"İnsan düşerken ne hisseder?Acı,çaresizlik,korku.Hayır,insanlar düşerken önce bedenleri kırılır,sonra ruhları."
Benim ruhum zaten 1 yaşında kırılmıştı,tek incinen bedenim oldu.O gün Selin beni tuttuktan sonra dengesini kaybetti ve beraber 5. Kattan aşağı düştük,düşerken ona baktım,dehşet içindeydi,ölüm korkusu yüzünden en net biçimde okunuyordu.Ben çok daha sakindim.Zaten ölmekten korkmam içim bir nedenim yoktu,ailem,tanıdığım bir kardeşim,unutamayacağım harika anılarım hiç yoktu.Aşağı varışımız dakikalar,saatler sürmüş gibiydi.Yere düşmenin verdiği acıyla önce yüzüm buruştu sonra bilincim giderek söndü,ölüyordum ve umrumda değildi bu aciz dünya hayatından ebedi bir sonsuzluğa göçmek,korkutucu değil huzur verici olmalıydı...(1 ay sonra)
Hastanenin ötüşüyle huzur veren teknolojik eşyaları,tanıdık gelen kokusu ve başımda bekleyen öğretmen ordusuyla uyandım.Göz kapaklarım açılır açılmaz gördüğüm manzara karşısında yeniden gözlerimi kapadım.O da neydi öyle buradakilerin en fazla 3 tanesi cenazeme gelirdi muhtemelen ama şu an hepsi buradaydı.Eksik olan tek kişi Selin'di.Tekrar gözümü açıp etrafı inceledim,hemşirelerin "odayı boşaltalım ve hastamızı dinlendirelim" uyarılarıyla beraber yeniden uzun bir uykuya daldım...
(Aynı günün akşamı)
Yine farklı bir uyanışımda kabusumdan ayılmıştım.Hastane başta ne kadar huzur vericiyse şuan o kadar sıkıcı ve gereksiz geliyordu.Kafamı çevirdiğimde bu defa farklı bir görüntü vardı.Başımda refakatçi kalan arkadaşlarım Buse,Onur ve Defne ağlıyorlardı.Zorla da olsa konuşarak;
-Noluyor neden ağlıyorsunuz?Dedim.
-Emre,bak sakin kal ama -Defne konuşamıyordu-Selin'i ameliyata aldılar ve durumu kötülüyor,dedi.Elimi alnıma uzattım ve;
-Bunların hepsi onun suçu ve şuan üzülmemem gerekiyor çünkü onun yüzünden buradayız ama...ama onun için üzülüyorum-ağlamaktan konuşamıyordum-onunla ilgili gelişmeleri haber verin,dedim ve uyuyakaldım.(2 gün sonra)
Son uyanışımın üzerinden 3 saat geçmişti.Bu uyanışlar 2 gündür kendini sürekli tekrarlıyordu.Taburcu edilmiş,eve dönmüştüm başımda ilk gün birkaç arkadaşım beklemişti ama bugün yalnızdım.Yavaşca doğruldum ve mutfağa gittim kendime bir bardak su aldım.Koltuğa oturdum ve telefonumdan Selin'in yanında refakatçi olarak kalan arkadaşıma son 1 aydır yaptığım gibi mesaj yazmaya başladım;
-"Bugün daha iyi mi?Kendimi durduramıyorum ve merak ediyorum.Doktoru birkaç hafta daha hastane de kalacağını söyledi ve ben kendimi suçlu hissediyorum.Lütfen en kısa zamanda bana Selin'in nasıl olduğu hakkında bir mesaj yaz."Ve mesajı gönderdim.Bunu her yaptığımda rahatlıyordum sanki olanları geri alabilecekmiş gibi.Selin beni seviyordu ve ben onu her gün daha çok çıkmaza sokuyordum.
Kendimi sakinleştirmeye çalışıp nefret ettiğim ilaçlardan bir tane daha içtim ve çalan telefonumu açtım.
-Alo?
-Alo Emre ben Buse.Selin ile ilgili bir gelişme var ama sakin olmalısın ve bir yere geçip oturmalısın.
-Ne oldu?Allah'ım nolur iyi bir şey olsun.
-Emre biz...biz bak sakin ol tamam mı hemen bir yere geç ve otur Emre maalesef Selin'i kaybettik..."Kötü kız öldüyse hikayenin ne anlamı kaldı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sıra Arkadaşım
Teen Fiction"Birbirimizi sevmek için var olmuştuk,birbirimizi sevmediğimiz ilk an yok olacaktık."