Teşekkür&Minnet.

5.6K 288 55
                                    

Yazmaya başladığımda, gerçekten yazmaya başladığımda on üç yaşındaydım. Ortaokuldaydım, hayatımın pek de parlak olmayan bir dönemiydi ve öyle yalnızdım ki kafamdaki masalları duymaya artık tahammül edemiyordum. Birine ihtiyacım vardı. O masalları daha önce dinlememiş, anlattıklarımı duymamış birine ihtiyacım vardı. Hiç gitmeyeceğinden emin olmak istiyordum birilerinin. Öyle çok bir omza sahip olmayı diledim ki, birçok yanılgıya düştüm. En sonunda doğru bir karar bulabildim, beni dinleyecek olan omzu kendim tasarladım.

Yazmaya devam ettikçe fark ettim ki yalnızlıktan tamamen uzaklaşmıştım. Bir şeyler yazabilmek için ellerim karıncalanıyordu, her gün daha fazla yazmak istedim. Artık yalnız hissetmiyordum, tekrar oraya dönmeyi hiç istemedim. Çünkü seçilmiş yalnızlık ile zorunda bırakılmış yalnızlığın birbiriyle hiç alakası yoktu. Ben bir daha ne yalnızlığı seçmek ne de zorunda bırakılmak istedim. Neden yazdığımı kendi kendime sorgularken fark ettim bunu da. Biri elimden tutsun diye yazmaya başlamıştım. Bu zamana kadar yazdığım hikayelerin hepsinin amacı buydu.

Ama Gül Dönümü böyle gelişmedi. Bu sefer yalnız kalmak istemeyen ben değildim, Gül'dü. 

Leyla'yı yazdıktan ve bitirdikten sonra çok tuhaf ama Gül'ü arkasında bırakan biri daha varmış o da benimişim gibi hissetmekten kendimi alıkoyamadım. Bu sefer Gül birisi onu dinlesin istiyordu. Gül yalnız kalmak istemiyordu çünkü ben Gül'ü o sayfada hapsetsem, Gül sonsuza kadar suskunluğa mahkum kalacaktı. 

O yüzden Gül Koçak'ın bir hikayesi oldu. Gül Koçak on dokuz yaşında bu yüzden doğdu. 

Onu yazarken çok öfkelendim çünkü yazmaya devam ettiğim süreç boyunca birçok Gül gördüm, duydum, haberlerde izledim. Daha da beterleri vardı, her gün daha da beterleri oluyordu. Hala oluyor. Gül bağırabildiği kadar bağırsın istedim. Onun yerine susan herkes yerine bağırsın. Gül öyle çok bağırsın ki bir daha kimse susmasın istedim. Gül, Leyla gibilerini yazdıkça da amacım bu olacak. Onlar bağırsın, çok yüksek sesle bağırsınlar. Kimse susmayı aklına bir daha getirmesin. Bunun için bir ömür boyu uğraşmam gerekse de uğraşmak istiyorum çünkü bunun ne demek olduğunu biliyorum. Birisi Gül'ü duymaya başladığında Gül'ün ne hissettiğini biliyorum. 

Kurtarılmayı beklemenin ne demek olduğunu biliyorum.

Bu süreçte, Gül'ün hikayesine karşı öyle coşkulu öyle yürektendiniz ki...Yazarken bile gözlerim doluyor. Onu hissettiniz. Ben o yalnız kalmasın diye onu kaleme alırken siz Gül'ü hiç yalnız bırakmadınız. Onu kendinizden bir parça haline getirdiniz, bazen onu benden daha iyi anladınız. Ben çok şanslıydım ve belki de ilk defa bunun gerçekten farkında oldum. Milyonlarca insan yoktu arkamda ama milyonlarca insanın çıkartmayacağı kadar güzel sesler çıkartan bir kitlem vardı. İlk teşekkürüm size güzel ailem. Gül'ün fırtınasını siz bahara çevirdiniz.

İkinci teşekkürüm diğer aileme, hiçbir kelimesini okutmadığım anneme, ablama ve babama. Destekleri hep oradaydı ve bunun verdiği güven, adımlarımı daha da sağlamlaştırdı. İyi ki vardınız, iyi ki varsınız.

Ve son teşekkürüm üçüncü aileme. 'Olmadı, olmuyor' diye başladığım her cümleyi, 'Oluyor, daha da güzel olacak'  diye tamamlayan dostlara sahiptim. Ben kendimden ümidi kestim ama onlar hiç kesmedi. Beyza, Merve, Ezgi, Görkem, Ayça, Hüma, Gonca, Gülennur, Gamze ve Sümeyye ve adını vermek istemediğim, muhtemelen hiç haberi olmayacak bir kişi daha...Sadece orada beklemeleri bile beni her düştüğümde yerimden kaldırdı. Beni benden daha iyi anladığınız, bana benden daha çok güvendiğiniz için teşekkür ederim. İyi ki siz. 

Sesimi duyan, duyuran, en azından çaba harcayan herkese teşekkür ederim. Bazı baharlar gecikiyor ama en sonunda geliyor işte.

Gül Dönümü bundan sonra sizlere emanet. Onları unutmayın, onlara kalbinizde bir santim de olsa yer verin; onlar öyle yapacaklar.

Umarım beni diğer yolculuklarda da yalnız bırakmazsınız. Siz olmadan yapamam, biliyorsunuz. Verka, Aşk ve Diğer İntiharlar ve niceleri...

Bir gün kitap olursa şayet, daha güzel bir teşekkür vereceğim size; söz.

Dila,

bana ulaşmak isterseniz: 

instagram: dilaoz0

twitter: dilawithtears



GÜL DÖNÜMÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin