Steve içini kaplayan karartı ile yanında yürüyen sevgilisinin elini kaptı. "Tony"
Dokunsa ağlayacak gibi görünen adama döndü ve yüzünü avuçları arasına aldı. "İyi misin, tatlım?" Asker yüzünü yerden kaldırmadığında kollarını ona sardı. "Eve dönebiliriz, istersen. Peggy hala biraz daha bekleyebilir."
Steve kafasını hayır anlamında salladı. "Geçmişimden birini görmek bana iyi gelecektir. Bununla yüzleşmem gerek." Tony konuşmadan kafasını salladı. "İstediğin her zaman ayrılabiliriz. Tamam mı?"
İçeri girdiklerinde yatakta uzanan yaşlı kadın Tony'i gördü ve gülümsedi. "Tony. Canım." Esmer adam yanına hızla gidip vaftiz annesine sarıldı. Steve arkada onları izlerken Tony kadının yanağına öpücük kondurdu. "Görmek isteyeceğini düşündüğüm biri var." Elini uzatıp Steve'i çağırdı.
Asker anılar tarafından esir alınmıştı. Bucky'i hatırladı. Beraber geçirdikleri güzel zamanları. Peggy onu tanıdığında tepkisi paha biçilmezdi.
Steve ona sıkıca sarıldı ve gözlerinden akmak isteyen yaşları durdurdu. "Steve. Geldin. Geri geldin."
"Evet, Peggy."Tony uzaktan onları izlerken Steve'in omzuna dokundu. "Ben sizi biraz yalnız bırakayım. Dışarıda olacağım."
Steve kadından ayrılıp sevgilisinin yanağını okşadı "Tamam. Ben seni çağırırım."
Tony gittiğinde ve Steve kenardaki sandalyeye oturdu. Konuşmaları sürüp giderken masanın üzerindeki çerçeveyi işaret etti. "Bunlar benim çocuklarım. Ve kocam."
Steve gülümsedi ve fotoğrafı eline aldı. "Senin adına çok mutluyum."
Yaşlı kadın genç adamın elini tuttu. "Yaşadığım hayat için mutluyum. Tek üzüntüm senin kendininkini yaşayamamış olman."
Steve kaybettiklerini düşündü. Ailesini, arkadaşlarını ve bir süreliğine mutluluğunu. Sonra Tony'i düşündü. Gülümseme isteğini durduramayarak "Ben bulunduğum durumdan mutluyum."
Yaşlı kadın gözündeki nemlilikle gülümsedi "Seni hiç bu kadar mutlu görmemiştim." gözleri etrafta gezinirken "Tony nerede?" diye sordu.
Steve dışarıda olduğunu söyledi ve soru sormaya devam etti. "Tony seni çok seviyor. Hatta babasından daha çok seni sevdiğini bile söyledi."
"Öyle bir babayı ben de sevmezdim." yüzünü sinir kapladığında kendini sakinleştirmeye çalıştı yaşlı kadın."Çekmecede fotoğraflar var."
Steve çekmecedeki fotoğrafları buldu ve incelemeye başladı. Bu Tony'di. Kendisinden büyük duran Dum-E'nin yanına oturmuş gülümsüyordu.
"Howard korkunç bir adam olmaya başladı. Nasıl çocuğuna hiç sevgi gösteremezsin? Eve hep sarhoş gelirdi ya da evde olurdu ve sinirini Tony'den ve annesi Maria'dan çıkarırdı."
Steve'in tadı kaçmıştı. Bu çok rahatsız ediciydi. Peggy konuşmaya devam etti "Ben Tony'i olabildiğince yanıma aldım. Tanrım, onu görmeliydin. İlk çocuğum gibiydi. Üzgün olduğunda hep bana sokulur, sımsıkı sarılır ve öperdi. Onu sevdiğimi söylediğim her seferde gözlerinden geçen ışığı unutamıyorum."
Steve gözünden bir damla yaş akarken güldü ve aklındaki hatırlar canlandı. Tony'e ilk kez onu sevdiğini söylediğinde hararetli bir tartışma içindeydiler. Ne dediğini anlaması zor olmuş ama gözlerindeki pişmanlığın içinde bir ışık belirmişti.
"Steve, hayır!"
Asker elinde biriktirdiği karı sevgilisinin kafasına bırakarak soğukta çırpınışını izledi. "Seni- STEVE!" Asker sevgilisinin yüzüne elinde kalan karı sürdü ve gülmeye devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lover | stony
Fanfiction"my heart's been borrowed and yours has been blue, all's well that ends well to end up with you, swear to be over-dramatic and true to my lover." kapak: negativesd09 wait&sea/ao3'den esinlenilmiştir.