14

4.4K 523 196
                                    

Ağlamaktan gözlerim acımaya başlamıştı, bir süre sonra sadece hıçkırıklarım kalmıştı geriye. Wook ise eliyle sırtımı sıvazlıyordu, dokunduğu yer sanki alevleniyor, canımı yakıyor gibiydi. Wook'la sürdürdüğümüz evlilik hep kötü gitmemişti, ilk başlarda gerçekten mükemmel bir eşti, en azından hayallerimden vazgeçmeme değdi diye düşünüyordum, son bir yıla kadar. Ona karşı bir kinim ya da bir nefretim yoktu fakat ayrıldıktan sonraki davranışları beni çok sinirlendiriyordu. Kızım için nasıl son bir yıla katlandıysam, yine kızım için bu davranışlarına katlanabilirdim.

Bir süre sonra kendimi iyice toparlayıp Wook'tan ayrıldım. Gözlerim karanlığa alıştığı için bir an ışığa maruz kaldığında acımıştı. Sımsıkı kapattım.

"iyi misin?"

Başımı olumlu anlamda salladım.

"hadi eski günlerdeki gibi kızım sen ve ben eğlenelim." dediğinde kaşlarımı çattım.

"hayır, Wook. Hye Minle Min Ho'nun kaynaşması için buradayız, yanına çağırdığın yetmiyormuş gibi yaklaşık yarım saattir buradayım ve tonla şüpheyi üzerime çektim zaten. Artık gitmeliyim." deyip bana karşılık vermeden hızlıca yanından uzaklaştım. Taehyung'u da çocukların yanında tek başına bırakmıştım, ayıp olmuştu.

Rimelim kesinlikle ağladığım için akmış olmalıydı, kimse beni böyle görmesin diye başım eğik lavaboya doğru ilerlemeye başladım. Birkaç adım attıktan hemen sonra bir bedene çarptığımda inledim.

"Ya Eun?" diyen tanıdık sesle başımı kaldırdım. Beni görür görmez gözleri açılmıştı, şaşırdığı belli oluyordu.

"ağlamışsın, ne oldu?" dediğinde "sonra anlatsam? Çocuklar neredeler?" dediğimde başıyla atlı karıncaları gösterdi.

"Min Ho ısrar edince ikisini bindirdim. Seni de merak ettiğim için aramaya çıkmıştım. İyisin değil mi?"

"iyiyim iyiyim, bir sıkıntım yok. Makyajımı düzeltip hemen geliyorum." deyip yanından ayrıldım. Ona da bu rezalet halimle yakalandığım için birazcık utanmıştım, sonuçta beni böyle görsün istemezdim fakat beni daha önce yine ağlarken görmüştü. Bu yüzden şuanki halimi görmesini umursamamaya çalıştım.

Hızlıca lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım ve alan rimelimin yerine yenisini sürüp çıktım. Şuan Wook neredeydi bilmiyordum ama umrumda da değildi açıkçası, sadece huzurumuzu bozmasın yeterdi.

Hızlıca bizimkilerin yanına gittim. Taehyung telefonla konuşuyor, çocuklar da ellerindeki pamuk şekerleri yiyordu.

"anne, nerede kaldın?" diyen kızıma ufak bir yalan uydurdum.

"lavaboya gitmiştim, çok sıra vardı, o yüzden geciktim." deyip çantamdan ıslak mendil çıkarttım ve hem kızıma hem de Min Ho'ya ellerini silmeleri için bir tane verdim.

"siz neler yaptınız bakalım?"

Min Ho "Atlı karıncaya bindik, Ya Eun teyze. Hye Min'i görmeliydin gerçekten ata binmiş gibiydi." deyip gülmeye başladığında göz kırptım.

Hye Min ise kaşlarını çatmış bir şekilde bize bakıyordu. "dedemin çiftliği var ve orada birkaç tane at var. Hem ben onlara gerçekten binmiştim." dişlerini sıkarak bunu söylemesi ona hem tatlı hem de komik yapıyordu, o ise sinirli olduğunu düşünüyor olmalıydı.

"gerçekten mi?" heyecanlanmıştı.

"evet. İstersen ve tabii ki baban izin verirse sizi götürebilirim." dediğimde zıplamaya başladı.

"çok sevinirim!" deyip bana sarıldı. Ben de karşılık olarak ona sarılmıştım.

Min Ho gerçekten tatlı ve sevecen bir çocuktu. Sanırım bizimle daha sıkı bir iletişime geçtiğinden beri açılmıştı, eski utangaç, sessiz ve Hye Min'e karşı sinirli bir Min Ho değildi. Buna sevinmiştim.

"peki çocuklar!" deyip yanımıza gelen Taehyungla, ikimiz de birbirimizden ayrıldık.

Taehyung, "bu sefer benim istediğime binelim, olur mu?" dediğinde "tehlikeli olmasın, lütfen." diyerek karşılık verdim.

"Tehlikeli değil, aksine çocukların seveceği bir şey." deyip Hye Min'e göz kırptı. Kızımın sinirli ifadesini birden gülümseme aldığında ikisinin bir işler çevirdiğini anlamam çok uzun sürmedi.

Hye Min zıplayarak "dönme dolap!" dediğinde bu sözcük midemin kasılmasına yetmişti bile.

Dönme dolapla hiç iyi anım yoktu, bu sefer onları aşağıda beklemeyi planlıyorken, kızomın kolumdan tutup kabine bindirmesiyle bu planım daha işleve geçmeden toz bulutu olup uçup gitmişti.

Hye Minle ben bir tarafa, Taehyung ile Min Ho da diğer tarafa oturmuştu ve bir dakika sonrasında yavaş yavaş çalışmaya başlamıştı. Sımsıkı kavradığım kızımın elini, bir süre sonra acıtırım düşüncesiyle bırakmıştım.

"baba, Ya Eun teyzenin babasının çiftliği varmış ve içinde at da varmış. Bir gün gidelim mi?" dediğinde Min Ho babasına Taehyung bana döndü.

"rahatsızlık vermeyelim?" hemen karşı çıktım. "rahatsızlık falan vermezsiniz, çocukların sınavları bittikten sonra küçük bir tatil iyi olur bence." dediğimde Min Ho, "evet babaaa lütfenn!"

"peki, öyle olsun bakalım, ufaklık." deyip Min Ho'nun saçlarını karıştırdı. Sessiz geçen birkaç turun ardından tam en tepeye çıkmıştık ki birden durduk.

Kalbim hızlı atmaya başladığında nefelerim de hızlanmıştı. Aşağıya bakamıyordum ve midem ciddi anlamda kasılıyordu.

Taehyung, elini dizime koydu ve bakışlarımın onda odaklanmasını sağladı.

"hey Ya Eun, sadece gözlerime bak, sakın gözlerini benden ayırma.."

küçük bir açıklama yapmak istiyorum: hepinizin yeni bölümü merakla beklediğinizi biliyorum, hepiniz olmasa bile çoğunuzun

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

küçük bir açıklama yapmak istiyorum:
hepinizin yeni bölümü merakla beklediğinizi biliyorum, hepiniz olmasa bile çoğunuzun.
sınır dolduğu zamanlarda çoğunlukla atamıyorum bölümü, farkındayım ama bu sene son senem ve çalışmam gereken önümde üniversite sınavım var. aslında burasını bırakıp gidebilirdim fakat kurgularıma ve size haksızlık yapmamam gerektiğini düşündüm ve hala boş bulabildiğim vakitlerde bölüm atıyorum.
dershane, ödevler, deneme sınavları ve artık haliyle canlı dersler gelince daha da boş vakit bulamaz oldum. bu yüzdrn biraz daha anlayışla karşılamanızı istiyorum.
sizleri çokça seviyorum
düzeltme notu: sınav bitti ve mezuna kalıyorsun benim canım lili dawson'um :)
yeni bölüm için 160 oy 110 yorum

trouvaille ⚘ kim taehyung✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin