istasyon insanları | texting

bir istasyon gördüm trenleri geciken

Kütüphane, hiç olmadığı kadar boştu. Destina, her zaman oturduğu masalardan birine oturmuş, dünya klasiklerinden birini okuyordu.

Telefonu bir kez olsun titrememişti bugün. Kafasını kaldırıp etrafına bakmıyordu. Çünkü S, ben istemezsem beni farkedemezsin demişti. Doğruydu. Bir türlü göremiyordu onu. Hissediyordu, ama göremiyordu.

Telefonu, dünden beri ilk kez titredi. Alışmıştı artık bu duruma. S yokken neredeyse hiç çalmayan telefonu, sıklıkla çalmaya başlamıştı. Henüz yolun başındayken bile, düzeni yitip gidiyordu.

S: Vay, Aşk ve Gurur okuyorsun demek!

S: Gitgide kitap zevkimizin uyuştuğu gerçeğinin farkına varıyorum.

D: Aşk ve Gurur okuyan bir erkek ilk defa görüyorum.

S: Erkek olduğum izlenimine nasıl vardın?

D yazıyor..

D: NE

D: KIZ MISIN

S: Neden bu kadar şaşırdın?

S: Amacım sadece arkadaş olmak.

D: Oh pekâlâ.

D: Bu gerçeği hazmetmem uzun sürebilir.

S: ŞU AN YÜZÜNÜN ALDIĞI ŞEKLİ ACİLEN GÖRMEN GEREKİYOR DESTİNA

S: QĞSĞWLDPEPDSPLDŞALSÖA

S: Her neyse. Bu kadar şaka yeterli.

S: Cinsiyetim ne kadar önemli bilmiyorum fakat, erkeğim. Lütfen, şu an çığlık tablosuna benzeyen güzel yüzünü eski hâline getir.

D: Sen benimle dalga mı geçiyorsun?

D: Komik değildi.

S: Destina.

S: Ciddi olmayı beceremiyorsun.

S: Gerçekten.

S: Lütfen "gülmek istiyorum" diye haykıran yüz kaslarını rahat bırak.

Sağlam bir kahkaha patlattı kız, kütüphanede az kişi olmasına şükrederek. Adam ise uzaktan kızı izliyordu. Saatlerce izlenilesi, güzel bir tabloydu. Sevmişti.

S: Aşk ve Gurur konusuna geri dönersek eğer,

S: Erkeklerin de okuma yazması olduğunun farkında olmanı umuyorum. Zira biz erkekler de, siz kadınlar gibi okuyabilen ve öğrenebilen canlılarız.

D: Hey! Ben bunu kastetmemiştim.

D: Elbette okuyabilirsiniz fakat ben sadece hayatımda hiç böyle biri olmadığını söyledim.

S: Gerçekten. Hayatımda aldığım. En büyük. Hakaretti.

S: Hayatına esrarengiz bir şekilde sızan, bu adamı nasıl yok sayabildin?

D yazıyor..

D: Bana kafayı yedirteceksin, S.

D: Gerçekten.

D: Akıl sağlığımı bir kukla gibi oynatıyorsun.

D: Beni de kendine benzetmeye başladın iyice.

S: O hâlde,

S: Gel birlikte delirelim.