┇23┇

3.2K 185 345
                                    

Bölüm 23 : Turist

━ 

Rengarenk ışıklar eşliğinde geçirdiği bir kaç saniyelik yolculuğun ardından ayakları nihayet zemine basan Tony , az önce olan şeyin kendinde bir etki bırakıp bırakmadığını anlayabilmek için elleriyle vücudunu yokladı. 

"Ne tuhaf bir şeydi bu." Kendi kendine mırıldandı. Ardından başını kaldırıp bulunduğu yerin tam karşısından gözüken devasa saraya baktı. "Harika , samanlıkta iğne arayacağız."

Tony , bulunduğu küreyi başını sağa sola çevirip incelemeye başladığında yanı başında varlığını daha yeni fark ettiği siyahi adamlar karşılaştı. Ellerinin altında sıkı sıkıya tuttuğu kılıca ve hemen sonra adamın yüzüne anlamsızca baktı. "Sen kimsin be?"

"İsmini seslendiğin kişi." diye yanıtladı Heimdall onu soğuk bir sesle. Tony aydınlanmış gibi kaşlarını havaya kaldırırken bir yandan da teorisini ortaya attı. 

"Aslında ismini seslenince  Mufasa gibi bulutların arasından çıkarsın diye düşünmüştüm." Elleriyle yüzünü kapayıp bulut izlenimi verdikten sonra onları iki yana çekip yüzünü açığa çıkardı ve sesini kalınlaştırarak devam etti. "Bilirsin işte..Simba!" 

Bekçinin kendisine aynı bayık bakışları atmayı sürdürdüğünü görünce gözlerini devirdi ve içinden espri anlayışı için bir dakikalık saygı duruşuna geçti. Zira ölmüşlerdi.

"Thor'un fikriydi." dedi bekçi soğuk bir sesle. "Ona söz verdim."

Tony yüzüne duygusal bir ifade takındı. "Benim için mi? O kılıcı saplayacağını bilmesem sana sarılırdım koca adam.."

Heimdall yine hiç bir tepki vermeyince Tony en ciddi haline bürünüp aynı bayık bakışlarını ona atarken konuştu. "Pekala , Loki nerede? Süt banyosunda mı?" Baş parmağıyla arkasındaki devasa sarayı işaret ederken beklentiyle Heimdall'a döndü. 

"Daha fazla yardım edemem." Heimdall'ın otoriter sesini duyan Tony üfleyip kolunu göğüs hizasına kaldırarak saatinde bir kaç düğmeye bastı. "Yazık oldu. Korumam olmaya terfi edebilirdin." Düğmelerle işi bitince zırhı parça parça vücudunu sarmaya başladı. 

"Buradakinin üç katını verirdim." Omuz silkti. "Belki pazarlıkla beş yapardın."

"Para almıyorum." En duygusuz ses tonuyla cevap verdi.

Tony bir süre yalnızca gözlerini dikip ona baktı. "Amma enayi-" 

Heimdall'ın kılıcı sıkıca kavradığını görünce yutkunup bir iki adım geri çekildi. "Alçakgönüllüymüşsün! Alçak..baya alçak." Bifrost'tan çıkıp köprüye basana kadar geriledi. "Gidip Loki'yi  bulayım."

Heimdall'ın bir şey demesine fırsat vermeden yerden hızla yükselip yönünü saraya doğru çevirdi. Üzerinden geçtiği denizi ve ona eşlik eden köprüyü izliyordu. Suyun berraklığı sayesinde altında yüzen balıkları görebiliyordu. Suyun yüzeyinde daha önce görmediği türden kuşlar onunla birlikte süzülüyorlardı. Kanatları ve vücudu bir güvercini andırsa da gagası bir leyleğinki kadar uzundu. Korkutucu sayılırdı ama bir o kadar da güzeldi. 

"Hedefte sekiz yeni düşman var."  Jarvis'in sesi kulaklarına ulaştığında eş zamanlı olarak kaskı zavallı kuşlara zoomlayarak ona hedefi belirtiyordu. "Ateş emrini verecek misiniz efendim?"

Tony panikle bağırdı. "Tanrı aşkına J! Onlar sadece kuş , çevreciliğine ne oldu senin?!"

Tony'nin uyarısıyla her hangi bir tehlike olmadığını anlayan Jarvis sessizliğe gömülürken Tony de neredeyse köprüyü yarılamıştı. Sarayın avlu tarafında dikkatini çeken insan kalabalığı kaşlarını çatıp oraya yönelmesine neden oldu. "Bugün 'saraya halkını getir' günü falan mı?" diyerek kendi kendine söylenirken Jarvis'in sesi ikinci defa dikkatini dağıttı. 

Prisoner | IronfrostHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin