29.Bölüm: Küvet Faciası

711 71 172
                                    

(Vote vermeyi ve bol bol satır arası yorum yapmayı unutmayın. ♥️♥️ Yazım yanlışlarım varsa kusura bakmayın.♥️♥️)

(Jungkook'un ağzından...)

Lisa solumdaki tek kişilik koltukta oturmuş dikkatlice televizyonda oynayan filmi izliyordu. Ben ise iki dirseğimi dizlerime yaslamış başımı ellerimin arasına almıştım ve sessizce inliyordum. Lisa filmi pür dikkatle izlediği için beni farketmiyordu.

Başım çok ağırıyordu. Baş ağrısı en belalı ağrılardan biriydi. Yine keskin bir ağrı başıma vurduğunda gözlerimi yumdum ve sessizce inledim. Lanet baş ağrısı!

Başımı ellerimin arasından kaldırıp gözlerimi açtım ve bacaklarıma baktım. Kontrolsüz bir şekilde titriyorlardı. İçimde bir boşluk vardı sanki. Bir arzu. Bu arzu bildiğiniz arzulardan değildi. Canım o lanetli maddeden çekiyordu. Uzun süredir almadığımdan dolayı kriz geçiriyor gibiydim.

Oysa sadece 5 saattir kullanmıyordum. O da hastahanede olduğum içindi.

Koltuktan destek alarak ayağı kalktım. Tam oturma odasının çıkış kapısına ilerleyecektimki Lisa konuştu. " Jungkook? Nereye?"

Lisa'ya bakıp " Ağrı kesici alacağım." dedim.

Lisa koltuktan kalkıp yanıma geldi ve bana dikkatlice bakmaya başladı. " Ben alırım sen otur dinlen."

" Hayır, sen nerede olduğunu bilmezsin ben kendim alırım."

Lisa kaşlarını çattı. " Nerde olduğunu söyle o zaman?"

Lisa lütfen zorlama sana zarar vermek istemiyorum dedim içimden. Şuan sinirlerim beynime beynime vuruyordu. Bağırıp çağırıp bir şeyleri kırıp zarar vermem an meselesiydi. Derhal odama çıkıp o maddeden kullanmam gerekiyordu.

" Lisa, son kez diyorum git koltuğuna otur ve filmini izlemeye devam et ben ağrı kesicimi alacağım ve hemen geri döneceğim." der demez oturma odasından çıktım.

Hâlâ başım ağrıyordu. Hızlı adımlarla merdivenleri çıkıp odama girdim. Kapıyı kapattığımdan emin olduktan sonra gardrop dolabını açtım ve kasanın şifresini girdim. Kasa açılır açılmaz içinden rastgele bir tane iğneyi çıkardım. Önce kasayı sonrada gardrop dolabını kapattım. Yatağımın hemen yanı başındaki komidinin çekmecesini açtım ve içinden plastik kalın bir ipe benzeyen şeyi çıkardım. ( hemşirelerin, damarı bulmak için kolumuza sıkıca taktıkları şeyden bahsediyor. Adını tam olarak bilmiyorum.)

Yere oturup sağ koluma o plastik şeyi sıkıca bağladım. Sonra titreyen diğer elimle iğnenin kapağını açıp sivri ucunu damarımın olduğu yere götürdüm. Sivri ucu derimi geçip damarıma ulaşınca o bağladığım plastiği dişlerimle çözdüm. Plastik şey kucağıma düşerken iğnenin içindeki maddeyi damarıma yavaş yavaş enjekte etmeye başladım.

O madde bir şekilde beni rahatlatıyordu. İğnenin içindeki madde bitince sivri ucunu önce damarımdan sonrada derimden çıkardım ve yere bıraktım.

Tamam, vücudum hâlâ titriyordu ama az önceki kadar acı çekmiyordum. Sırtımı duvara yaslayıp gözlerimi yumdum.
" J-Jungkook? N-ne yapıyorsun? Açıkla hemen!"
________________

( Sehun'un ağzından...)

" Kolunun yarsını kıyma yaptığım adamı getirin!" diyerek korumalarına bağırdı Min Ho.

Neden beni ve o adamı bir apartmana getirmişti? Yine ne işler çeviriyordu? Buradan bir şekilde kaçmam lazımdı. Fakat ellerim arkadan bağlıyken bu neredeyse imkansızdı. Çığlık atsam apartmandaki kişiler bana yardım ederler miydi acaba?

Police [ LİSKOOK ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin