Merhaba,bölüm geç geldiği için üzgünüm ama söylemek istediğim şeyler var;Oylar ve yorumlar artsın arkadaşlar lütfen gerçekten çok azalmış bu beni çok üzdü hikaye bir anda çok ilerleme kaydetti ve birden bire durdu buna çok üzüldüm lütfen okuduğunuz bölümlere oy ve yorum verin bu beni çok mutlu eder hem de bölümler daha çabuk gelir.Yazım tekniğimin her geçen bölümde biraz daha iyiye gittiğini düşünüyorum.Kendimi geliştirmeye çalışıyorum,lütfen yazış tekniğimi eleştirin ve bende hatalarımı düzeltiyim,doğru yaptıklarımdan da sapmayım.Bir sornaki bölümde görüşmek üzere iyi okumalar.!
Yeni Bölüm...
Sabah uyandığımda sanki yüzümde çok büyük bir ağırlık vardı üstelik o kadar uyumama rağmen yorgundum.Ellerimi yüzümde gezdirdiğimde,yaraların kabuk tuttuğunu fark ettim.Derin bir nefes aldım ve yan tarafıma baktım.Ross yoktu.Bir an endişeye kapıldım.Nereye gitmiş olabilirdi.?Eğer beni yanlız bırakırsa,babam beni bulabilirdi.Bir yerlerde gizlenmiş evi izliyor ve Ross'un evden çıkmasını bekliyor olabilirdi.Bir anda vicudumu sarmalayan korku,beynimde binlerce senaryo yazmama sebep oldu.Hızla yataktan kalktım ve yüzümü bile yıkamadan odadan çıktım.Merdivenlerden inerken bir yandan da Ross'a sesleniyordum.
"Ross.!" son basamağı da indiğimde hala Ross'dan ses yoktu.Bu sefer gerçekten endişelenmeye başlamıştım.Babam bana değilde Ross'a zarar vermiş olabilirdi ve bu olabileceklerin içinde en kötüsüydü.Dün gece,o kadar yorgundum ki hemen uyumuştum.Annem,annem beni bir kez daha dehşete düşürmüştü.Hayal kırıklığına uğramıştım,attığı tokat ve tekmeler sebebiyle vicudum değilde,söylediği sözler yüzünden ruhum daha çok ağrıyor,biraz daha bitkindi.Ben annesizliğin ne demek olduğunu annem yaşarken görmüştüm.Herkes beni yanlız bırakıyor gibiydi.Sanki hepsi gidiyordu,Rain bile.Beni daha doğru düzgün tanımayan Ross ve ailesinden başka, sanki kimsem yoktu.Ben,kimsesiz olmayı,çevrem insan kaynarken öğrenmiştim.
"Ross.!"son bir kez daha bağırdığımda gözlerim dolmuştu.Ross,ortalıkta yoktu.Mantıklı düşünmeye çalışarak evdeki her odaya bakmaya karar verdim.Mutfağa hışımla girdiğimde içime bir kova su dökmüşler gibi hissettim.Ross,gayet sakin bir şekilde kulağında kulaklık ile yemek yapıyordu.Çatık kaşlarım anında rahatlarcasına eski haline döndü ve sanki üzerimden bir kucak dolusu yük kalkmış gibi rahatladım.Ross,iyiydi.Bir yere gitmemiş,beni yanlız bırakmamıştı ve üstelik babam ona zarar vermemişti.
Gülümseyerek yanına doğru ilerledim ve bir kulağından kulaklığı çıkarıp,"Günaydın."diye şakıdım.Bana döndü ve gülümseyerek,"Günaydın."dedi.Yaptığı işten ayrılıp,telefonunu ve kulaklığını masaya koydu ve gelip bana sarıldı.Bu kokuyu içime her çekişimde huzur doluyordum.O,bu hayatta sahip olduğum tek gerçekti.Tamamen güvende hissettiriyordu bu koku beni.Kollarımı gülümseyerek boynundan çektim ve tezgaha yaklaşıp neler yaptığına baktım."Bunlar ne.?"diye sordum.Tezgaha yaslandı ve kollarını birleştirdi."Krep."
Köşede ki tabakta duran pişmiş krepleri fark etmemiştim.Ross,yemek yapma konusunda ustaydı sanırım.O gün bana yaptığı,daha doğrusu birlikte yaptığımız,yemek kadar güzelini yememiştim daha önce.Ondan kesinlikle harika bir aşçı olurdu.Ben ise doğru düzgün yemekten anlamazdım.Tatlı dışında güzel yaptığım pek yemek yoktu.Annem öğretmemişti,kendim öğrenmiştim bunları.Her zaman da ona özenirdim,bana yemek yapmayı öğreten bir annem olmasını.Annemi düşünmek gözlerimin bulanıklaşmasına sebep oldu,hızlıca gülümseyip yaşları geri yolladım."Harika."dedim.
Kahvaltı ettikten sonra kirli tabakları yıkayıp kuruladım ve mutfağı toparladım.İçeride televizyon izleyen Ross'un yanına gittim."Hadi kalk bakalım,hastaneye gidiyoruz."dedim.Ross'un muayene olması gerekiyordu.Ona bir şey olacak diye endişeleniyordum.Sıkıntıyla ofladı ve yavaşça yerinden kalktı."Pekala gidelim." hazırlanıp yola koyulduk.Hastaneye vardığımızda doktor Ross'u içeri aldı ve benim gelmek isteyip istemediğimi sordu.Başımı salladım ve bende içeri girdim.Doktor Ross'a gerekli konturolleri yaptı ve gülümsedi."Hiç bir sorun yok,harika."dedi.Bu habere gülümsedim.Ross üzerini düzeltip odadan çıkmak için hareketlendiğinde "Sen git ben geliyorum."dedim.
Ross odadan çıktığında doktora dönüp "Ross,eve geldiği gün ufak tefek stresler yaşadık ve araba kullandı.Bir sakıncası yok değil mi.?" doktor bana sıcak bir gülümseme gönderdi."Hayır,hiç bir sakıncası yok.Ross gayet iyi.Tamamen iyi olmadığını bilsem asla eve göndermezdim zaten."dedi.Başımı salladım ve teşekkür edip odadan çıktım.Bu sözler rahatlatmıştı beni.Ross'un iyi olduğunu öğrenmek üzerimden büyük bir yükün kalkmasını sağlamıştı.Ross'un yanına gülümseyerek gittim ve uzattığı elini tuttum.Birlikte hastahaneden çıktık.
Temmuz ayının sonlarındaydık ve havalar artık iyice bunaltıcı olmaya başlamıştı.Güneş yüzümüzü yakıyordu ve dışarı adım atmak işkence haline dönüşmüştü.Arabaya bindiğimde o bunaltıcı sıcaklık yerini ferah bir esintiye bırakmıştı.Gülümsedim ve gözlerimi kapadım.Bir kıkırdama duyduğumda gözlerimi açtım.Ross'un kıkırdaması.Duyduğum en güzel melodiydi belkide.Ona sırıttım."Ne oldu.?" diye sordum şaşkınlıkla.Ross o güzel kahkahalarından bir tane patlattı."Arabaya bindiğimizde ki halin çok komikti."
"Niye ki.?" diye sordum sanki cevabını bilmiyormuş gibi.
"Gözlerini kapatışın falan,o kadar mı sıcak.?" dedi.Başımı salladım ve gülümsedim.
-
"Kalk bakalım."diyen Ross'a döndüm."Niye.?" diye sordum elimdeki kumandayı koltuğa bırakarak."Hadi."dedi sadece.Merakla yerimden kalktım ve beni sürüklemesine izin verdim.Balkona çıktığımızda havanın ne kadar da sıcak olduğunu bir kez daha fark ettim."Ee ne yapacağız burada.?"Ross sırıttı ve köşeden dört tane ağzına kadar dolu kova getirdi.Su balonu ile dolu kova.! Daha ağzımı açıp bir şey diyemeden Ross yüzüme bir tane su balonu fırlattı.Yüzüme çarpan suyun etkisiyle bir kaç saniye afalladım.
Kendime geldiğimde yüzüme yapışmış olan balonu çektim ve "Bittin sen Lynch.!" diye bağırdım.Kovadan altı tane balon aldım ve art arda Ross'a fırlatmaya başladım.Su balonu savaşında hep iyi olmuşumdur.Bir kaç sene önce Chicago'da ki kuzenlerim ile birlikte sürekli su balonu savaşı yapardık.O zamandan beri herkesi yenerdim.Ne yazık ki artık onlar ile görüşmüyorduk.Bunun sebebi ise iş ortaklığıydı,kavgalar olunca da Sam amcam ile babam yollarını ayırdı.
Biz bir kova balonu bitirmişken üzerim sırılsıklam olmuştu.Çığlık çığlığa kahkahalarla savaş yapıyorduk.O beni ıslatıyordu,ben onu ıslatıyordum.Yerler o kadar kaygan olmuştu ki bir kaç kere düşme tehlikesi bile yaşamıştım. " Seni yeneceğim Knight.!"
"O kadar emin olma Lynch.!"
Bir kovanın hepsini daha Ross hamlesini yaparken üzerine fırlattım.Sanırım şimdi bitmiştim.Çığlık atarak içeri koştum.Ross'un arkamdan geldiğini biliyordum ve bu yüzden daha da hızlandım.Merdivenleri çıkmaya başladığımda Ross arkamdan bağırmaya başladı."Kaçma.!" bir kahakaha daha savurup daha da koştum.Nefesim yetmemeye başlamıştı.Pes edip yavaşladım ve ellerimi dizlerime koyup biraz soluklandım.
Bir anda Ross'un gövdesi üzerime savruldu ve yere düştüm.Oww,bu acımıştı."Yakaladım."dedi sırıtıp. Su balonu savaşında yenilmeyi sevmezdim, bu benim oyunumdu."Ben kendim pes ettim."dedim."Ross,nefes alamıyorum."dediğimde üzerimden kalktı.Gerçekten de nefes alamıyordum."Ben kazandım."dedi bir çocuk gibi.Gülümsedim ve gözlerimi devirip "Pekala."deyip bu işin burada bitmediğini hafiften çıtlattım."Ama burada bitmedi."başını salladı.Kapı zili ile bakışlarım merdivenlere yöneldi.Ross elimi kavradı ve birlikte alt kata indik.
Kapıyı açtığımızda...Soluğum kesildi.Bir kaç dakika önce ki mutluluğumdan eser kalmadı.Dudaklarımda ki gülümseme yerini düm düz bir çizgiye bıraktı.Bu gördüğüm gerçek olamazdı hayır,tamamen hayal ürünüydü.Şaşkınlıkla ağzım aralandı.Bedenim kasıldı ve titremeye başladı.Ross'un elimi tutan eli sıkılaştı ve o an düşündüğüm tek şey;Şimdi ne yapacağımdı.Boğazımda ki yumruyu yutmaya çalıştım fakat başım dönüyordu."Baba..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stay With Me ||Ross Lynch
Romance“Sen karanlık bir insansın Ross,belki zifiri değil fakat karanlık.Sana bakınca,göremiyorum önümü...” Diye fısıldadım.Nefesi hâla yüzüme çarparken o’da nahoş sesiyle fısıldadı,“Aşk bazen karanlıkta daimdir.” Dört yıldır,bir hayranın duygularından dah...