17

1K 64 31
                                    

İkiside odadan yavaşça çıktı ve yarısı açık kapıya ilerleyip önünde durdular. Newt kıza dönüp fısıldadı "Beni burda bekle"

Newt odanın kapısını hafifçe tıklattı "Alby orda ne oluyor?" Alby tekrar bağırmaya başlamıştı "Lanet olsun Newt,şu çıkıntı Thomas'a saldırdı bende onu kafasından mızrakla vurdum"

Newt gözlerini kocamam açıp Nadia ya sonra da kapıya baktı " Thomas iyi mi?" Birden kapı açıldı, Clint ve jeff, Ben'i kollarından tutmuş sürükleyerek götürüyorlardı ve çocukta çırpınıyordu.

Alby de terler içinde odadan çıktı. Nefes alması düzelince konuşmaya devam etti. "Bir şeyi olduğunu sanmıyorum"

"Şuan nerde?" Dedim sohbete dahil olarak. Alby bunu beklemiyormuş gibi bana baktı. "Bilmiyorum ona sadece odadan çıkmasını söyledim"

"Peki şimdi Ben'e ne olacak?" Alby derin bir nefes aldı. "Toplantı yapmamız lazım ama üzgün olarak söylüyorum ki o çıkıntı sürgün edilmeli birine daha zarar gelmesini istemiyorum"

Bir süre düşündü.

"Aslına bakarsan zaten toplantı yapmalıyız bugün garip bir gün. İki toplantı yapmak istemiyorum. Ou sürgün ediyoruz"

Nadia yutkunamadı, onun bunu nasıl düşünebildiğini bilmiyordu,çok acımasız olduklarını düşündü ama bir yandan da haklı olduklarını biliyordu.

Ben'in yerinde olduğunu düşündü,çok kötü bir durumdu. Çocuğun görüntüsü aklına geldikçe midesi bulanıyordu. Onu bu düşüncelerden kurtaran Alby'nin konuşması oldu.

"Zaman kaybedemeyiz şimdi sürgün ediyoruz"

...

Liderler toplanmış, newt de dahil ellerinde mızraklarla labirent'in kuzey kapısında bekliyorlardı en son Minho ve Clint gelip Ben'i liderlerin ortasına bırakıp onlarda mızraklarını aldılar.

Alby ise ucunda tasma benzeri birşey olan oldukça uzun bir sopa tutuyordu. Ben orta da oturmuş sayıklayıp duruyordu "Yapmayın,yapmayın, bunu bana yapmayın..."

Nadia kendini berbat hissediyordu gözleri önünde biri sürgün ediliyordu ve o engel olamıyordu ama doğru olan bu diye düşünerek kendini sakinleştirmeye çalıştı.

Kapılar kapanmadan önce çıkan tırmalama sürtünme benzeri bir ses çıkınca Alby o uzun sopanın ucundaki tasmayı Ben'in boynuna geçirdi ve onu kapıya doğru ittirmeye başladı.


Çocuk yalvarıyordu "Alby yapma... lütfen, lütfen,lütfen. Minho,Newt, Alby bunu yapmayın..."

Ben'in sesi gittikçe yükseliyordu, kapılar kapanıyor ve Alby Ben'i kapıya daha çok ittiriyordu "Hayır, Hayır, Hayır! HAYIR!"

Nadia'nın hafızası tam olarak yerinde olmasa bile kimsenin hiç bu kadar yüksek sesle bağırdığını duymamıştı, kulaklarını kapattı, gözleri doldu,içi yanıyordu.

"HAYIR,HAYIR,HAYIR..." sonunda Alby uzun sopayı çekti ve kapılar kapanmadan önce Ben'in son sözü kayranda yankılandı "Lütfen... Beni... burda bırakmayın...."

Nadia artık gözyaşlarını durduramıyordu gördüğü şeyin birdaha aklından asla çıkmayacağını biliyordu.

Çiftlik evine,odasına koştu kapıyı açıp odasına girdi ve cenin pozisyonu alıp hıçkırarak ağlamaya başladı.Onları buraya gönderen insanlardan,labirentten burda olma sebepleri olan herşeyden bir kere daha nefret etti.

Bir süre sonra hızla odaya Newt girdi ve Nadia'nın yanına oturup ona sıkıca sarıldı.

"Bunu gördüğün için çok üzgünüm..."

Kızın ağlaması artmıştı ve Newt de kıza daha çok sarılmıştı.

"Neden?"

"Çok üzgünüm..." dedi ve Nadia'nın dudağına küçük bir öpücük bıraktı.

Nadia sakinleşene kadar oda da oturdular.Ta ki Clint içeri girip

"Kız uyandı..." diyene kadar

Labirentteki kızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin