Dün Ross'un sözleri beni mutlu etmiş aynı zamanda merakta bırakmıştı.Fakat dalga geçer gibi konuşmuyordu,gülerken bile tebessüm ediyordu sadece.Buradan sonrası beni üzebilir yada sevindirebilirdi.Ev adreslerini Rydel'dan almıştım ve tam şu anda evlerinin önündeydim.Gerginlik ile kapıyı çaldım.Bir dakika olmadan,siyah saçlı ve önlüklü bir kadın kapıyı açtı."Hoşgeldiniz efendim."dedi ve geçmem için kenarı çekildi.
Gülümsedim."Merhaba."içeri girdim.Ev çok güzeldi,büyük bir merdiveni ve uzun bir kolidoru vardı.Duvarda bir çok ünlü ressamın tabloları asılıydı."Ross'a mı bakmıştınız."gözlerimi evden aldım ve kadına dönüp başımı salladım.Kadın,"Geliyorum."dedi ve yanımdan uzaklaştı.Fakat hemen geldi."Bay Lynch sizi içeride bekliyor."gülümsedim ve önden gitti.
Bende onu takip ettim.Biraz yürüdük ve karşımıza koskocaman bir salon çıktı.Ross ayaklarını battaniye ile örtmüştü ve üzerinde kısa kollu gri bir tişört vardı.Beni görünce gülümsedi."Hoşgeldin.Christia,sen gidebilirsin."kadın başını salladı ve salondan ayrıldı.Yavaşça Ross'un yanına ilerledim."Gel."dedi ve yana kaydı.Yanına oturdum."Nasılsın.?"
"İyiyim,sen.?"gülümsedi."İyi."birkaç dakika sessiz kaldık."Film izleyelim mi.?"diye sordu.Film izlemek hobilerim arasındaydı,veya Ross böyle sorduktan sonra da olabilir.Ross,adının Christia olduğunu öğrendiğim kadını çağırdı ve 'TITANIC.'filmini takmasını istedi.Harika.Romantik film izleyecektik.Mükemmel(!)
Gergindim.Ross'un yanında çok huzurlu olmamdan yana,nedensiz bir gerginlik vardı içimde.Ross;'un romantik film sevdiğini biliyordum bu yüzden şaşırmadım.Christia gitti ve film başladı.
-
Film bitmişti ve pizza söylemiştik.Biraz filmden bahsetmiştik ve şu anda ikimizde etrafı izliyorduk."Sana bir şey söylemeliyim."diyen Ross'a tüm dikkatimi verdim.Ben merakla yüzüne bakarken,gülümsedi ve bana döndü.Pizza dilimini kutuya bıraktıktan sonra gözlerime bakmaya başladı.Ama o gözlerime bakmaya devam ederken düşüncelerim karışıyordu.Gözlerim istemsiz dudaklarına kaydı.
Öyle kırmızı ve güzeldi ki.Onun dudaklarına bakmak bile,onu öpen tüm kızlardan nefret etmemi sağlıyordu.Dudakları aralanınca gözlerimi çekip gözlerine diktim.Eli elime değince titredim.Belki bin defa söyledim ama,ona dokunmak ölmek gibiydi.Boşlukta yok olmak gibiydi.Binlerce buz dağının en tepesinden düşmek gibiydi.
Kısa bir an gözlerimi gözlerinden çektim ve ellerimize baktım.Sonra o güzel yüzüne bakmaya devam ettim."Beni seviyor musun.?"böyle bir soru beklemiyordum.Ross gülmeyi kesmişti,yüzü ciddi bir hal almıştı.Ne cevap vereceğim ise merak konusuydu.Hayır mı.? yoksa Evet mi.?.Her iki cevat-AH HADİ AMA.!Ross beni duymuştu,neler dediğimi duymuştu.'Hayır.'desem bile inanmazdı."Evet."dedim."Sana,seni ilk gördüğüm andan beri değişik duygular besliyorum.Nerede olduğunu,nasıl olduğunu düşünüyorum.Gözlerimi her kapatışımda aklıma geliyorsun Alexandra.Sonsuz kadar siyah gözlerin geliyor gözlerimin önüne.Sanırım,sanırım seni seviyorum Alexandra.Ama bu kadar kısa sürede..Sana ihtiyacım var Alexandra,lütfen beni yanlız bırakma."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stay With Me ||Ross Lynch
Romance“Sen karanlık bir insansın Ross,belki zifiri değil fakat karanlık.Sana bakınca,göremiyorum önümü...” Diye fısıldadım.Nefesi hâla yüzüme çarparken o’da nahoş sesiyle fısıldadı,“Aşk bazen karanlıkta daimdir.” Dört yıldır,bir hayranın duygularından dah...