12.BÖLÜM-Beyaz Papatyalar

97 2 1
                                    

Kapıda öylece dikilirken silkelenip kendime geldim. Çantamdan anahtarımı bulup kapıyı açıp içeri girdim merdivenlerden yavaşça çıkıyordum bu saatte insanları uyandırmak en son istediğim şeydi. Oturduğum dairenin kapısına gelince anahtarımla kapıyı açıp yavaşça içeri süzüldüm Evime de hırsız gibi girmek ayrı muammaydı. Aydınlatmanın düğmesine bastığımda Pakize'yi kapının kenarında yatarken buldum. Beni görünce kalkıp bacağıma süründü kucağıma alıp başını okşadım, beni özlemiş olacak ki tatlı tatlı mırıltılar çıkarmaya başladı.

-Özledin mi aşkım sen beni?

Kucağımda kedimle yatak odama girdim onu yatağın üzerine bırakıp çantamı kenara bıraktım, dolabımdan üstüme rahat bir şeyler çıkarıp giydim kirlilerimi banyodaki sepete attım üstüme sigara kokusu sinmişti. Kendimi çok yorgun hissettiğimden banyo yapma fikri gözümde büyüdü elimi yüzümü yıkadım dişlerimi fırçalayıp odama geri döndüm.

Yatağıma girdiğimde kendi sessizliğimle baş başa kaldım bu sessizlik beraberinde beynimin içine bir sürü olumlu olumsuz düşünceleri de davet etti. Gökhan'ın beni öpüşüyle sarsılmıştım ama üzerinde durmamaya karar verdim. Uzatmanın âlemi yoktu sonuçta bu konuyu büyütürsem ona başka gözle baktığımı düşünmesini istemiyordum. İş yerinde yüz yüze bakacaktık aramıza mesafe koymamız, ikimizin yararına olacaktı. Çok iyi birisiydi ona ümit vererek vaktini çalmak istemiyordum. Karşısına onu hak eden birisi pek ala çıkabilirdi. Canımı en çok sıkan onu üzmek istemememdi. Kalbim hala Kaya'yı isterken beynimin Gökhan'a bir şans vermem konusunda ısrar etmesi bana pek yardımcı olmuyordu. Kafamın içinde dönen sorular yüzünden sağ sola dönmeye başladım gergin olduğum zaman deli gibi yatakta döner dururum. Sonunda uykuya dalabilmiştim. Sabah on buçukta uyandığımda uykumu alabildiğime şaşırdım. Yataktan kalkıp banyoya doğru ilerledim yüzümü iyice yıkadım ve oturma odama ilerleyip televizyonumu açtım köşe koltuğuma kurulup kanalları gezmeye başladım kahvaltı etmeden önce biraz kendime gelmeliydim. Kulağıma bir yerden müzik sesi çalındı. Telefonum olduğunu anlamam birkaç saniyemi aldı. Hızlı adımlarla odama girip telefonumu komodinin üstünden alıp arayana baktım kardeşim arıyordu, açıp cevapladım,

-Efendim?

-Günaydın abacık uyandırdım mı?

-Yooo biraz oldu uyanalı nasılsın?

-İyim abla müsaitsen sana geleyim çok sıkıldım evde,

-İzin mi istiyorsun bide gel tabi tatil bu gün vakit geçirelim abla kardeş,

-Tamam abla geliyorum o zaman, zaten giyinmiştim çıkıyorum şimdi,

-Kahvaltı yaptın mı?

-Yok yapmadım abla sen?

-Bende yapmadım seni bekliyorum o zaman gelirken ekmek al tamam canım,

-Tamam öptüm görüşürüz o zaman

-Bende öptüm canım, diyerek vedalaştık kardeşimle gelmesi bir saati bulacaktı mutfağa gidip çay suyunu koydum ocağa, kahvaltılıkları dolaptan çıkardım az kalan zeytinin üzerine ek yaptıktan sonra yıkayıp masaya koydum. Domatesleri yıkayıp soyduktan sonra biber ve yumurtayı almak için dolaba doğru ilerledim o arada telefonumun tekrar çaldığını duydum. Odama gidip telefonu elime aldım arayan Özlem di,

-Günaydın Özük,

-Günaydın canım müsaitsen sana geleceğim,

-Gel tabi kardeşimde gelecek kahvaltı yapmadıysan ben hazırlıyorum birlikte yaparız,

-Süper hemen hazırlanıp çıkarım görüşürüz canım,

-Görüşürüz...

Telefonu kapadığımda Özlem'in gelişinin hayra alamet olmadığını düşünmeye başladım. Dün gece için sıkıştıracağı belliydi. Mutfağa tekrar geri döndüm bıraktığım işe devam etmek için buzdolabına tekrar yöneldim eksiklerimi alıp tezgâhta melemen yapmaya devam ettim. Ev çok sessiz gelince müzik açmaya karar verdim bir koşu oturma odasına gidip müzik kanallarını taramaya başladım ekranda Sıla'yı görünce durdum. Şarkıyı mırıldanarak mutfağa geri döndüm. Kahvaltılıkları hazırladıktan sonra tepsiye dizip oturma odasındaki dört kişilik masama yöneldim özenle tepsidekileri masaya dizdim. Sonuçtan memnun bir ifadeyle gülümsedim artık tek eksik bizimkiler ve ekmekti.

Eski Defter Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin