18

4.3K 524 378
                                    

Kim Taehyung

Bügün hava güneşliydi, yağmur damlalarının yerdeki yuvalarını güneş ışığı yok etmeye başlamıştı. Kuruyordu.

Sabah olmuştu, sanırım herkesten önce kalkmıştım. Birkaç gündür Ya Eun ile bu koskoca çiftlikte yalnız kalıyorduk, annesiyle babası nerede bilmiyordum. Umarım kötü bir şey yoktur. Çünkü buradan giderken komşumuzun arabası çamura batmış onu kurtarmaya gidiyoruz, demişlerdi ama iki gündür ortalarda gözükmüyorlardı. Aslında bu işime gelmiyor değildi.

Oğlumla kendi çocuğuymuş gibi ilgilenmesi mutlu ediyordu beni. Ona olan saygım ve sevgim gitgide artıyordu.

Geçen annesiyle olan konuşmaların hepsini duymuştum, annesine olan sevgim iki kat daha artmıştı. Ya Eun'a karşı birtakım hisleri olan ben için bu konuşma beni ziyadesiyle memnun etmişti fakat Ya Eun benden hoşlanıyor muydu bundan emin değildim.

Ama bunu anlamak için birkaç taktik deneyebilirdim, öyle değil mi?

Yavaşça odanın kapısını aralayıp dışarıya çıktım. Ardımdan da kapatmıştım. Min Ho mışıl mışıl uyuyordu fakat salondan televizyon sesleri geliyordu?

Acaba Eun'un annesiyle babası mı gelmişti?

Yavaş adımlarla salona gittim televizyonun neden açık olduğunu öğrenmek için, Hye Min koltuğa uzanmış, üstüne de bir battaniye örtmüş çizgi film seyrediyordu. Beni gördü ve "günaydın Taehyung amca." dedi. Ben de yanına ilerleyip aynı şekilde ona karşılık verdim.

"günaydınlar hanımefendiciğim."

Yanındaki koltuğa oturup ne izlediğine bakmaya başladım. Tom ve Jerry izliyordu ve komik kısımlarında sesli gülüp hem annesini hem de Min Ho'yu uyandırmamak için elini ağzına götürüyor, sesini alçaltıyordu.

Bir kız babası olsaydım nasıl bir baba olurdum diye düşünmeye başlamıştım. Kıskanç bir baba mı olurdum? Ya da disiplinli ve yasaklar koymayı seven? Kesinlikle ikisi de olmazdım, çünkü bu tip ebeveynler çocuklarını kendilerinden uzaklaştırmaktan başka hiçbir şey yapmıyorlardı çünkü.

"Hye Min, annene sürpriz yapalım mı, ne dersin?" deyip dikkatini bana vermesini sağladım.

"nasıl yani?"

"bugün annenin doğum günü değil mi? Öncelikle kahvaltıyı ikimiz hazırlayacağız ve sen unutmuş gibi yapacaksın. Akşama doğru Min Ho da anneni oyalayacak ve biz de o sırada pasta hazırlayacağız. Var mısın?" deyip elimi yumruk yaptım ve uzattım. Biraz düşündükten sonra gülümsedi ve başını olumlu anlamda salladı. Küçük elini yumruk yaptıktan sonra çaktı.

"varım!" hızlıca battaniyenin altından kalktı ve elimi tuttuğu gibi mutfağa ilerledik.

Hye Min gerçekten çok tatlı bir kızdı.

Küçük önlüğü Hye Min'e büyük önlüğü de kendime taktıktan sonra sandalyeyi koyup Hye min'in üstüne çıkmasını izledim. Sandalyeye çıktıktan sonra tezgahla aynı boya gelmişti.

Gözlerimle mutfağı taradıktan sonra mor renkli leğeni gözüme kestirip aldım, daha sonra buz dolabından da birkaç yumurta almıştım.

"kırabilirsin, değil mi?" diye sorduğumda başını olumlu anlamda salladı. Ben dolaptan sütü çıkarmaya gittiğim sırada o da yumurtaları kırmıştı.

Benden bir aferin kapmıştı. Becerikli bir kız olacağa benziyordu.

Unu da bulup içine ekledikten sonra karıştırmaya başladım.

"taehyung amca?" dediğinde Hye Min, ona döndüm.

"efendim canım?"

"yemek yapmasını nereden öğrendin?" dediğinde burukça gülümsedim. "Min Ho'nun annesi öğretmişti." diyerek küçük bir yalan söyledim. Normalde eşim beni asla mutfağa sokmazdı çünkü mutfağı berbat etmekten başka hiçbir şey yapmıyordum, onu trafik kazasında kaybettikten sonra mecburiyetten girmeye başlamıştım. Ama ona bunu söyleyemezdim.

"babamı yemek yaparken hiç görmedim de ondan sordum." dedi ve bıkkınca nefes verdi. "annem eve geç geldiğinde o dışarıdan yemek söylerdi her seferinde."

Bu Wook denilen herif hiç tekin bir insana benzemiyordu, ben bile onunla iletişime geçmeden bunu düşünebiliyorsam Ya Eun neden düşünememişti? İşte biz buna aşk diyorduk, aşk insanın gözünü kör ediyordu.

Hye Minle kahvaltıyı hazırlamayı bitirdikten sonra tam reçelleri masaya yerleştirecektim ki kapıdan bizi izleyen Ya Eun'u görmüştüm. Gülümseyerek bize bakıyordu.

"günaydın." dedim sırıtarak, o da aynı şkilde bana karşılık verdi. "günaydın, niye beni uyandırmadın Hye Min, ben de size yardım ederdim." dediğinde Hye Minle göz göze geldik, ona göz kırptım.

"merak etme biz her şeyi hazırladık. Min Ho'yu uyandırıp geliyorum." dedikten sonra hızlıca mutfaktan çıktım. 

Min Ho'yu uyandırıp geri geldikten sonra yemek yemeye başlamıştık. Akşam Ya eun'u nasıl oyalayacağımızı düşünüyordum.

Yemek yemeyi bitirdikten sonra salona geçip televizyon izlemeye başlamıştık. Daha doğrusu ben dışında herkes televizyon izliyordu, ben Ya Eun'a alacağım hediyeyi düşünüyordum.

Min Ho'ya çaktırmadan göz kırptığımda başını salladı ve ayaklandı. "Ya Eun teyze, küçük ata bakmaya gidelim mi? Lütfen lütfen!" Ya Eun bana bakmıştı. "baban izin verirse neden olmasın?" dediğinde başımı olumlu anlamda salladım. Zaten canıma minnetti fakat onun bundan haberi yoktu.

Min Ho yeni doğan ata bakmak için Ya Eun'u dışarıya çıkardığında biz de hızlıca Hye Minle pasta yapımına başlamıştık. Umarım süremiz yeterdi.

"annen çileği sever değil mi?" dediğimde başını olumlu anlamda salladı. Bu güzeldi, dışını çilek ve kakao parçacıklarıyla süsleyecektim.

Hızlıca işimizi hallettiğimizde, hava kararmaya başlamıştı. Pastayı buzdolabına koyduktan sonra mutfağı hızlıca topladık ve salona geçtik. Çok geçmeden Min Ho ile Ya Eun gelmişti.

"hoş geldiniz." dedikten sonra ayaklandım, ışığı kapattıktan sonra pastaya mumları dikip içeriye geçtim.

Hep bir ağızdan doğum günü şarkısını söyledikten sonra Hye Min ışıkları açmıştı.

"yah!" deyip ellerini ağzına götüren Ya Eun'un gözleri dolmuştu.

"ne zaman hazırladınız bu pastayı siz?" dedikten sonra göz bebeklerini sırayla hepimizde gezdirdi. "hepiniz işbirlik yaptınız öyle mi?" dedikten sonra omuzlarımı kaldırıp indirdim.

"biraz öyle oldu sanırım."

Pastayı yedikten sonra Min Ho tabu oynayalım diye ısrar etmişti, Hye Min kartları bulup geldikten sonra takımları seçeceğimizi düşünüyordum ki Hye Min ile Min Ho takım olmuşlardı bile. Biz de Ya Eun ile kalmıştık.

"yalnız kazanan takım kaybeden takıma istediğini yaptıracak." dediğinde Hye Min, hiç düşünmeden kabul ettim. En fazla ne yaptırabilirlerdi ki?

Ama düşündüğüm gibi olmadı, ikisi de Ya Eun'la dans etmemizi istemişti, şokla onlara bakarken oğlum bizim için şarkı seçmişti bile. Bize de kalkıp dans etmek düşmüştü. Elini uzun ve kemikli parmaklarıma kenetledikten sonra boşta kalan elimle incecik belini kavramıştım.

Ve taa buradan duyduğum Ya Eun'un kalp atışları ile gördüğüm yanaklarının pembeye çalan rengi kesinlikle benden hoşlanmaya başlamış olmasının göstergesiydi.

yakınlaşmalar başladı, hm?

yeni bölüm için 185 oy 170 yorum

trouvaille ⚘ kim taehyung✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin