Anonim Serisi 1. Kitap: "Hafta'nın Gizem'i"

HG -12.Bölüm

Multimedia;

Fotoğraf: Kapak yapmadan duramayan bir adet yazarınız olduğu için, evet evet yine kapak yaptım :) Ama tam olarak kapak değil. Kapakımsı diyelim :)

Video: Evet yine bölüm ile aşırı derece de uyumsuz bir şarkı. Ama yine de dinleyin siz ya. Boşuna koymuş olmayım :) İsmi Christina Perri- A Thousand Years

Bir önceki bölümünün sonundan başlıyoruz biliyorsunuz. Bölüm haftada sadece bir tane yayınlandığı için unutuyor olabilirsiniz. Böylelikle diğer bölümü okumak zorunda kalmazsınız. Sizin için daha iyi olur.

Herhangi bir (ufak da olsa) yazım yanlışı görürseniz söyleyin lütfen.

Neyse hadi iyi okumalar.. :)

Bölüm Yayınlanma Tarihi:

05/10/2019

Cumartesi Günü

Saat: 16.00   

Hafta'nın anlatımından,

Ama şuan bunu düşünmemem gerekiyordu. Ondan en kısa zaman da özür dilemem gerekiyordu. Haksız yere kavga çıkarıp boş yere onu da üzmüştüm.

Bak aklım hep sonradan geliyordu.

Acaba onu gerçekten üzmüş müydüm diye düşünürken onu önemsediğimi fark etmiştim.

En azından değer veriyordum.

Çünkü genelde it gibi biriydim. Kısacası insanları üzmüş olmam veya insanların duyguları umrumda olmazdı.

Evet ben tam it gibi birisiydim.

Ne olduğumu biliyor olmam da iyiye işaret bence.

Bunları sonra düşünmem daha iyi olacaktı.

Telefonumu bulmam birkaç saniyemi alırken direkt Whatsapp'a girmiştim.

Ondan sonra herhangi bir mesaj atmamıştı.

Hafta: Özür dilerim (19.15)

Mesajı attıktan sonra cevap vermesini beklemeye başlamıştım.

Birkaç dakika daha beklemeye devam etmiştim.

Cevap vermiyordu. Bir şey mi olmuştu diye dünüşürken, bildirim sesi kulaklarımı doldurunca ani bir hızla bacağımı masaya çarpmıştım. Ama umursamamıştım bile.

Nedense onu çok merak etmiştim. Umarım bir şey olmamıştı.

Telefonumu elime aldığımda İnstagram'dan bildirim geldiğini görünce sinirlenip yatağa fırlatmıştım.

Bildirim sesi sonuna kadar açık olmasına rağmen, iki de bir elime alıp alıp bakıyordum.

Tekrar telefona bakmıştım.

Son görülme bugün (18.31)

Bu da demek oluyor ki, bana mesaj attıktan sonra Whatsapp'tan çıkmıştı.

Üzmüştüm onu belki de.

Zaten ölürsem, kıskançlığımdan ölücem ben kesin.

Kıskançlık mı?

Bak yine iç sesim girdi araya.

Tanımadığım birini kıskanmak mı? Saçmalık.

Bu kadar mal değilim bence. Bunu yapsa yapsa Eren malı yapar.

Neyse deyip geçiştirerek telefona tekrar bakmıştım.

Yoktu işte mesaj filan.

Tabiri caizse eğer kudurmaya devam ederken, sinirden ölecektim.