| 2. Bölüm |

2.3K 101 12
                                    

Sanki hiç yabancı değildi. Gözleri çok tanıdık geliyordu. Ah! Gökhan'a çok benziyordu. Onu özlemiş miydim gerçekten? Kafama takmamalı mıydım yoksa? Gözleri.. Dudaklarıma değen nefesi. Kalbimi delen bakışları.. Bu an biraz tuhaftı. Bakışları sanki içimi yakarcasınaydı. Bi hareket etsem, dudakları dudaklarımı kapayacaktı.

Ben onu Gökhan olarak görüyordum. Gerçekten o olabilir miydi? Ah! Ne saçmalıyordum ben. Neden hala böyle yakındım ona? O bir yabancı şuanda. Ve ben engel olacak bişey yapmıyorum.. Elleriyle belimi kavradı ve beni kendine daha da çekti. Kalbimin atışları ağzıma vuruyordu sanki.. yerinden çıkacakmış gibi atıyordu.

Kafasını biraz geriye çekerek konuşmaya başladı..

"Ne o, korktun mu ufaklık?"

Onu geri ittim. Ona bana yakın olma hakkını kim vermişti acaba? Bana ufaklık demesi beni çok çabuk sinirlendiriyordu! Tıpkı Gökhan gibi çıldırtıyordu beni!

"Ne korkucam senden be! Beni kendine çeken sensin.. Sadece biraz tuhaf bi durum içerisindeydik."

"Ne gibi tuhaf?" Bi kaşını kaldırarak sırıttı.

Nefret ediyordum böyle zor anlarda, olmadık laflar etmekten! Ağzımdan çıkan sözlere dikkat etsem böyle yapamayacaktı.

"Sana çarptım ardından burda ikimiz yalnız. Sence normal mi bu durum?"

Allah kahretmesin seni kübra! İyice ettin durumun içine!

"İkimiz yalnız.. bu sözü sevdim açıkcası."

Şuan da yüzünde ufak bi gülümseme vardı. Korkmalı mıydım? O bir yabancı ve bana istese şuan her şeyi yapabilirdi. Onu daha tanımıyordum bile. Kaçmam mı gerekiyordu şimdi? Bu sahnede ki rolüm bu muydu? Ne demeliydim. Off!

"Neyse, geç oldu. Ben gitsem iyi olacak. Görüşürüz."

Görüşürüz? Görüşürüz, ne demek kübra! Sanki arkadaşıyla konuşuyor! Olmadık laflar etmeden git uzaklaş oradan bence!

"Görüşürüz tabi seni mi kıracağım, ufaklık." Pis pis sırıttı yine.

"Sensin ufaklık!" diye bağırdım. Hoşuna gitmişti galiba daha da gülümser oldu. Bunun amacı neydi? Neden peşimden gelmişti? İğreniyordum. Burdan gitsem iyi olacaktı! Arkamı dönüp oradan ayrıldım. Ne bekleyecektim ki?

Cidden onun bana bu kadar yakın olmasına nasıl izin vermiştim, anlayamamıştım. Sanırım bugünlük benim rolüm bu kadardı. Eve girer girmez kimseye bişey demeden odama çıktım. Üzerime giyebilecek rahat bordo yan taraflarında beyaz çizgili olan eşofmanlarımı giydim. Daha sonra banyoya girip makyajımı silip saçlarımı topuz şeklinde saç lastiğimle bağladım. Şimdi kendimi daha rahat hissediyordum. Bir günde bu kadar Gökhan yetmişti. Uyumam gerekiyordu artık. Hiç beklemeden kendimi yatağa atıp uykunun derinliğine bıraktım.

"Kübra!"

"Ağlamayı da kes! Bebek gibisin!"

"Gerizekalı mısın sen? Gerizekalılar ağlar!"

"İyi misin?"

"Her seferinde ben mi olacağım yanında?"

"Biraz dikkat etsen ölürsün dimi?"

Bu o! Gökhan'ın sesi. Gökhan? Sen misin bu gerçekten?

"Gerizekalının tekisin kübra!"

"Dikkat etsene biraz! Bela üstüne bela!"

"Gökhan?"

"Kübra!"

"Nerdesin göremiyorum seni?"

Tesadüfün BöylesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin