Günler birbirini kovalıyordu. Olaylı geçen tatilin üstünden bir hafta geçmişti. Olanları en başından en ince ayrıntısına kadar abisine anlatmıştı. Abisi, Kumsal'ın bunları ona anlatmamasına sinirlenmişti en çok. Kumsal abisini zor zapt etmişti. Yani şimdilik Meriç'e bir şey yapmayacağına ikna etmişti. Ama şimdilik, sonrasını bilemiyordu içinde büyük bir sıkıntı vardı.
Şu anda hastanede Meriç karşısında ve birbirlerinin gözlerinin içine tuhaf bir şekilde bakıyorlardı. Kumsal derin bir nefes vererek,
''Nasıl sana inanmamı bekliyorsun. Hadi bu da oyunsa.''
''Haklısın ama ben gördüm. Yani senin ne yaparsam yapayım bana aşık olmayacağını gördüm. Ve bu sebeple sana arkadaşlık teklif ediyorum.'' Meriç asla yapmam dediği şeyi yapıyordu. Sakin bir kafayla düşününce arkadaşının haklı olduğunu gördü ve bir an önce sevdiği kızı kaybetmemek uğruna çabalamaya başladı.
Kumsal sıkıntıyla gözleri etrafı taradı. İnanmıyordu ve her ne olursa olsun hayatına böyle birini ne arkadaş ne bir sevgili ne de daha fazlası olarak dahil etmek istemiyordu. Düşüncesindeki kararlılığı ve onun hakkındaki hislerini açıkça belli etmek istercesine
''Ben hayatıma böyle birini arkadaş olarak bile dahil etmek istemiyorum. Lütfen beni artık daha fazla zor durumda bırakmayın. Üstelik bana suçsuzmuş gibi masum bir şekilde davranmanız hiç inandırıcı gelmiyor. Açık konuşmak gerekirse.....''
''Gözünde yalancı biri miyim? İzin ver yanıldığını göstereyim. Gözünde sapık biri miyim? İzin ver sana iyi biri olduğumu kanıtlayım. Her insan hayatında ikinci bir şansı hak eder. Sana ne zararım olabilir sadece senin bana izin verdiğin kadarıyla sana yakın olacağım.''
Kumsal gerçekten çok gerilmişti.
''Şu an kapıdaki birçok hastanın hakkına giriyorsunuz. Çıkar mısınız?''
''Benim şu an ki tek amacım gözündeki seviyem. Beni kötü biri olarak bilmeni ya da aklında sapık biri olarak kalmak istemiyorum. İzin ver lütfen bunu telafi edeyim. Sadece arkadaş olarak. Engin nasılsa ben de öyle olayım. Hatta onun kadar yakın olmayabilirsin ama yine de benimle konuşmayı bırakma. Biraz zaman.''diye sözlerini noktalarken aklına Engin'in gelmesi dişlerini sinirden sıkması için yeterli bir sebepti.
''Şu an ki gereksiz yere yaptığın bu ısrarlar bile yanılmadığımı gösteriyor. Ayrıca arkadaş olmak planlanarak gerçekleşen bir durum değildir. Zamanla birbirini tanıdıkça olur.''
''İşte ben de bu fırsatı bana vermeni istiyorum.'' Meriç delirmek üzereydi. Belki de sabrının son demlerindeydi. Başına ilk defa böyle bir şey geliyordu ve bu üstün sabrından dolayı buradan çıktıktan sonra kendini tebrik etmeliydi.
Kumsal olumsuz anlamda başını sallarken ''Çıkar mısın?''diye uyarır bir ses tonuyla kapıyı işaret etti.
Meriç şu an kızı omzuna atıp buradan çıkarmadıysa da şu dakikadan itibaren ikilem içerisindeydi. Sırf her şeyi daha çok batırmamak için son vurucu cümlesini de söyleyip odadan çıktı.
'' Sen ne söylersen söyle öyle bir gün gelecek ki bu dediklerin için çok pişman olacaksın. Kader er ya da geç bir gün bizi tekrar bir araya getirecek ve işte o zaman müdahale etmek için çok geç olabilir.''
Kumsal, Meriç çıktıktan sonra arkasından bakakaldı. En son kurduğu cümleyle neyi ima etmişti anlamamıştı ama artık hayatından çıktığını çok iyi anlamıştı. Kafasına takmamayı tercih etti.
Kapısı açılıp yeni bir hastası içeriye giriş yaparken aklında Meriç'in çıkarken söylediği son cümleler yankılandı o zaman müdahele etmek için çok geç olabilir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİMDEKİ HUZUR (TAMAMLANDI)
RomanceKalp ve Damar Cerrahı olan Kumsal ile yolları kesişen bir gencin aşk hikayesi? Her şey bir mesajla mi başlamıştı yoksa göz ardı ettiği bir durum mu söz konusuydu? "Yaklaşık üç aydır kalbim deli gibi atıyor, nefesim kesiliyor.Seni gördüğüm andan ber...