Meriç inad etme sana ikimiz sığarız diyorum .
Ben yine koltukta uyusam daha iyi olur bence hem seni rahatsız etmek istemiyorum .
Bunu benim rahatsız olmamam için ' mi yapıyorsun yoksa benden korktuğun içinmi?
Ezhar senden neden korkayım bana ikide bir korkuyorsun deme .
Ama gerçek bu benden korktuğunu his edebiliyorum .
Nerden biliyorsun ?
Çünkü sana sarıldığımda bedenin titriyordu .
Hayır öyle bir şey yok sadece bacağım acıyordu sana öyle gelmiş .
Eminmisin ?
Evet .
Öyleyse benim yanımda uyumanda bir sorun olmaz madem benden korkmuyorsun .
Merak etme sana birşey yapacak dilim yani rahat ol .
Ondan şüphem yok ama ben yinede koltuğa geçeyim.
Peki sen bilirsin ben seni düşündüğüm için rahat etmeni istedim ama madem bu kadar ısrar ediyorsun öyle olsun .
Meriç gerçeği itiraf edemesede benden korkuyordu yanımda uyumak fikri onda bir korkuya neden olmuştu aslında neden korktuğunuda adım gibi biliyordum ama bunu onun itiraf etmesini bekliyordum .
Meriçin ilk defa yatağında uyuma şansı geçmişti elime onun yastığı onun yatağı ve onun beni deli eden kokusu .
Başımı her yeri meriç kokan yastığa gömerek derin bir nefes çektim meriçi hayalimde canlandırdığım göğsünden boynuna kardar başımın onun vücudunda gezdiğini his eder gibi .
Yavaşça ona bakarak ve onsuz yatacağım fikrine kendimi alıştırmaya çalışarak usulca yatağa kıvrıldım .
Başım ona dönük bir şekilde yastığa koyarken meriç odanın ışığını kapatıp koltuğa doğru ayağı topallar bir şekilde yaklaştı.
Odanın karallığında sadece odayı aydınlatan ay ışığının loş görüntüsüyle bile gözüme gökyüzünü aydınlatan aydan bile daha güzel parlayan yüzüyle gözümü bile kırpmak istemezcesine onun koltukta nasıl bir pozisyon aldığını izledim .
Sanırım umitlenmek boşunaydı meriç hiç bir zaman bunu yapmayacaktı .
Bana karşı hisleri olduğunu biliyordum onu ilk öptüğüm gün ilkte tepkisiz olan bedeni daha sonra arzuyla bana kilitlenmiş gibi karşılık vermesine rağmen yine benden uzaklaşması ne kadar duygu karmaşası içinde olduğunu kanıtlıyordu.
Benden nefret ettiğini her ne kadar göstermek istesede gözlerindeki anlamsız kıskanç bakışlar bunu yalanlıyordu .
Birazcık cesaret meriç biraz cesaret zaten bir kez itiraf edebilse bu kadar zor olmayacaktı beni sevmesi.
Benim fark etmediğimi sansada defalarca itiraf etmek istediğini tahmin ediyorum ama yine korkusuna yenik düşerek benim her seferinde hayal kırıklığına uğramama sebep oluyordu.
Gerçeği söylemesi için ne kadar çaba harcasamda yine ters tepiyordu .
Daha ne kadar direnecekti bilmiyorum son kez koltukta başını koltuğa yaslamasına baktım kapat ezhar sende kapat gözlerini seni görmek bile istemeyen bu insana .
Bir süre gözlerim kapalı olsa bile uyumayarak içimden gelen düşünceleri susturmaya çalışıyordum .
Kollarımı meriçi sarar gibi boşluğa içimi soğutmayacak bir yenilgiyle sessizce bir birine doladım.
Ve yine derin bir nefes alarak sırtımı diğer tarafa döndüm .
Az sonra yatakta bir kıpırdamayla gözlerimi hafifçe araladım sanırım uyuyorum ve bu düşünce benim bir hayal ürünüm olmalı .
Meriç yatağamı geçti yani şuan yanımda tam arkamda duruyor hayır sadece bunu çok istediğim için öyle olduğunu düşünüyorum sanırım .
Iyide bu bir hayalse neden mericin kokusu bu kadar yakın geliyordu .
Sanırım o kadar çok yastığını kokladığım için böyle geliyordu .
Içimden hazır cevap veren iç sesime kapa çeneni zaten yeterince canımı sıkıyorsun bırak bari hayalde olsa yaşayım.
Gözlerimi açmak yada arkma bakmak istemiyordum bunun bir rüya olduğunu düşünüp bakmak istemiyordum .
Bir süre daha sırtımı dönmeden öylece kaldım ama arkamda duran kişi kıpırdanmıştı hayır bu bir rüya dil yavaşça bedenimi arkamda olan kişiye doğru döndüm .
Pencereden sızan ışık yüzüne vuruyordu su gibi berrak teni bir kiraźı andıran dudakları ve sanki kömürle çizilmiz upuzun kirpikleriyle meriç bir melek gibi duruyordu karşımda .
Ona dokunmak istiyordum ama bu defada benim içime korku giriyordu yine beni tersliycek ve bu defa çok daha kötü olacaktı aramız .
Acaba şu anın tadını çıkarıp sadece yanımda olmasındanmı mutlu olsam yoksa artık dizginleyemediğim arzularıma kapılıp sonucu ne olursa yapmak istediğim şeyi yapmak.
Hangisi ?
Ona dokunma isteğim galip geliyordu bir iki defa elimi ona dokunmak için uzatıp istemesemde geriye çekiyordum .
Offf dokun işte ne korkuyorsun ucunda ölüm yokya en fazla sana kızar okadar ben kararsızca yine elimi onun omuzuna yavaşça uzattım hafifçe parmaklarımı omuzundan eline gelene kadar kolu boyunca bir çizgi çizer gibi dokundum .
Hiç kıpırdamadan öylece duruyordu elimi bu defa onun gösüne koydum ve yine hafif bir donuşla çıplak bedeninde dokunmaya devam ettim .
Onu dokunan ellerim meriçin sıcak vücudunda ateşi gören yağ gibi yavaşça eriyordu .
Bedenimdeki yükselen ateş git gide dahada artarken içimi gıdıklayan hisle kalbim mutluluktan uçacak gibi yerimde duramıyordum daha fazlasını istiyorum .
Meriç benim ona dokunduğumu his ediyordu yavaşça gözlerini açmadan dudağını ısırdı .
Bu kadar yeter artık daha fazla dayanamıyorum ısırdığı dudakları damağımda tadını his etmek istiyorum artık gözlerim onun dudaklarına kilit olmuş gibi tek bir noktaya odaklanmıştı.
Yavaşça dudağına yaklaştım dudaklarımı onun dudaklarına dokundurup küçük bir öpücük kondurdum bal gibi tatlı dudakların var meriç ve ben bir defayla doymam kulağına hafifçe sılısdadığım bu sözleri gerçekten duymasını istiyordum .
Ama yine bir tepki vermemişti vazmı geçsem ?
Selam canlar bir sonraki bölümde sizce somut olsunmu yoksa böyle devammı 😉
