Taehyung ders boyunca yandan Hoseok'u izlemişti. Bacağını sallayıp duruyor elindeki kalemle oynuyor ve sürekli saçlarını geriye itelemek adına hamle yapsa da bu konuda hep başarısız oluyordu. Hatta bir ara Taehyung dayanamayıp onun yumuşak tutamlarına elini çıkarttığında Hoseok dokunuşla birlikte derste olduklarını unutarak tiz bir çığlık atmıştı ve bu herkesin onlara bakmasına sebep olmuştu.
Bu durumdan sonra Hoseok daha da stres dolu hareketler sergiliyordu.
Taehyung ise halinden pek memnundu. Hoseok sorusuna cevap veremeden birilerinin kapı ardındaki sesi duyulunca Hoseok onun dikkat dağınıklığından faydalanıp onu ittirmiş ve ayağa kalkmıştı ama bu konuşmalara rağmen hala yan yana oturuyorlardı ve Taehyung fazla keyif alıyordu onun bu tedirgin ve ürkek halinden.
Teneffüsü bekliyordu onu yine bir köşede sıkıştırmak adına. Evet cidden bunu yapacaktı. Taehyung sakin kalmayı ve planlı hareket etmeyi, dün ki yanlışı yapsa bile bu gibi durumlardan sıyrılmayı iyi bilen birisiydi. Soğukkanlıydı.
Zil çalınca ve sınıftakiler hızla dışarıya bağrışmalar eşliğinde çıkarken Hoseok yerine çakılıp kalmış gibiydi.
Hayır cidden kalkmak istiyordu hatta kısa bir süre önce ayaklanmak adına hamle yapmaya yeltendiğinde bileğine sarılan ince,uzun biçimli parmaklar yüzünden resmen oturduğu yerde put gibi kalakalmıştı.
İçinden kendisine sövüyordu. Tanrım o rahat bir çocuktu böyle saçma sapan sorular ve tavırlar karşısında neden süt dökmüş kedi gibi kalakalmıştı.
"Arka bahçeye gidelim." Taehyung'un kalın sesi kulaklarında yankılanırken ona itaat edip ayaklandı ve bileğini hala bırakmamış kendisini sürükleyen bedenin peşinden ilerlemeye başladı.
Bu tavırları da neydi? Hoseok kendini tokatlama isteğini daha fazla bastıramayacağını hissedince arka bahçeye geldiklerinde bileğini kurtarıp kendisine bir tokat attı.
Taehyung kaşlarını kaldırmış ona bakıyor ve gülmemek adına alt dudağını dişliyordu. "Hoseok öyle uysal davranıyorsun ki sanki seni buraya yiyişmek için getirmişim de heyecanlanmışsın gibi." Taehyung cüretkar bir laf ettiğinde Hoseok zorlukla yutkunup etrafa bakındı.
Arka bahçede çöp tenekeleri vardı ve ağır,kötü koku genzini yakıyordu. Titrek bir nefes verdi ve omuzlarını dikleştirdi ama bakışları Taehyung ile buluşunca yine o ürkek haline bürünmesi sadece birkaç saniyesini almıştı.
"Hoseok" Taehyung yine konuşup ona doğru bir adım attığında Hoseok elini onun göğsüne yasladı. "Taehyung gay değilim." Taehyung bu sözlere karşılık onun hareketlerindeki tezatlıktan öylesine cesaret alıyordu ki onu duvara yaslayıp 2 yıldır açlığını duyduğu dudaklara yanaştığında Hoseok elini onun dudaklarına yaslayıp bu hamlesinin boşa gitmesine sebep olmuştu.
Ama Taehyung o okul içerisinde saklamaya çalıştığı kimliğini daha fazla gizlemek istemiyordu. Onun bileğini tutup kolunu çekti ve kıkırdandı. "Bu aramızda kalacak inan bana sadece kendini kandırmaman adına sana yardımcı olacağım." yan bir gülüş dudaklarında yer edindiğinde Hoseok bunun o tanıdığı Taehyung'tan çok farklı biri olduğuna yemin edebilirdi.
Ve o an Taehyung hakkında bildiklerinin sahte olduğu hissi bedenini ele geçirirken kaşları çatıldı. Taehyung hakkındaki izlenimlerin hepsi dudakları üzerine kapanan sıcak dudakların baskısı ile yok olurken aklında bir soru vardı.
Taehyung kimdi?
***
Okul bitimine dek aralarında bir sohbet geçmedi. Taehyung'un nasıl birisi olduğu hakkındaki sorulara ek bir de gay olup olmadığı ile ilgili sorular okul boyunca onu oyalamıştı.
Hoseok böyle bir şeyi hiç düşünmemişti. Birini daha önce sevmemişti ya da birisi daha önce ilgisini çekmemişti. Böyle konuların ilgi alanına girmediği düşüncesindeydi hatta ve sevgi denilen şeyin ne kadar saçma olduğu hakkında düşüncelere kendisini inandırmaya başlamıştı. Ama birkaç saat önce Taehyung ile yaşadıkları o kısıtlı süreli öpüşme...
Tanrım, ona karşılık vermişti hatta Taehyung'u duvara sertçe yaslayıp alt dudağını kanatacak kadar kendisinden geçmişti.
