldiklerinde öğle aralarının bitmesine çok az bir vakit kaldığını gördüklerinde hızlıca yemeklerini yemiş koştur koştur hastaneye geri gelmişlerdi.
& & & & & & &
Kumsal üzgün gözlerle Meriç'e baktı. Onun bu hallerine dayanamamıştı. Bir doktor olarak hep soğukkanlı olmayı başarmıştı ama şimdi belki de Meriç'le zamanın da bir iletişimi olduğu için yaşadıkları onu da etkilemişti.
''Niye kimse bir şey söylemiyor lan?''diye etrafına saldıran Meriç'i birçok kişi zapt etmeye çalışıyordu.
''Oğlum yapma. Kardeşin iyi olacak. Üzülme.''
Kardeşi Nil trafik kazası geçirmişti ve şimdi saatlerdir ameliyathanedeydi. Hiç kimse çıkıp bir şey söylemiyordu bu sinir patlaması yaşamış olan Meriç'i durdurmuyordu. Hastane koridorunda bir ileri bir geri gidip gelirken yanından geçen kişileri umursamıyordu. Ellerini saç diplerine geçirirken sinirle soludu. Kafasını kaldırdığında ona üzüntüyle bakan Kumsal'ı gördü.
Bakışlarını kaçırdı aklı şu an kardeşindeydi.Hiç kimseyi umursamadı. Babası bir köşede annesi başka bir köşeye oturmuş sabırla beklemeye çalışıyorlardı. Levent'te bir duvara dayanmış kapının açılmasını bekliyordu.
Ellerini sinirle saçlarından çekerken açılan ameliyathane kapısına koşturdu.
''Nil Hanım'ın yakınları sizler misiniz?'' diyen doktora hep birlikte evet cevabını yapıştırdılar.
Doktor sıkıntıyla nefes verdi.
''Buraya geldiğinde çok kan kaybetmişti ama buna rağmen gerekli kanı bulduk başarılı bir ameliyat oldu. Şimdilik hastanın kendine gelmesini bekleyeceğiz.''
Meriç için bu cümleler yeterli değildi. ''Yani yaşıyor, yaşayacak değil mi?''diye sordu.
Doktor kafasını salladı. ''Evet yaşayacak ama kendine gelmesi uzun sürebilir. Sabırla beklemek gerekir.''diyen doktorun cümleleriyle Meriç'in annesi Serap Hanım, Meriç'in boynuna sarıldı. Babası da Levent'e sarılırken, Meriç arkasını dönüp Levent'e tebessümle baktı.
Ameliyathanenin kapısı tekrar açılınca sedye üzerinde getirilen Nil'in peşine düştü bütün aile.
Meriç kardeşinin elini sıkı sıkı tutarken onu izleyen bir çift gözden habersizdi.
Kumsal kollarını birleştirmiş duvara yaslanmış bir vaziyette bu aileyi izliyordu. Onlar sedyeyle birlikte uzaklaşırlarken doktor arkadaşından ameliyatın nasıl geçtiğine dair bilgi almak için yanına gitti.
& & & & & &
Nil odaya alınmıştı. Tüm aile başına toplanmıştı ama doktorun itirazıyla refakatçi hasta yakını belirlenip diğerleri gönderilmişti. Bu kişi de Serap Hanım'dı. Meriç, babası, Levent bir sıkıntı çıkarsa diye şimdilik koridorda beklemedeydiler. Bunu fark eden Serap Hanım onları iyice azarlayıp eve göndermeye ikna etti.
Meriç son bir kez annesine sarılıp, ''Bir gelişme olursa saat kaç olursa olsun haber ver.'' diyerek hastanenin koridorunda ilerlemeye başladı.
Gece olmuştu. Hastanenin bahçesine çıktıklarında ''Baba siz gidin ben sonra geleceğim.''
''Gece gece ne yapacaksın burada oğlum.''
''Burada oturacağım biraz. Sonra gelirim. Siz gidin. Kafa dinlemeye ihtiyacım var.''
Levent anlayışla kafa sallarken, babası Mahmut Bey ''Çok geç kalma.'' diyerek arabaya ilerlediler.
Meriç sıkıntıyla orada bulunan banklara oturdu. Bugün o haberi aldığındaki hali aklına geldi. Bir müddet aklını bu düşüncelerle doldurdu. Hava serindi. Gecenin ayazı sırtına vururken cebinden bir paket çıkardı. Sigarayla pek arası yoktu ama çok sıkıntılı olduğunda arada bir içerdi.
Sigarayı dudağına yerleştirip dumanını içine çekerken çevresini inceledi. Herkes hasta yakınıydı. Kimileri bir umutla iyi haber almayı beklerken kimileri de kaçınılmaz sona kendini hazırlıyordu.
Kardeşinin kaldığı odanın penceresine baktı. Sigarasını bitirdiğinde oturduğu yerden ayağa kalktı. Yavaş adımlarla çevreyi gezdi. Elleri ceplerinde soğuya meydan okurken karşısında Kumsal'ı görmeyi beklemiyordu.
Gülümseyerek elindekini uzattı. Meriç şaşkınlıkla Kumsal'a baktı.
''Hava çok soğuk. İçini ısıtır. Kendime almıştım ama sakıncası yok sen içebilirsin.''diyerek elindeki kahve bardağını uzattı.
Hiçbir şey söylemeden elindekini aldı.
''Bu saatte burada ne yapıyorsun?''
''Nöbetçiyim.''diyen kıza afallamış bir şekilde baktı. Onunla konuşmuştu.
''Neyse ben odama dönüyorum.''diye içtenlikle konuşan kıza kafa sallamakla yetindi.
Elindeki dumanı tüten sıcak kahve bardağıyla arkasından bakakaldı. Küçük bir tebessümle bir yudum aldı. Daha sonra karşısındaki kıza tekrar aşık oldu.
Kumsal farkında olmaksızın Meriç'e bir adım atmıştı. Bu adımlar onu nereye götürürdü meçhul......
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİMDEKİ HUZUR (TAMAMLANDI)
RomanceKalp ve Damar Cerrahı olan Kumsal ile yolları kesişen bir gencin aşk hikayesi? Her şey bir mesajla mi başlamıştı yoksa göz ardı ettiği bir durum mu söz konusuydu? "Yaklaşık üç aydır kalbim deli gibi atıyor, nefesim kesiliyor.Seni gördüğüm andan ber...