Eminim ki duygularından emin olamayan sadece ben değilimdir ama artık saçmalamaya başladığımı düşünüyorum. Gökhan'a değer veriyorum, seviyorum da ama Kaya'ya duyduğum şey neydi peki? içimde ona karşı beslediğim bu duygu tamamen yarım kalışımızdan, tamamlanamayışımızdan kaynaklanıyordu belki de...Ona duyduğum büyük ölçüde öfke ve nefret,tabi birde ikisinin arasında sıkışıp kalmış Aşk... ya da her neyse bilemiyorum daha adını koyamadım...Şu an otobüste bunları düşünürken durağı kaçırmamak için beynimin içinde dönüp duran rulet topunu durdurup oturduğum yerden kalkıp düğmeye bastım. Şoför sağ olsun durağa yaklaştığında kapıyı açmasına gerek kalmadan beni dışarı fırlatmasına yetecek kadar firen yapıp beni az kaldı savuruyordu, son anda tutunmasaydım ne olurdu kim bilir? Güne böyle muhteşem başlamak çok iyi gelmişti dilimin ucuna gelen küfürleri dışa yansıtmadan içimden yağdırdım, homurdana homurdana otobüsten indim. Zaten kafam bir dünya birde bu eklenince tamamen sinir küpüne dönmüştüm.
Birazdan Gökhan ile yüz yüze geleceğimden dolayı yeterince gergindim dün yaşadığımız yakınlaşma hala yüzümün kızarmasına ve utanmama sebep oluyordu. Büroya girdiğimde kimsenin gelmediğini gördüğümde derin bir "ohh" çektim en azından kendimi toparlamama yetecek zamanım vardı. Masama doğru yönelirken kolumda bir el hissetmemle yerimden sıçradım kim olduğunu görmek için arkama döndüğümde yüzünde güller açmış bir şekilde bana bakan bir Gökhan'la karşılaştım. Neden herkes arkamdan sinsice yaklaşıp beni korkutuyor anlamıyorum Her seferinde aynı şeyi yapıyordu çıldırmamak elde değil!!!
-Günaydın Serra ? Korktuğumdan olsa gerek elim kalbime gitti,
-Ayy Gökhan!! Sana da günaydın da neden beni korkutuyorsun aklım çıktı!
-Bu kadar korkacağını tahmin etmedim artık alışmışsındır diye düşündüm,
-Ha ha çok komik yaptığın şeyin farkındasın birde!
-Tersinden mi kalktın güzellik, ne bu sinir?
-Offf yok bir şey Gökhan! Dedim ve yerime oturdum. Gökhan'da üzerime gelmedi ve oda masasına geçip oturdu. Bu günlük bana bulaşmayacağını anlamış oldu ki hiç sesini çıkarmadan işini yapmaya başladı, Bende aynı sakinlikte çalışmaya başladım telefon çalınca bu gün kısmetimde olan şeyi merak ederek telefonu açtım,
-Ben Serra,
-Serra Hanım hazırlanın çıkıyoruz, dedi. Suat Bey,
-Peki, Suat Bey, dedim ve telefonu kapadım, iki dakika otursaydım bari diyerek yerimden kalktım ve çantamı aldım, Gökhan bakışlarıyla beni takip ediyordu sormasına gerek kalmadan beni saran bakışlarını cevapladım,
-Ben çıkıyorum Gökhan kolay gelsin sana, dedim.
-Teşekkür ederim, dedi. ama bir soğukluk sezdim az önceki verdiğim tepkiden rahatsız mı oldu diye merak etmedim değil kırmış mıydım kalbini acaba? Bunu daha sonra çözmeye karar verip başımı "tamam" dercesine salladım ve odadan çıktım. Beyefendinin gönlünü almak gerekecekti ama suçlu olan oydu yaklaşmasaydı bana öyle ne yapayım bende taş değildim ki sakin karşılayayım canım!!
Suat beyin Odasının kapısına geldiğimde onunda kapıdan çıktığını gördüm,
-Günaydın Suat bey, dedim. Karşıdan aldığım yanıt kuru bir "günaydın "oldu, Adam tam manasıyla gıcıktı hadi ben arada sabahları tersimden kalkıp mutsuz mutsuz geziyordum bu adam sabahları hep mi ters kalkıyordu anlamıyorum ki ? Yüzü bir kere gülsün dişimi kıracağım! Ya da ne gerek var canım dişime yazık ben de şans yok güler falan ne gerek boşver diyerek tutuğum adağı geri aldım. Suat beyin peşinden gitmeye başladım.
![](https://img.wattpad.com/cover/25060633-288-k436489.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eski Defter
RomantiekKokusunu doya doya içime çektim.Geri çekildi yüzümü ellerinin arasına aldı ve beni öptü.Sıcacık öpüşüyle uzun süredir tutuğum göz yaşlarım kirpiklerimden süzülmeye başladı. Yüzüne dokunduğumda onunda ağladığını anladım.O güzel Kirpikleri ıslanmıştı...