Kafasını hafif yana çevirip önündeki deftere notlar alan bedene baktı. Taehyung'un yüzündeki o memnun ve mutlu ifade hala silinmemişti.
Sorduğu sorunun cevabını böyle ateşli bir şekilde almak... Tamam pekala Hoseok kendisine hakim olamamıştı ama gay olup olmaması ya da Taehyung'un bu cüretkar hallerine ne demeliydi? Taehyung cidden kimdi? Çünkü bu tanıdığı çalışkan,sıcakkanlı ve sevecen imajdan çok ama çok uzak birisi olduğuna o denli emin olmuştu ki.
Sabaha göre biraz daha rahat hissediyordu. Cidden cevabını vermeye zorlandığı sorunun karşılığında yaşadığı birkaç dakikalık özel anlarla daha da çıkmaza düşmesi gerekirken neden böyle rahatlamış hissedebiliyordu? Hoseok cidden aklını yitirmiş falan olmalıydı bunun başka bir açıklaması olamazdı.
Dersin bitmesine son 7 dakikaydı. Gün boyunca hiçbir dersi dahi dinlememiş, öğle vakti yemek yememiş, Taehyung ile bir diyalog dahi kurmamıştı. Hatta kimse ile konuşmamıştı.
Ve itiraf etmeliydi ki cidden kendisini sabaha göre çok daha rahat hissediyordu. Ve belki de bu rahatlıkla zil çaldığında herkes çantalarını alıp giderken Hoseok çantasına eşyalarını koyup ayaklanan Taehyung'un geçmesine izin vermemişti.
"Konuşalım." fısıldadığında Taehyung gülümsedi ve yerine oturdu. Çantasını da masanın üzerine koymuş ve sırtını arkasında kalan duvara yaslamıştı.
"Sabah yaşananlar hakkında tek bir kelime daha etmeyeceğiz bunu söylememe bile gerek yok aslında." kollarını göğsünde kavuşturdu ve Taehyung'a bakmaya devam etti.
"Gay olup olmadığım seni neden alakadar ediyor ve neden bunu öğrenmek adına beni öpmek gibi bir şeye kalkıştın bilmiyorum ama karşılık vermemde bir anlam arama." Taehyung'un kaşları duydukları ile havalandı ve dudaklarını konuşmak adına araladı ama Hoseok konuşmaya devam ederek onu susturdu.
"Benim her şeyden öte daha çok merak ettiğim bir şey var. Sen kimsin Taehyung? Burada herkesi sevecen ve çalışkan tavırlarınla kandırırken arka bahçedeki ya da yalnız kaldığımızdaki o rahat tavırların neydi? Sen kimsin?" Taehyung parmaklarıyla sırada ritim tutmaya başladı.
Hoseok sabırsızca vereceği cevabı bekliyordu ama Taehyung bir şeylerden tam olarak emin olmadığı sürece kendisini tehlikeye atmayacak kadar zekiydi.
Hoseok gay olsa bile ve öpüşmüş olsalar bile kendisine karşı bir hissi olmadığına emindi. Hatta gay olduğunu bile tam olarak kabullenememiş olabilirdi ve kendini açık edip Hoseok'un kendisinden hala kaçmamışken bundan sonra kaçabilme ihtimalini göze almayacaktı.
"Hoseok sadece sana yardımcı oldum. Davranışlarımın altında başka bir kişilik arama ben senin yerinde olsam gay olduğum gerçeğini yeni anlamaya başlamışken bunu idrak etmeye çalışırdım."
Hoseok sinirle soludu ve ayaklandı. "Gay falan değilim. Öpünce dayanamadım. Saçma sapan bir şeydi bu beni gay yapmaz!" aklı karışıktı ve kendisini kabullenme zorluğu çekiyordu.
"Hem gay olup olmamam seni neden bağlıyor?! Bana aşık mısın ki?!" kahkaha attı ama bu sinir dolu bir kahkahaydı ve Taehyung onun bu sert laflarına karşılık sakin kalmaya devam ederek onu daha da sinirlendiriyordu.
"Hoseok dudaklarıma doğru adımla inledin birkaç saat önce. Ama hala kendinden emin değilsen bir kez daha deneyebiliriz!" Taehyung ayağa kalkınca Hoseok onun niye bu denli uzun olduğu hakkında içinde söylenirken yutkundu.
Tanrım birkaç saat önceki o kendinden geçmiş hali... Kafasını kaldırıp Taehyung'un gözlerine baktı ve sonra bakışları dudaklarına indi. Alt dudağındaki minik yara izine baktı.
Bu dudakları tekrar öpmeyi istemek delilik olmalıydı ve Hoseok kesinlikle delirmiş hissediyordu.
Ben neler yazıyorum böyle yaaaa xjxjxjdjdj
İyi ilerliyor mu bariii lütfen yorum yapın yorumlarınızı okumak beni çok mutlu ediyor. ~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wild & Dope :: VHope - YoonKook ✔
Fanfiction'Okulumuzun inek öğrencisinin, barlarda sabahladığını asla tahmin edemezdim.' [Bir Dope ve Wild Serisi harmanlanmasıdır.] ||25.08.2018||