KAN VE ŞİDDET İÇERİR!
Bir kaç sohbetten sonra üzerimize yoğun bir sessizlik çökmüştü. Ne o, ne de ben konuşuyorduk. Bana attığı tuhaf bakışlar yüzünden sebepsizce kendimi suçlu hissettim. Sanki bir şey soracak gibi bir ifadesi vardı; ama sormak ile...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Sınıftaki hocalara tepkim)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Okul açılınca moodumuz)
Jennie Jisoo'nun kolunu korku ile tutuyordu. Rosé ise arkama geçmiş kolumu çok sıkı bir şekilde tutuyordu. Kimse konuşmuyordu. Alarmın sesi çalmaya devam ediyordu.
Önümüzdeki şey 2 polisin cesediydi. Resmen polisleri kurşun yağmuruna tutmuşlardı. 2 polisin bedenlerinden hâlâ kırmızı sıvı, yani kan akmaya devam ediyordu.
Sonunda fazladan adrenalin'i üzerimden attım ve konuşmaya başladım.
" Jisoo unnieye katılıyorum. Çabuk buradan çıkıp neler olduğuna bakmamız lazım." 😕
Rosé kolumu bırakmamakta kararlıydı. Ben ve Rosé önde Jennie ve Jisoo da arkamızdan ilerliyordu.