***
Parmaklarının arasından süzülen kan damlaları küçük bir birikinti oluşturmuştu beton zeminde. Yavaşça diz çöktüğü yerden kalkıp bahçeden eve çıkan merdivenlere doğru sürükledi yorgun bedenini. Banyonun kapısına geldiğinde elindeki silahta parmaklarının arasından süzülüp beton zemine çakıldı. Anlamsız bakışlarla buharlaşmış aynada kendini izledi bir süre.
"Sonsuza kadar sürecek bir yalnızlığın içine hapsoldum" diye bir ses yankı yapıyordu kendi içinde.
"Beni o karanlığa sen hapsettin çürümüş güneş kokusu" diye bir ses yankılandı tam arkasında.
"Kelebek gibi yana yana düşeceksin bu suya sönmek için"
Aynada gördüğü küçük kızın ardında duran genç adamın görüntüsüne bakarken griden yoksun koyu mavi gözlerine bastırdı gözlerini.
"Ateş suya düştüğünde sönmez ki aksine suyu yakar kül eder" diye tekrarladı içindeki cümleleri sesli bir şekilde.
Kaybolan görüntüyü umursamadan kıyafetleriyle birlikte küvete girdi. Musluktan akan sıcak suyun zihnindeki yankıları fısıltıya dönüşmeye başlamıştı artık. Gözlerini kapatıp kendini duvarın üzerinde monte edilmiş duş başlığından akan suyun altında hapsedip nefeslerini yutarken suya gömüldü.
~150 Kelime~
