1

12K 811 215
                                    


"bebeğim, hadi uyan kahvaltın hazır!" saçlarımı bileğimdeki tokayla toplarken bir yandan da Hye Min'in odasına gitmek ve kendisine seslenmekle meşguldüm.

Hye Min on iki yaşında, ortaokul beşinci sınıfa gidiyordu.

Gözlerini yavaşça açtığında yatağına oturdum ve yanağına öpücük bıraktım. Bu, her sabah yaptığım bir şeydi. O bazen hissetmese de ben hep onu öperdim, rutinim haline gelmişti. Onu öpmediğim zaman kendimi asla iyi hissetmiyordum, bilmiyorum psikolojik olsa gerekti.

Gerinerek oturur pozisyona geldikten birkaç saniye sonra uzanıp yanağıma küçük bir buse kondurdu.

"günaydın annelerin en en en güzeli!"

otuz iki diş sırıtırken burnundan makas aldım. "hadi hadi kalk servise geç kalacaksın." Tam ayağa kalkacağım sırada kolumdan tutup oturmamı sağladı.

"bugün sen götürür müsün anne?" dediğinde gözlerimi kıstım. Nadiren işe ben götürürdüm çünkü işimin ne zaman çıkacağı belli olmuyordu fakat bugün adliyede tadilat olduğu için bir saat geç gidecektim. "tabii bebeğim, zaten bugün işim geç başlayacaktı." dedim.

Hemen ayağa kalkıp banyoya girdi, ben de yavaş bir şekilde yatak örtüsünü düzeltip dolaptan okul kıyafetlerini çıkardım ve yatağının üzerine serdim. Daha sonrasında merdivenlerden mutfağa inip az önce soğumaya bıraktığım sütünü bardağına boşaltmaya başladım.

Evimiz çok minimaldi, kızımla ikimiz yaşamımızı sürdürüyorduk bir şekilde.

Birkaç dakika sonra kendisi de teşrif etti ve sandalyesine oturup yemeğini yemeye başladı.

"saçlarımı örer misin?" deyip saç tokasını bana uzattı, başımı onaylar bir biçimde sallayıp uzattığı tokayı elinden aldım. Zaten kendisi taramıştı, taramama gerek yoktu. Acıtmayacak şekilde sıkıca ördüm.

"bugün çıkışta babam almaya gelecekmiş anne, haberin var mı?"

Tek kaşımı kaldırdım.

"ama hafta sonu değil." ekmeğinden bir parça aldıktan sonra sütünden de içti ve konuşmaya başladı.

"biliyorum anne, dün okul çıkışında söyledi."

Babasıyla boşanalı dört ay oluyordu ve o kızımızı mahkemenin aldığı kararla sadece hafta sonları görebiliyordu. O adama güvenmiyordum, aldığı kararlar beni tedirgin ediyordu. "bir planı mı varmış neymiş, bir şeyler söyledi işte." düşüncelerimden ayrıldım ve zoraki bir şekilde gülümsedim.

"dikkat et ama bebeğim."

Başını olumlu anlamda salladı ve kahvaltısını yapmaya koyuldu, ben de hem yiyor hem de onu izliyordum. Yemeğini bitirdikten sonra çantasını hazırlamak için odasına çıktı. Ben de o sıra masayı toplamış aşağı inmesini bekliyordum. İşini bitirdiğinde inmişti ve arabaya atladığımız gibi okuluna sürmeye başlamıştım.

Yol boyu hiç konuşmamıştık. Geldiğimizde yanağına öpücük kondurdum ve "iyi dersler!" dedim. Arabadan indi ve hızlı adımlarla okuluna girdi.

 Arabadan indi ve hızlı adımlarla okuluna girdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

geçiş bölümü olduğu için kısa oldu birazcık.
:')
yeni bölüm için 100 oy ve yorum

trouvaille ⚘ kim taehyung✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin