| 1. Bölüm |

3.6K 113 29
                                    

"Kübraaa!"

Uyuyordum ama kulağımda adım yankılanıyordu. Gözlerimi yarı açtığımda annemin panjurları açtığını farkettim. Odaya ışık giriyordu. Uyuyamıyordum be! Hergün aynı terane! Bırakında uyuyayım! Uykumu terkedemem, o beni bırakıyor mu hiç? Bi kere uyanınca, tekrar uyuyamazdım. Uykum çabuk kaçardı. Hep okul yüzünden o olmasa, annem beni uyandırmazdı ki! Kalkıp elimi yüzümü yıkadım. Sinirli bi şekilde giyiniyordum. Tam o sırada takvim gözüme girecekmişcesine çarptı. Hayatımda o kadar çok şey değişmişti ki. Gökhan gideli tam 8 yıl olmuştu. Hepimiz kocaman olduk artık. Ben daha 17 olup reşit olmasamda olgun biriyim yani! Gittiği günü unutamadım, unutamıyorum da. Onunla vedalaşmadan kaçmıştım Peşimden gelmesini bekledim ama gelmemişti. Neden gelsin ki? Başına bela açmaktan başka bi halta yaramıyordum. Gitti işte. . Beni bırakıp, şey yani bizi bırakıp gitti.

Flashback

Okuldaydık, daha 9la 11 yaş arasında. Sıramdan kalkacakken tabiki yine ayağım takıldı. Oda laf mı? Çok güzel iki seksen yığıldım yere. Evet, yine ben Mrs. Sakar! Bi kere de olmasa şaşardım. Her neyse ben yerde öyle iki seksen yatarken, Caner elimden tutup kaldırdı. Baya nazikti hani. Caner benim elimi tuttu ya şimdi, Gökhan hiç rahat durur mu? Aklınız alıyor mu sizin? O na ne oluyorsa! Pis egoist!

" İyi misin?"

"İyiyim, teşekkür ederim."

"Bi daha ki sefere dikkatli ol."

"Merak etme, sana gerek kalmaz. "

Atlamasa olmaz öküz!

" Sakin."

"Sana noluyor Gökhan? Biz Kübrayla konuşuyoruz."

" Ne demek sana noluyor lan? Kübrayla sen, ne zamandır 'siz' oldunuz?"

" Düzgün konuşsan, lanlı lunlu yakışmıyor."

"Sana mı soracaktım?"

"Yeter artık! Kesin ikinizde sesinizi! Caner biz bahçeye inelim istersen."

"Olur."

" Hoopp! Sizli bizli böyle nereye noluyo?"

" Sanane? Senin başına belayım ya ben unuttun mu? Uzaklaşıyorum işte rahat edersin!"

"Öyle bişey dediğimi hatırlamıyorum?"

"İster de, ister deme."

"Öyle mi Kübra Hanım?"

"Öyle Gökhan Bey! Madem bıkıyosun benden. Madem başına belayım, o zaman hayatıma burnunu sokma! Karışma artık!"

"Nasıl istersen.. Bişey olunca bulamazsın bak?" Pişkin pişkin sırıttı.

Biz buna "piç smile" diyoruz sanırsam.

"Nerde o günler! Keşke bulamasam!"

Onu dinlemeden sınıftan çıkmıştım. Ayarlarımla oynuyodu resmen ya! Ama birgün gerçekten dediklerinin olacağını tahmin bile etmemiştim. Onu ciddiye almazdım ki.

"Büyük lokma ye, büyük laf etme."

1 hafta sonra

Cenk "Aaa bunlar Gökhan'ların mobilyaları değil mi lan?"

Sinem "Vallaha da onlar, billaha da onlar!!"

Ceylin "Babası da orda, tıra taşıyorlar!"

Kübra "Noluyo be böyle?"

Kapılarına doğru ilerlediğimizde, Orhan Amca yani Gökhan'nın Babası bize;

"Çocuklar veda için mi geldiniz bakalım he?"

Tesadüfün BöylesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin