-Serra ne yazıyor söylesene! Diyerek beni dürttü Özlem, Beynim dilime konuşmam için komut veriyordu ama dilimin pek oralı olduğu söylenemezdi. Dönüp özleme baktım dilimin ucuna gelen cümlelerin dökülmesine ramak kal Özlem küçük not kâğıdını elimden aldı kısa bir bakış attıktan sonra
-Aman be Serra burada bir şey yazmıyor ki bizi de deli gibi paniklettin, dedi
-Nasıl yazmıyor işte orada büyük harfle yazılmış bir “K” harfi var ya,
-Eee yani bundan ne anlam çıkarmalıyız sence canım,
-Özlem dalga geçmesene lütfen bu çiçeği Kaya göndermişe benziyor,
-Şu geri zekâlıyı aklından çıkarır mısın boş yere ümitleniyorsun kaç sene oldu ne aradı ne sordu nede karşına çıkıp bir açıklama yaptı ama sen hala anlamamakta ısrar ediyorsun bir daha ağzından o aptalın ismini duyarsam bozuşuruz ona göre,
Özlem’in bana çıkışması yüzünden sustum sadece “tamam” dercesine başımı sallamakla yetindim, o arada kardeşim çiçeği elimden almış masanın üzerine koyuyordu Ben çiçeğe bakarken gözlerim dolmaya başladı Özlem bunu fark etti ve bana sarıldı,
-Şşşşşş lütfen Serra ağlama, üzerine çok geldim özür dilerim, dedi. Boğuk çıkan sesime aldırmadan,
-Özür dileme Özlem sen haklısın artık unutmalıyım ve hayatıma devam etmeliyim, dedim Özlem’in kollarından sıyrılarak gözlerimden akan yaşları sildim ve ona kocaman gülümsedim.
-Ben iyiyim geçti bitti, dedim Özlem ve kardeşim bu ani duygu geçişime şaşırarak baktılar sonrasında yüzlerinde endişeli bir ifade belirdi.
-O yüz ifadenizi yüzünüzden silin ben delirmedim tamam mı? Dedim.
-Emin misin Abla?
-Dur ben şuna bir tokat atayım kendisine gelsin, diyerek bana yaklaştı Özlem,
-Saçmalama Özlem iyiyim ben hadi odaya geçelim ayakta dikilmenin âlemi yok,
Özlem bana kısa bir bakış atıp iyi olduğuma emin olduktan sonra kardeşimle oturma odasına yöneldiler bende peşlerinden girdim ve berjere oturdum. Başımı geriye doğru yasladım ve çiçekleri kimin yolladığını düşünmeye başladım Kaya’dan başka kim yollayabilirdi ki?
-Kim yolladı o zaman bu çiçekleri Özlem “k” harfiyle başka bir tanıdığım yok ki! Dedim.
-Serra o saksını biraz çalıştır o zaman illaki birisi aklına gelecektir mesela şu dün gece ki çocuk o yollamış olamaz mı çok kibar birine benziyordu? Dedi Özlem. Kardeşim bu cümle üzerine bakışları bana döndü,
-Hiiiii seni babama söyleyeceğim abla!!!, dedi dalga geçercesine
-Saçmalama Nazo ya,Özlem abartıyor biraz, dedim. Aklıma birden Gökhan’ın soyadının “Kurt” olduğu geldi.
-Tabi yaa Gökhan gönderdi bu çiçekleri soyadı “Kurt” onun, dedim.
-Şükür kafan çalışmaya başladı Serra ama şunu da eklemeden geçemeyeceğim bu Gökhan biraz şapşal galiba insan neden sadece soyadının baş harfini yazar ki ve neden sana çiçek yolladı hayırdır kuzum? Dedi. Özleme gözlerimi devirdim,
- Sakin ol Sherlock, dedektiflik damarın kabardı galiba Özlem, ne kadar çok soru sordun veteriner olacağına polis olsaydın keşke, Dedim imalı bir şekilde. Kardeşim kahkahalarla gülerken Özlem bana gözlerini kısarak bakıyordu.
-Serra senin ciğerini bilirim bir şey olmuş saklama dün gece bir şey mi oldu da sana çiçek geliyor? Özlem’in bu sorusu üzerine köşeye sıkışmış gibi hissetmeye başlamıştım ona bakmıyordum artık tişörtümün etek uçlarıyla uğraşmaya başlamıştım baskı altında olduğum zaman kendimi ele verdiğim bir huy daha!! Özlem bu çabamı fark edince,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eski Defter
RomanceKokusunu doya doya içime çektim.Geri çekildi yüzümü ellerinin arasına aldı ve beni öptü.Sıcacık öpüşüyle uzun süredir tutuğum göz yaşlarım kirpiklerimden süzülmeye başladı. Yüzüne dokunduğumda onunda ağladığını anladım.O güzel Kirpikleri ıslanmıştı...