4. BÖLÜM: NOT VE GİRDAP

116 19 5
                                    

Bir erkeğin bir şeyi olup da bunun için saygı görmek bu hayatta yaşayabileceğim en onur kırıcı şeydi. Ben tek başına saygı görmeyi hak ediyordum. Birinin beni korumasına ya da kırılacak bir bibloymuşum gibi davranmasına tahammülüm yoktu.

O, kadının arkasından sinirle bakmaya devam ederken benim bakışlarımın hedefi ta kendisiydi. Gülümseyerek bana dönse de mimikleri ağır çekimde şaşkın bir ifadeye bürünmüştü.

Bakışlarımda gördüğü yeterli değildi. Sözlerim de devreye girmeliydi yoksa ona olan duygularım onca yılda inşa ettiğim benliğimi yıkıp geçecekti. Başkası için ki bu etkilendiğim adam olsa bile kendimden ödün veremezdim.

"Sana saygı duyuyorum fakat doğru olduğunu düşündüğün davranışlar benim için de öyleymiş gibi yapamam. Öncelikle ben senin sevgilin değilim. Yönetmen her ne kadar öyleymiş gibi yapmamızı istemiş olsa da bunu kabul eden sendin. Ben böyle bir oyunun içinde yer almam. Benim yerime birilerine cevap vermene ihtiyacım yok ve ben koruman gereken bir kız çocuğu değilim!"

Gözleri donuklaştı. O sert ifade tekrar yerini aldı. Bir şey söylemeyeceğini anladığımda arkamı dönüp gittim.

🎬🎬🎬

Geçtiğimiz sezon üstümüz başımız kan revan içindeyken çektiğimiz görüntüler ile dün çektiğimiz görüntüler arasında dağlar kadar fark vardı. Amaçladığımız zaten buydu. O sefil hayattan çıkıp o şık kıyafetleri giyince bir anda hiçbir şey değişmiyordu. İlk görüntülerde pahalı kıyafetlerin içinde eğreti dururken dünkü görüntülerde hiç sırıtmıyorduk. Mesela Koray zorlanmasına rağmen lens takmıştı. (Normalde gözleri bozuk.)

Aslında gözlük almayı ertelemek zorunda kalan bir karakteri canlandırmıştı. Bu gerekli bir sahne olmasa da karaktere bir ruh katacağı yönünde konuşan senaristi dinlemek zorunda kalmıştık. Beklenmedik şekilde bu seyircinin hoşuna gitmişti. Şimdi gözlüğünü takmış olması hoşlarına gidecekti.

Ya da kulağında deliği olmasına rağmen geçen sezon makyaj ile kapatırken bu sezon küpesini takabilişti. Buna Koray'ın da memnun olduğunu görebiliyordum.

Ben de sadece daha bakımlıydım işte. Bana katabildikleri derinlik buydu...

Yönetmen dünkü skandaldan hiç bahsetmese de haberi olduğunu biliyordum. Onun hep haberi olurdu. Fotoğrafın montaj olduğu belliydi fakat böyle bir şeye gerek duymaları saçmaydı.

Koray aşırı gergin gözüküyordu ve bunun sebebinin biraz da olsa ben olduğumu biliyordum. Kısa sürede onu bu kadar çözmem ürkütücüydü.

Zihnim hiç durmadan devam eden ve sonuna nokta dahi koyulmayan cümleler ile cebelleşirken Semih dikkatimi çekmeyi başardı. Kaş göz yapsa da ne anlatmaya çalıştığını anlamıyordum. Üstündeki siyah gömleğin yakalarını çekiştirip abartılı mimikleriyle tam anlamı ile yaka silkiyordu.

Bir anda bir yere odaklandı, bakışlarını takip ettiğimde Vera'nın Koray'ın yanına geldiğini fark ettim. Kulağına bir şeyler deyip gülüyordu. Omuz silkip önüme dönsem de ekranda oynayan görüntülere odaklanmakta zorlanıyordum.

Bu süreçte de minik bir detay öğrenmiştik:

Hepimiz manyak gibi beyaz giymek zorundaydık.

Üstümüzde tek bir tane bile farklı renk olmayacaktı. Makyaj bile yapmayacaktık.

Bu nasıl dizi seti böyle?

Zaten beyaz olan bir ten ile ruh gibi gezinecektim yani.

Vera (hanım demek içimden gelmiyordu) arada sert bakışlar atmayı ihmal etmiyordu. Ben de duygusuz bakışlar ile karşılık veriyordum.

KAZUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin