"Gerçekler yazı olsa yalanlar silgi olur muydu ki?"
.
.
.
"UYANDIM"
Elim hemen telefonuma uzandı ve numarayı tuşladım.Selin'in numarasını.Birkaç çalıştan sonra açıldı;
-Alo!Selin sen...sen iyi misin?
-E..eveet ama sen iyi değilsin herhalde,dedi hafif gülerek.İçim rahatlamıştı,derin bir soluk verdim.
Bir şey söylemeyince meraklandı ve;
-Alo,Emre gerçekten iyi misin?Dedi.
-Be...ben iyiyim.Sadece seni merak ettim,diyebildim.Ardından telefonu kapattım.
Yağmur yağmasına aldırmadan hastaneye doğru koşmaya başladım.Yağmur beni korkutmazdı.Ne şiddetle yağarsa yağsın.Bence insanlar ikiye ayrılırdı;
"Yağmur da ıslanınca arınanlar ve ıslanınca anıranlar."
Adımlarımı sıklaştırdım ve hastaneye doğru ilerledim.Hastane bahçeleri hep hüzünlüydü.Bir insanı kaybetmek,o insanın ameliyatta can çekiştiğini bilmek,iyi şeyler değildi.Düşünmeyi bıraktım ve hastane kapısına doğru yürüdüm.
Hastane koridorlarına ölüm sessizliği hakimdi.Selin'in kaldığını bildiğim oda kapısının önünde durdum ve kapıyı çaldım.Kapı açıldığında karşımda hasta yüzüyle,yıpranmış saçlarıyla Selin'i beklerken eskisinden daha güzel ve bakımlı halde olan Selin'i gördüm.Ben O'na aşıktım,güzel Selin'e.İçeri girdim ve kapıyı arkamdan kapattım.Beklemeden ona sarıldım,kokusu,arkadaşım gibi değil, aşkım gibi kokuyordu.Gülümsedim sarılmamız bittiğinde ona doğru eğildim ve dudaklarımızı tek bir hamlede buluşturdum.Yanıyordum, tam anlamıyla yanıyordum.Selin'in dudaklarıyla her temasım ruhumu yakıyordu.Çok az geri çekildim ve alnımı onun alnına dayayarak;
-Eğer şimdi çekilmezsen bayılıp kalacağım,soğan yemişsin!Dedim.
Beni tam anlamıyla iterek;
-Aptal!Gerçekten bir aptalsın,dedi.
Onu tekrar kendime doğru çektim ve öptüm...
Odadan çıktıktan sonra istemsizce gülümsüyordum.Merdivenlere doğru yürüdüm ve aşağı inmeye başladım.Kafamı yana çevirdiğimde tanıdık birini gördüm,benden olan birini,annemi.O ne kadar beni tanımasa da Hale'yi annemi görmüştüm.Arkasında babam ve varlığımı bile bilmeyen kardeşim.Kardeşimin rengi soluktu,hasta görünüyordu.Donup kaldım arkamdan söylenerek aşağı inen insanları fark edip ters yöne,yukarıya çıkamaya başladım.Bu kovalamaca artık bitmeliydi.Hemen arkalarından ilerlemeye devam ettim ve elimi annemin omzuna doğru uzattım.Tam onu dürtecekken arkamdan seslenen Selin'e bakmak zorunda kaldım.
-Buyur Selin,çok önemli değilse şimdi söylemesen?
-Önemli değil aslında ama sen iyi misin bak huzursuz görünüyorsun?
-Ben de bilmiyorum,bak sonra anlatacağım söz,şimdi başka bir işim var tamam mı?
-Tamam ben hastane kantinine iniyorum,sonra sen de gelirsin,dedi ve arkasını dönüp yürümeye başladı.Annemlerin olduğu yöne döndüğümde gitmişlerdi,tabi gideceklerdi aptal!Hastane burası,her an birilerini odaya,ameliyata,beklemeye alabilirler.Çevreme bakındım ama görünürde yoklardı.Ben de tam çaresizce kantine gidiyordum ki bir feryat,çığlık,isyan, bir haykırış duydum.Annemin oğlu için olan haykırışı ben olmayan oğlu için...
Sinirlenmiştim,zamanında beni korkaklığı yüzünden bırakan sevgili annem şimdi oğlunu kaybetmemek için dövünüyordu.Kendime hakim olamadım ve hızlıca annem ile babamın olduğu yere yürüdüm.Tam önlerinde durdum ve konuşmaya başladım daha doğrusu bağırmaya;
-Şimdi oğlum oğlum diye bağırıyorsun ama zamanında beni saçma salak korkuların uğruna lunaparka ya lunaparka bırakıp gittin.Belki de şuan sizinle yanlızlık çekmeden yaşayabilecekken beni terk ettin.O yüzden burada ki insanların seni çok iyi yürekli bir anne sanmasını istemiyorum.Beni bıraktığın gün iyi ki bırakmışsın çünkü emin ol şuan ki hayatımdan o kadar memnunum ki sizin yokluğunuzu fark etmiyorum bile.Şimdi -ağlamaya başladım-gidiyorum ve bir daha karşınıza çıkmıyorum çünkü ben güçlüyüm senin korkularından daha güçlüyüm,dedim.Hepsini bir nefeste söylediğim için nefes nefese kalmıştım ama tatmin olmuştum.Arkamı döndüm ve koşmaya başladım ama hemen o an Hale arkamdan;
-Sen bir hataydın,acemilik,aptallık.O ise bir hayat,benim bir parçam.Bu yüzden seni neden bıraktığımı sorgulama Emir,sen hiç benden olmamıştın,dedi.Adımı bile hatırlamıyordu ya da bana daha aciz hissettirmek için bilerek yapıyordu ama ben ona söylemiştim korkularından daha güçlüydüm.Gözlerimden dökülen yaşlara aldırmadan gülerek arkamı döndüm ve kendimi vazgeçirmeden söyledim;
-Hale,sen kendini anne sanıyor olabilirsin ama kendi kanından olanı kabullenemeyen insana anne denmez,dedim ve bu sefer arkama tekrar dönmemek üzere koşmaya başladım.
Selin'in yanına gelene kadar koştum ve onun yanında ki sandalyeye oturdum.Elime geçen ilk şeyi,bardağı tutup sıkmaya başladım en sonunda dayanamadım ve yere fırlattım.Bardağın kırılmasıyla Selin;
-Noluyor ya?diye bağırdı.Ne yaptığımın farkına vardım ve hemen yükses sesle;
-Kusura bakmayın,lütfen!dedim.İnsanlar söylenerek kafalarını çevirdiler.Selin bana doğru eğilip;
-Emre!Kendinde misin?Bak bana sonra anlatacağım dedin ama ben rahat edemiyorum.Eğer bilmemi istemiyorsan bana söyleyebilirsin.Seni anlarım,gerçekten anlarım,dedi.Zoraki bir gülümsemeyle;
-Selin,şimdi değil lütfen anla şimdi değil.Çünkü bu olayların üstünden kendim gelmeliyim,bu benim meselem,dedim.Bana anlayışla kafasını sallayınca işin Selin kısmı bitmişti ama zor kısmı yeni başlıyordu...Bu bölüm şimdiye kadar yazdığım ve yayınladığım en uzun bölüm ve bunun sebebi 1 aydır bölüm atmıyor oluşum.Sınavlar,lgs,okul,dershane derken neyse işte bölüm hakkında ki görüşlerinizi yorumlara yazabilirsiniz.Bu arada 10. Bölüm final bölümü olacak o zamana kadar see you laterr.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sıra Arkadaşım
Подростковая литература"Birbirimizi sevmek için var olmuştuk,birbirimizi sevmediğimiz ilk an yok olacaktık."