"Tanımadığınız bir insanla nasıl bağ kurarsınız?"
Yüzümde yastık izleriyle yine uyanamamıştım.Kalkıp,ayağımın dibine yatmış kedim Lena'yı yavaşça kaldırdım.Buzdolabına gidip dolaptan çikolata aldım ve yedim.Giyinmek için;beyaz bir sweat ve dar paçalı bir kot pantolon.Rahat olmak her zaman iyiydi.Evimin olduğu sokakta sıra sıra yükselen bahçeli evler doluydu.Bahçe kapısını kapatıp durağa ilerledim.Durakta beklerken yaşlı bir teyze yaklaştı.
-Oğlum buradan 342 geçer mi?
-Teyze bilemiyorum.
-Sende nasıl gençsin ya!Yeni nesil ölmüş,anne ve babalara sormak lazım tabi,dedi ve arkasını döndü.
-Tabi siz anneleri tarafından size emanet edilen çocuklara her bakımdan yetersiz gördüğünüz bir kadının annelik etmesine şiddetle karşısınız ama,dedim.
-Kadın döndü ve "ne dedin sen?" dedi.
-İyi günler deyip, 342 Nolu otobüse bindim ve teyzeye camdan "Teyze senin otobüs gidiyor!" diye bağırdım.Teyze başını kapat ama otobüs çoktan gitmiş.İçime dolan hırsla güzelce güldüm.Gülüşüm söndü kadın gitmiş ama onu şimdi de aynıydı.
Zamanında annemin beni lunaparka bırakıp gittiği ve orada bir ay beni bulanabileceğim zaman geldi,aile sevgisi olmadan büyüdüğüm hiç ama hiç değişmiyordu.Onları araştırıp adreslerini bulduğum,onların bir gün boyunca nasıl sevindiklerini,aile ilişkilerini,kardeşimin yaşamını izlediğim değişmiyordu.
Zihnimi temizledim ve camdan dışarı baktım,durağı kaçırmıştım,en yakın durakta indim.Etrafı inceledim,tanıdıktı.Arkamı döndüm etraf evlerle doluydu,sürekli sayıları artıyordu evlerin duvarları üstüme geliyordu ben kaçamıyordum!Yere düştüm elim kanıyordu ama sanki kopmuş gibiydi ama acı hissetmiyordum.Benden sonra doğan kardeşimin mutluluğu annemin ve babamın mutlu yüzleri hepsi hepsi...
Ve uyandım!Otobüste uyuyakalmıştım.Başımı kaldırdım durağıma az kalmıştı,kapılar açıldı ve indim.Okuluma gelmiştim,Altın Kuyu Lisesi'ne,adı gibi değildi ama olsun.Kapı da sıcak bir gülümsemeye sahip güvenlik görevlisi ya da içinde sıcakkanlı anlayışlı birçok öğretmen yoktu.Sınıfıma çıktım,ders kitaplarımı masama yerleştirdim.Sıramdan kalkacakken bir yazıyı fark ettim.Yazı "adın ne" gibi bir şey yazmıyordu.Birisi sıraya "panda sever misin" yazmıştı.Hemen altına "evet severim yani galiba :)" nedensizce mutlu olmuştum.Mutluluğum kafama gelen silgiyle son buldu.Yüzüme oldukça kızgın bir ifade takınıp arkamı döndüm.Silgiyi atan Selin'di.
-Emre hiç bakmıyorsun ya!Nasılsın? dedi.
-Selin,kafama cisimler fırlatarak ilgimi çekemezsin,dedim.
-Sen kabul etmesen de çok tatlısın,dedi.Elini bir anda çeneme koydu.Hızlıca geri çekildim.
-Napıyorsun! diye fısıldadım.Gözlerimi devirerek önüme döndüm.
Ders Selin'in sırtımı delip geçecek kadar sert bakışları haricinde normal geçmişti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sıra Arkadaşım
Roman pour Adolescents"Birbirimizi sevmek için var olmuştuk,birbirimizi sevmediğimiz ilk an yok olacaktık."