Saat 03.05
Açelya'nın elini yüzümde hissetmeye başladığımda gözlerimi açtım. Uyanmıştı ve baş ucumda oturmuş bana bakarak gülüyordu... Avucunun içinden öpüp doğruldum ve onu hoplatmaya başladım. Hayatımda ilk kez bu kadar güzel uyandırılıyordum sanırsam. Küçücük bir bebek tüm hayatımı değiştirmiş, tüm hayatıma renk katmıştı adeta. Onun yanındayken kafamdaki kötü düşüncelerin hepsi uçup gidiyor yerini gülücükler alıyordu.
Bir süre sonra odayı saran kokuyla yüzümü ekşiterek Açelya'ya baktım o ise bana o kadar masum ve o kadar güzel bakıyordu ki gülümseyerek alnına minik bir öpücük kondurdum.
Her şey yolundaymış gibi gözüksede sanki hayatımızda yerine geri konması gerekilen eksik yapboz parçaları var gibi hissediyorum. Gün gelirdi iş için uzağa giderdi şimdi anlıyorum ki "uzak olmak değilmiş insanı üzen, insanı asıl üzen sevdiğini kaybetmekmiş."
"Bu kadar olay oldu hala seviyor musun?" diye soracak olan olursa... bu sorunun cevabını daha kendime bile veremezken başkalarına ne diyebilirim ki? Biz bir yapboz misaliydik ve o yapbozun parçaları eksik kaldı, o eksik asla doldurulamayacak.