Yeni bölümle merhaba Arkadaşlar;
Bu gün orta okuldan beri arkadaş olduğum Canım içi Ebru'nun Doğumu için sabahtan beri hastanedeydim(Hikayede adı geçen ve kendisine kısaca değindiğim Ebru'dur kendileri evlendi de anne oluyor zilli hey gidi günler heyy :)) ) benimle birlikte sülaleside oradaydı ama bizim yaramaz bu gün doğmak istemedi ve Doğumu yarına kaldı bende boynumu büküp eve geri döndüm,Pardon dönemedim diyeyim çünkü hastane hiç bilmediğim bir yerdeydi ve giderken eşim götürmüştü dönerkende hiç binmemem gereken ve evimin tam tersi istikameti olan otobüse binmişim ve bunu fark ettiğim zaman son durağa gelmiştim bile,Gururuma yediremeyip geri nasıl döneceğim diye kimseyede sormadım inadımdan(böylede inatçı bir kişiliğim,nedemişler akılsız başın cezasını ayaklar çeker),Bir süre deli dana gibi bir oraya bir buraya gidip doğru otobüs durağını aradım.En sonunda bulamayacağımı anlayınca tuturduğum bu inat yerini korku,yorgunluk ve kendime küfretme ile son bulup yolda giden bir kadının peşinden koşup yol tarifi sormamla son buldu neyseki kadın halime,kızarmış burnuma ve yaşarmış gözlerime acıyıp "bende o yöne gidiyorum gelin birlikte gidelim" demişti.Benim hissettiğim duygu tam olarak "pazarda annesini kaybetmiş bir çocukken birinin annen orada" demesi gibiydi,Gerçekten abartmıyorum böyleydim bugün ve bu aptallığımı sizinle paylaşmak istedim ve yarın doğum için tekrar gideceğim bu sefer yanlışlıkla nereye giderim Allah bilir,Neyse kafanızı şişirmeyeyim zira bu gün ben kendi başımı çok şişirdim,
Ve işte yeni bölüm iyi okumalar dilerim :)))
Böyle bir şeyi yaparken ne düşünüyordum bilmiyorum hangi akla hizmet kabul etmiştim Gökhan'ı. Aynı yerde, aynı odada hatta yüz yüze bakıyorduk. Nasıl davranmam gerektiğini ona karşı nasıl konuşmam gerektiği hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu ama bu ilişkinin kimse tarafından duyulmaması gerektiğini biliyordum. Eğer duyulursa hiç hoş şeyler olmayacağına ve en basiti herkesin ağzına sakız olacağımıza emindim. Hiç bir zaman işyerinde doğan aşklara hoş bakmazdım istemediğim şeyin burnumun dibinde bitmiş olması canımı sıkıyordu.
Masamda oturmuş bunları düşünürken yazmam gereken iddianameleri düzenlemeye çalışıyordum. Bilgisayara bakmaktan dolayı gözlerimin yorulduğunu hissedince başımı kaldırdım. "hay kaldırmaz olaydım" dedim içimden, karşımda içime düşecekmiş gibi duran Gökhan'ın yoğun bakışlarına maruz kalıyordum şuan, ona "ne var" der gibi baktım birisi fark ederse ne düşünürdü Allah bilir!
Hiç oralı olmadan sırıtarak bana bakmayı sürdürüyordu, bakışlarımla Mustafa beyi gösterdim ki kendine çeki düzen versin ama Mustafa beye kısa bir bakış atıp bana tekrar baktı "umursamıyorum" dercesine omuzlarını silkti. "Ey Allahım sen bana sabır ya rab" ona ters ters bakıp tekrar işime döndüm şu anda hiç uğraşacak vaktim yoktu.Bana bakarak akşamı etsin, işi bitmeyince bir güzel fırça yiyecek olan kendisiydi "banane!!!"
Liseli aşıklar gibi davranıyordu boşuna demiyorlar erkekler hiç büyümez hep çocuk kalır diye. Onlarda büyüyen sadece yaşları oluyordu. Öğle arası geldiğinde iştahımın olmadığına karar verdim yerimden kalkmadan işime devam ettim. Gökhan massından kalkıp yanıma yaklaştı,
-Hadi yemeğe çıkalım Serra, Başımı kaldırmadan konuştum,
-Acıkmadım Gökhan sen çık istersen daha sonra acıkırsam bir şeyler atıştırırım, Bu cevabıma karşılık Gökhan derin bir nefes alıp verdi.
-Neden böyle davranıyorsun Serra pişman mı oldun yoksa? Bu cümlesine karşılık yüzüne baktım "evet pişman oldum" demek istedim ama yapamadım karşımda duran adamın yüzündeki çaresizlik buna engel oldu içimden geçenleri söyleyemedim sadece ,
-Hayır, Gökhan bana biraz zaman tanı lütfen ve ayrıca bulunduğumuz konum tartışmaya açık bir yer değil sonra konuşalım mı?
Sesimin sakin çıkmasına özen gösterdim. Cevap vermeden önce yüzüme baktı gözlerini kaçırmadan, kafasında bazı şeyleri tarttığı belli oluyordu. Benimle aynı fikirde olduğuna karar verince omuzları düştü ve "tamam" dedi başka hiçbir şey söylemeden Bürodan çıkıp gitti. O gittikten sonra rahatladım ve tutuğum nefesi dışarı verdim nefret ediyordum gerginlikten, böyle köşeye sıkışınca nefesimi tutuyordum ve farkına da varmıyordum, sonum nefes alma biçiminden olacaktı galiba.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eski Defter
RomanceKokusunu doya doya içime çektim.Geri çekildi yüzümü ellerinin arasına aldı ve beni öptü.Sıcacık öpüşüyle uzun süredir tutuğum göz yaşlarım kirpiklerimden süzülmeye başladı. Yüzüne dokunduğumda onunda ağladığını anladım.O güzel Kirpikleri ıslanmıştı...