"Aşık bir kalp uzak kalabilir miydi aşkından?"Poyraz kadar masadakiler de şaşırmıştı Betül'ün gelişine. Bir kişi hariç Betül'ün babası Hilmi Korcan... Betül'ün masanın başına geri dönmesi her halükarda işine geliyordu sonuçta. Betül'ün genç yaşına rağmen kuvvetliydi bağlantıları daha kuvvetliydi. Betül silahını çıkarıp masanın üzerine bırakırken masanın baş tarafındaki sandalyelerden birine oturdu.
"Hapisten çıktığını bilmiyorduk" diye mırıldandı Bülent.
"Gerek olsaydı öğrenirdiniz zaten" diye mırıldandı Hilmi ciddi bir tavırla.
"Betül hoşgeldin"
"Hoşgeldin Betül"
Betül başıyla tüm bu söylenenleri onayladı. Kosa süren toplantıdan sonra herkes masadan birbir ayrıldı. Melis ablasının boynuna sarıldı. Betül kardeşinin sarılmasına karşılık verirken Melis mırıldandı.
"Abla hoşgeldin ah babam ya haber bile vermedi""Habere gerek yok ki geldim işte bak buradayım" diye cevapladı kardeşinin bu sorusunu. Poyraz salondan çıkıp mekanın bahçesine indiğinde Baran'la beraber havuzun yanında duruyordu.
"Pas vermedi" dedi Baran arkadaşına bakarken ve devam etti. "Her an çekip vurabilecek gibi duruyor"
"Sağ ol be içimi rahatlattın" diye mırıldandı Poyraz sitemle.
"Haa Betül de geliyor işte"
"Hoşgeldin Betül geçmiş olsun" diye mırıldandı Baran, Betül'le dostça birbirlerine sarılırken.
"Nasılsın?""İyiyim sen?"
Betül "İyi bende gördüğün gibi" diye mırıldanırken Poyraz'ın olduğu tarafa bakmıyordu bile.
"Sonra görüşürüz olur mu?" diye mırıldandı Betül tebessümle.
"Olur görüşürüz" dedi Baran tebessümle.
"Yüzüme bile bakmadı şahane gerçekten" diye mırıldandı Poyraz sıkıntıyla Betül'ün arkasından bakarken.
"Gidelim mi?"
"Gidelim bastı bana burası, hadi"
***
Betül kardeşinin mezarının başında dua edip oyalandı. Gecenin bu vaktinde burada ne işi vardı kendi de bilmiyordu. Poyraz'ın konuşma çabalarını umursamamıştı. Sevdiği adama... bunca acının kavganın arasında sevmeye çalıştığı adama karşı içinde ne vardı şimdi? O kadar hissiz hissediyordu ki kendini. Avuçlarının arasında sıkıştırdığı toprak yığınının dökülmesine izin verdi. Sanki kardeşinin kokusunu duyacakmış gibi avuç içini kokladı.
Sonra da ellerini çırpıp ayağa kalktı ve kabristanlığın çıkışına doğru ilerliyordu ki karşısında dikilmiş ona doğru bakan Poyraz'ı gördü. Umursamadan arabasına doğru yürümeye başladı."Seni bahçedeki çiçeklerin arasında gördüğümde içime düşen ateş kırıntılarının bir cehennem alevine dönüşeceğini hiç fark etmemiştim"
"Fark etmediğin için mi önüne çıkan herkesi öldürüyorsun?"
"Kural dışı hareketlerin karşılığının ne olduğunu çok iyi biliyorsun sende benim gibi " diye mırıldandı Poyraz.
"Masanın başında olduğuma göre biliyor olmam çok normal değil mi?"
"Beni istesen dün akşam ya da şu an öldürebilirdin ama yapmadın"
"Ölmek istediğin detayını kaçırmışım ama"
"Ama ölüm kolay bir ceza olurdu sana benim açımdan. Ölmeni istedim ama karşımda olman daha da işime geldi" diye mırıldandı Betül.