| 3. Bölüm |

2.1K 79 4
                                    

Bu bölümü istek üzerine 'SineMete' olarak yazdım. Çok uzadı gelmesi biliyorum ama gerçekten çok sorunlarım var buaralar. Artı sınav haftasındayım. Bi karar verdim artık her hafta yb gelecek. Ve günü hep birlikte karar vereceğiz. Bu açıklamanın altında fikirlerinizi paylaşabilirsiniz. Sizleri çok seviyorum. :*

Eve geldiğimiz de o çift yeşil gözlü çocuğun, her seferinde benim olduğum yerde olmasını düşündüm. Kim olabilirdi bu? Neden beni takip ediyordu? Ne alıp veremediği vardı benimle? Bakışlarını ve davranışlarını düşündüğüm de Gökhan'a çok benziyordu ama o değildi bundan emindim. Anlamadığım tek şey, benimle ne derdi olduğuydu. Üzerimi değiştirmek için odamda camın kenarında olan beyaz şarap rengini anımsatan koltuğumdan kalkıp, ahşap kaplamalı dolabımın karşına geçtim. Pijamalarımı giyip bi an önce kendimi uykunun derinliğine bırakmak istiyordum. Pembe tonlarının buluştuğu pijamalarımı giyip yatağıma geçtim.

Küçüklüğümden beri oyuncak ayıcığımla yatardım. O olunca kendimi güvende hissederdim. Ve sanki şuan ona ihtiyacım vardı. Açık kahverengi tonlarında ufacık pamuk gibi yumuşacık peluş bi ayıcıktı o. Karamel rengini anımsattığı için adını Karamel koymuştum. Çok yaratıcı değildim biliyorum ama çocuk aklı işte. Hatta benimle dalga geçerlerdi en çokta Gökhan. Zaten o benim herşeyimle dalga geçiyordu ki.

Öküz işte ne beklersin ki!

Karamel'i yanıma aldım tekrar ve uyumak için sağ tarafıma döndüm. Kafamda onlarca düşünceye rağmen bu mümkün değildi. Uyuyamıyordum. Olmuyordu. Saate baktığımda gece yarısı oluyordu. Sinem'i arasam uyumuştur çoktan diye düşününce bu fikrimi aniden sildim kafamdan. Peki Cenk o da mı uyuyordur acaba? Cenk, Gökhan'nın en yakını olduğu halde onunla dertleşebiliyordum. O sır tutabilen biriydi. Dışardan bakılınca kötü bi çocuk gibi görünsede - aslında bunun öyle olmasının sorumlusu kendisi - çok iyi bir dosttu. Dost mu? Kardeş! Ona bundan bahsetmemiştim. Çekinmiştim daha doğrusu korkmuştum. Vereceği tepkiden. Böyle bişeyi başta ona anlatmadığımdan. Bilmiyorum. Ona bunu anlatmam gerektiğini bildiğim halde çelişkilerim vardı. Belki tesadüftü o çocuğun benim olduğum yerde bulunması. Belki de ben kendim.. Ah! Saçmalama kafayı yemedim değil mi!

Cenk bunu duyduğunda bi dakika yalnız bırakmayacaktı beni. Sinem'de aynı şekilde ve onu beni yalnız bırakmaması için uyuyaracaktı belkide. Gözlerimi devirdim. Bu kadar şeyi nasıl düşünüyordum? Hemde bu saatte herkes uyurken ben nelerle uğraşıyordum. Artık uyumalıydım uykusuzluktan deliriyorum sanırım. Yorganı üzerime daha çok çektikten sonra gece lambamı da kapatıp uyumaya odaklandım.

~

Sinem'den

Tepemde bişey çalıyordu! Uyuyoruz burda dimi? Uykulu uykulu telefonuma uzandığımda çalar saatimin çaldığını farkettim. Bu neden çalıyordu! Bugün okul yok çalma be çalma! Tam da Mete'yle ilgili bi rüya görüyorken. En güzel yerinde be. Of! Tanıştığımız günü gördüm. Onun beni ilk sahiplendiği günü. Şimdi ise bi belirti göstermiyordu. Bazen yakınken bazen soğuktu. Bi anlam veremiyordum. O gün ki tavrı çok sweetti!

Flashback

Dersimiz boştu ve herkes dışarı çıktı, benimse başım ağrıyordu. Sanki kafamın içinde filler tepiniyordu!! Sınıfta kalmak istemiştim. Kollarımı sıramın üzerine uzatıp başımı yasladım. Gerçekten canım bişey yapmak istemiyordu. Bu ağrıyla napılırdı ki! Evdeyken başlamış olsaydı gelmezdim ama lanet olasıca baş ağrısı okulda başlamıştı. Son anda kararımı değiştirip çizim defterimi alıp temiz havada resim çizmeye karar verdim. Belki temiz hava iyi gelirdi bu filler de giderdi kafamın içinden!!

Tesadüfün BöylesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin