25.Bölüm: 2000 doz...

1K 116 313
                                    

Depoya benzeyen yerin içinden bir silahın patlama sesi duyuldu.

Adımlarımı kesip yerimde donakaldım. Benimle birlikte herkes donakaldı. O an zaman durdu, hafif esen rüzgar bile durmuştu... O an herşey durmuş donakalmıştı.

" Jungkook!" diye çığlık attım. " Jungkook!"

Çok erken konuşmuştum. Çok erken meydan okumuştum bu hayata, bu evrene...

O an sağ elimin acısını her şeyini unutmuştum.

" Jungkook!" diye bağıra bağıra koştum depoya benzeyen yere.

Ne olur sana bir şey olmasın! Ne olur!

( Hani çocuğu ölmüş bir anne çocuğunun ölüm haberini daha yeni duyar ya... Ve duyduğu zaman yıkılır yere düşer... Feryat figan bağırıp çığlık atmaya başlar. O çocuğunun ismini acı içinde söyler bağırarak. İşte Lisa Jungkook'un adını o duyguyu içererek söyleyip bağırıyordu. Hayat bu oyunları oynamaya devam ediyordu... Önce babasını aldı elinden... Sonra annesini... Tam herşey bitti derken 3 tane kız giriverdi hayatına. O üç kız abla oldu Lisa'ya. Ve tam herşey düzelmiş derken farklı bir meslek sahibi oldular geçici süreliğine. Başlarına gelmeyen şeyler kalmamıştı... Hayat kuzenini de aldı elinden... Şimdide daha adını bilmediği o duyguyu ona besleyen, Jungkook'u da mı almıştı elinden hayat..? )
_______________________

( Vote vermeyi ve bol bol satır arası yorum yapmayı unutmayın ❤ Yazım yanlışlarım varsa kusura bakmayın ❤)

(25.Bölüm)

" Jungkook! Ne olur sana bir şey olmuş olmasın!" kapıyı -sağlam elimle- yumrukluyor var gücümle tekmeliyordum fakat açılmıyordu!

Hepsi kendilerine yeni gelmiş bir şekilde bağırdılar ve yanıma koşup benimle birlikte kapıyı tekmelediler.

(Taehyung) " Açıl! Açıl lanet olası kapı!"

Şuan tüm kalbimiz o depoya benzeyen şeyin içinde -Jungkook'un yanında- atıyordu

" Açılmıyor!" diye bağırdım mahvolmuş halde.

Namjoon ve Jin yanımızdan ayrılıp arabaya doğru koştular.

Hoseok ve Yoongi yanımıza gelip kapıdan uzaklaştırdılar bizi.

O sırada Namjoon Şoför koltuğuna Jin'de hemen onun yanındaki koltuğa oturmuştu.

Namjoon gaza basıp arabayı depoya benzeyen şeyin kapısına doğru çok büyük bir hızla sürdü.

Ve GÜM! Araba kapıya çarptı ve kapı açıldı!

Namjoon arabayı geri geri sürüp içeriye geçmemiz için yer açtı ve arabayı durdurdu. Kimseyi umursamayarak depoya benzeyen şeyin içine daldım.

Yerde yatan Jungkook'un bedenini görünce kanım dondu kalbim kan pompalamayı durdu.

" Jungkook!" bir kez daha bağırıp Jungkook'un yerde yatan bedenine koştum.

Yere çömelip başını dizime koydum ve sol elimle kanlar içinde olan mahvolmuş yüzünü hafifçe tokatlamaya başladım, " Jungkook! Aç gözlerini! Ne olur!" gözlerimden yaşlar akmaya başladı, yanağımdan süzülüp Jungkook'un yanağına damladı.

Police [ LİSKOOK ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin