canımı en çok acıtandır

2.7K 326 184
                                    

maNga - Yad Eller

İyi
Okumalar

Destina'dan.

Uyandığımda, Sonat yanımda değildi. Uykumun açılması için gözlerimi kapatıp biraz bekledim. Ayağa kalkıp ona seslenmek istediğimde, çoktan kapıyı açıp içeri girmişti bile.

"Günaydın, küçük kızım benim," Yanıma gelip göz kapaklarımı öptü. "Günaydın, Sonat," Ayağa kalkıp battaniyeyi katladım ve düzgünce yerleştirdim.

"Acıktın mı?" Karnımın gurultusu terasın içinde yankılandığında utançtan dudaklarımı ısırdım ve göz ucuyla ona baktım. Gülümseyerek bana bakıyordu. "Tamam, aldım ben cevabımı."

Yavaşça koluna vurup gülümsedim. "Ben tuvalete gideyim, sonra da kahvaltıyı hazırlarız. Olur mu?" Kafasını salladı ve tuvaletin olduğu yeri gösterdi. O aşağıya inerken, ben de tuvalete girdim.

Aynada; yüzümden silinmek nedir bilmeyen gülümsemem ve mutluluktan parlayan yeşil gözlerim vardı. Bunlar bana yabancıydı. Hiçbirini tam anlamıyla tanımıyordum.

Yüzümü yıkayıp aceleyle kahvaltıyı hazırlamak için aşağıya indim. Ancak yardım etmek için acele ettiğim o kahvaltı çoktan hazırlanmıştı.

"Kahve seviyorsun diye çay demlemedim?" Soru sorar gibi bana bakıyordu. Hafifçe gülümseyerek kafamı salladım. Çaydan nefret ederdim.

"Neden yüzünü buruşturdun?" Burnumu sıkıp ağzına bir salatalık attı. "Hiç, sadece çaydan nefret ettiğim geldi aklıma," Kafasını sallayıp "Anladım," diye mırıldandı.

Birkaç saniyelik sessizliğin sonunda, ben kahvemi yudumlarken radyoyu açtı ve sesini, kısık olacak biçimde ayarladı. "Bugün seni, sana daha önce bahsettiğim akıl hocama götüreceğim," Kupayı yavaşça masaya koyup ellerimi çırptım. "O fikirlere sahip olan kişiyi gerçekten merak ediyordum!" Kahkaha atıp müziğin sesini biraz daha açtı.

Ruhi'dir benim adım,
hiç çıkamam evimden.

Dostlar uydururum hayali, mutluyumdur bu yüzden.

Sonat, şarkıya eşlik ederken ben öylece dinliyordum.

Bir çiçek dürbününden insanlara bakarken,
bir gün bir istasyon gördüm trenleri geciken.

Yolcular ellerinde tek gidişlik bir bilet,
henüz bilmeseler de hayat bundan ibaret.

"Bu şarkının adı ne?" Gözlerimin içine bakıp fısıldadı. "İstasyon insanları, buradalar tesadüfen. Aynı rüyayı görüp aynı yerlere giden."

Ani bir hareketle ayağa kalkıp beni de ellerimden turup kaldırdı ve bir kez etrafımda döndürüp belimi tuttu. Adımları ahenkle dans ederken ben de kahkaha atıyordum. Deli adam.

"Deli adamın, seni de deli etmek üzere. Kendine bir bak, deliriyorsun, Destina." Kahkahamı durdurup gülümsedim. "Bazen akıllanmak için önce delirmek gerekirmiş. Sen öğrettin."

Kafamı göğsüne yaslayıp ona ayak uydurdum. Bir ömür gibi geçen süre içinde müzik bittiğinde yerime oturmaya yeltendim. Ama elimi bırakmadı ve dans etmeye devam etti. "Biz yalnızlıkla dans edenleriz, sessizlikle de dans edebiliriz."

istasyon insanları | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin