5. BÖLÜM:GÜÇ VE YALNIZLIK

291 30 4
                                    

"Ünlü olduğun için böyle mesajlara alışman ve üstesinden gelebilmen lazım. Sen topluma mâl olmuş birisin!"

Bunları bir polis memurundan duyalı yarım saat oluyordu.

Orta yaşlı, göbekli ve alaycı bir adamdı. Gözümün önünden gitmeyen küçümseyici bakışlarının karşısında burnumu kırıştırdım. Olaya Koray ve Bilge Hanım da dahil olmuş ve diğerlerini bu konudan uzak tutmayı başarmışlardı.

Setin çoğunluğu türlü bahaneler ile konuşmalarımıza kulak kabartmaya çalıştığı için sonunda bahçede durmaktan vazgeçtik.

Karşıdaki kafeye gitmek benim fikrimdi.
Güne daha fazla kahve içmeden devam edersem bugünü atlatamayacağımdan korkuyordum.

Kafenin en ücra köşesine geçtiğimizde Koray hala öfkeden kuduruyordu.

Bıkkın gözler ile hepsine baktım.

Burada ne işim vardı benim? Böyle bir olayın içinde ne işim vardı? Tek istediğim başarılı bir oyuncu olmaktı. Belki de bunu bir nebze de olsa başarmıştım. Elbette pürüzlü yönleri olduğunu biliyordum fakat elle tutulabilir bir tehdit oldukça tedirgin ediciydi.

Masanın ortasına koyduğumuz taş kırık beyaz bir renkteydi. Pürüzlü yapısı olsa da üzerinde oynandığı ve yazı yazmaya uygun hale getirildiği belliydi. Yuvarlak masanın tam ortasına hangi manyak koymuştu bunu.

Zaten yeterince ürkütücü değil miydi? Tam karşımda oturan Koray'a bakmamaya çalışıyordum. Üzerini değiştirmiş ve krem rengi bir sweatshirt giymişti. Arkasına astığı kahverengi kabanı yere değiyordu.

Hemen sağında Semih ellerini şakaklarına bastırmış düşünüyordu. Bordo renkli bir kazaklaydı. Bu kadar üzülmesi beni daha da sinirlendiriyordu.

Onun karşısında yani benim sağımda kalan Bilge Hanım taşa odaklanmış çayını yudumluyordu. Bugün siyah boğazlı triko bir elbise giymişti. Yüzündeki hafif makyaj onu oldukça genç gösteriyordu.

Onları inceliyordum çünkü ortadaki o korkunç şeyi incelersem kafayı yerdim. Lanet gibi kimse de konuşmuyordu.

Düşündüğümden daha korkak bir kız çıkmıştı içimden.

Belki de Koray'a dediklerimi geri almalıydım. Fakat bu düşüncelerin ağzımdan dökülmesine engel olmam daha güzel olabilirdi.

Koray'ın bakışları yüzümde dolaşmaya başlamıştı ve sabahki sert ifadesinin yerinde yeller esiyordu.

Gülümsedim.

"Belki de gerçekten küçük bir kız çocuğuyumdur ha? Ne dersin?"

Önce gözlerimin içine uzunca baktı.

Böyle bakmamalıydı.

Beni terslemeliydi.

Kalbim o zaman belki daha az kırılırdı.

"Belki de sadece bir tanıdık güçlü olmandansa, yalnız olma istemiştir?"

Sadece gözlerinin içine baktım ve gördüğüm adamdan daha fazlası olup olmadığını düşünmeye başladım. Gözleri muhtemelen ışıktan kaynaklı tamamen yeşile dönmüş ve mavilerini gizlemişti. Siyah çerçeveli kemik gözlüğü uzun kirpiklerine değiyordu. Sağ gözünün yanında hafif bir kırışıklık oluşmuştu. Bakışlarını yüzümden neden çekmiyordu?

Bilge Hanım'ın sesi ile aramızdaki bakışma da son buldu.

"Şu anda güçlü durmak zorunda olmadığını biliyorsun değil mi Almira? Bak seni seven 3 kişi yanında ve bir çözüm yolu bulmaya çalışıyor. Bu kadar sakin olman beni korkutuyor çünkü ben yerinde olsam çoktan küfürler etmeye başlamıştım."

KAZUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin