Atakan'la birlikte izlediğimiz aksiyon filmini yarıda kestiğimde zaten film başlamadan önce biten mısır kasesini masanın üzerine bıraktım. Hep böyle oluyordu. Bir film açıyorduk ve daha film başlamadan mısır kasesinin dibini görüyorduk..Battaniyenin altından çıkarak biraz hafif doğruldum.
Bana anlamsız bakışlar attığının farkındaydım çünkü filmi yarıda kesmiştim ama elimde olmadan içimde bir sıkıntı vardı.
Irmak'a söz verdin dedi iç sesim. Atakan'a söylemeyeceğime dair söz vermiştim ama bu çok zordu. Elimden hiçbir şey gelmemesi çok zordu. O, Ali'yi bulup bunlara pişman edememek yeterince zordu.
"Bir şey var," dedi Atakan duraksayarak. "Senin sakladığın şeyler var."
Yerimde dikleşerek ona döndüğümde atabildiğim en anlamsız bakışlardan birini attım. Bir söz verdiysem, tutmak zorundaydım. Bu kişi Irmak olsa bile.
"Yok bir şey,"
"Seni tanıyorum Merve. Durgunsun."
Ona doğru kayarak yanağına küçük bir öpücük bıraktım.
"Bak işte şimdi bir şeyler olduğuna daha da ikna oldum." dedi alaya alarak. "Bayram değil seyran değil babaannem beni niye öptü?"
Koluna vurdum.
"Ne yani odun muyum ben?"
"Yok canım, ne alakası var? Biz ona yontulmamış kalas diyelim." dedi gülerek. Bense somurtmakla meşguldüm.
Tam ağzımı açıp cevap vereceğim sırada Atakan'ın dudaklarıma kapanan dudakları ile susmak zorunda kalmıştım. Saçlarımı kulak arkası yaptığı sırada salonun karşısındaki odanın kapısı açıldığında hızla Atakan'ı iterek arkama yaslandım.
"Burnun mu kızardı senin?" diyen sesini duysam da bozuntuya vermemiştim çünkü Irmak bize dümdüz bir şekilde bakmakla meşguldü.
"Abi, eve kız mı atıyorsun sen?" dedi alaya vurarak. Bir kaç gün öncesine nazaran daha iyi gözüküyordu ama yinede yüzü solgun ve pijamalarıyla boş boş evin içinde dolanıyordu.
Atakan beni kolunun altına çektiğinde zorluk çıkarmadan başımı omzuna yasladım.
Irmak'ın gözünden bir damla yaş firar ettiğinde bunu fark eden sadece ben değildim. Atakan, ışık hızıyla kalkıp Irmak'ı yerine çekerken öylece izledim.
Tek tek kardeşinin gözünden akan yaşları sildi. Buna yenileri eklensede o da bıkmadan silmeye devam etti.
Irmak'a güç vereceğini düşündüğüm bir bakış attığımda toparlanarak evden çıktım.
Yalnız konuşmaları daha doğru olurdu.
Artık kavga yoktu. Artık orta da bir Irmak bile kalmamıştı. Solgun belki de yeterince bitkin. O beyaz bayrağı çekmiş hatta taraf değiştirmişti. Ben de yorulmuştum olanlardan ve olacaklardan.
• • •
Sanırım finali 49-50 gibi yapacağım. bu arada bunu spoi olarak algılamak zorunda değilsiniz ama ben kötü son seviyorum, elimde değil... şağdçamclsüxşğzş
ŞİMDİ OKUDUĞUN
REKABET |TEXTING
Teen Fiction[ texting, tamamlandı.] Merve: Seni sürüm sürüm süründürmezsem, Merve: Seni kör kuyularda ipsiz bırakmazsam, Merve: Bulduğum bir kaşık suda boğmazsam, Merve: Bana da Merve demesinler.