help me hold onto you

2.5K 157 60
                                    

Bileğine bir şey takmakla uğraşan adama baktı. Adamın kafasını salladığını görünce gömleğinin düğmelerini açmaya devam etti. Tony ona gömlek dışında bir şey giymesi için ısrar etmişti.

Kazak başının üzerinden geçtiğinde esmer adamın yüzünü hemen çevirdiğini gördü. Kendi kendine gülümsedi. Asla ilgi odağı olmayı seveceğini düşünmemişti. "Yakala."

Tony'nin attığı bilekliği yakaladı ve elinde çevirdi. "Nedir bu?"
"Bileğine tak."

Denileni yaptıktan sonra meraklı bakışlarını tekrar çevirdi dâhiye. "Kolunu kendine paralel olarak tut." Ne olacağını merak ederek yaptığında Tony bir şeye bastı.

"Bu...?" Hologram kalkan belirdiğinde Tony kendinden gurur duyar bir şekilde gülümsedi. "Bu senin kalkanın ama hologram. Denemek ister misin?"

En yakında bulduğu şeyi fırlattı. Steve'in refleksleri hemen yüzünü korumaya yeltendirdiğinden kalkan eşyanın düşmesini sağladı. "Vay be."

"Değil mi ama? Vibranyum kadar güçlü ve çok daha hafif." Steve gülümsedi ve Tony'e teşekkür etti.

***

Tony'i yakınında tutuyordu. Müze yolundayken bile adamın elini tutup gitmemesini istiyor gibiydi. "Endişelenme." Milyarder elini kenetlenen ellerin üzerine koydu. "Eldivenlerim yanımda. Bana bir şey olmaz. Hem beni sen eğittin değil mi?" Yüzüne en güven verici gülüşünü takarak eşinin eline hafifçe iki kez vurdu.

Gezdikleri süre boyunca gözlerini ayırmamaya çalıştılar ajanlardan. Hiçbir şey yokmuş gibi davranmakta çok iyiydiler. Tony üzerlerini yaratabileceği kadar yaklaştığında silah olup olmadığını inceledi. Tabii ki de vardı.

"Muhtemelen destek gelecek. Çok fazla insan var. İki kişi halledemez." Steve'in omzuna fısıldadı. Camlardan yansıyan görüntülerini inceliyordu. Etraftaki çocuklara bir şey olmaması için dua ederken Steve'in elinden kurtardı elini.

Aralarındaki uzaklık hâlâ yok denecek kadar azdı. Bilekliğini düzelttikten sonra tekrar ajanlara baktığında biri kaybolmuş, diğeri bir şeyleri inceliyor gibi duruyordu.

Çok kısa bir süre sonra her yer kararmıştı.

Kalabalığın sesi yükselmeye başladığında Steve elini Tony'e uzattı. Ama orada değildi. Görevliler ellerinde fenerle geldiklerinde çocukların yüzündeki korku görünebiliyordu.

"Herkes sakinleşsin." Kendisi bile sakin kalamıyorken bunu demesi çok zoruna gitmişti. "Her şey yolunda. Çocuklarınızı yanınızda tutun."

Fenerlerden birini alıp etrafa tuttu. Tony'i arıyordu ama kalabalıkta bile değildi. "Bulunduğunuz yerden ayrılmayın. Endişelenecek bir şey yok." Görevli kadına yaklaşıp "Birkaç fener daha gerekecek. Ve elektrik kaynağının nerede olduğunu öğrenmek istiyorum."

"Baba! O adam kim?" Çocuk Steve'i işaret ettiğinde Steve kalabalıkta ajanları arıyordu. Bulamadığında çocuğa döndü. Gözleri korkudan yaşlanmış olan çocuk babasının montuna asılıyordu. Gülümsedi küçük çocuğa. "Ben sadece Brooklyn'den bir çocuğum."

Kalkanına komuta verip diğer eline de fenerini aldı. Koridorlar arasında dolaşırken merdivenleri buldu. Gardını düşürmeden yavaşça yürürken Tony'nin iyi olması için dua ediyordu. Birtakım sesler yaklaşırken adımlarını daha hızlı ve dikkatli atmaya devam etti.

"Söylenenler doğruymuş demek ki? Zırhsız hiçbir şey." Tony tekrar ayağa kalkıp yumruğunu adamın suratına geçirmek için yaklaştı. Ama arkadaki kadın silahın tetiğine parmağını yerleştirdi. "Geriye çekil."

lover | stonyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin