🍃BIRAKAMIYORUM🍃

97 24 101
                                    


Betül sol yanında hissettiği acıyla gözlerini kapayıp tekrar açarken eli yarasının üzerine bastırırken yattığı yerde doğrulup arkasındaki yastığa yaslandı. Odanın karanlığına gözleri alışınca tekli koltukta oturan Poyraz'ı gördü. Uyuyakalmıştı. Betül su içmek için yanı başındaki bardağa uzandı ama bardak boştu. Yavaşça seslendi.
"Poyraz... Poyraz" diye seslendi. Poyraz yeni daldığı uykusundan sıyrılırken soluğu Betül'ün yanında almıştı. "Betül... İyi misin ha ağrın mı var?" diye mırıldandı telaşla.

"İyiyim sakin ol lütfen... Su kalmamış da su isteyecektim" dedi Betül.

"Ha tamam ben hemen getiririm bekle biraz canım" deyip odadan çıkıp mutfağa indi. Sürahiye doldurduktan sonra yatak odasına geri döndü. Komodinin üzerinde duran bardağı suyla doldurup Betül'e uzattı. Betül içtiği suyla susuzluğunu gidermenin verdiği rahatlamayla gülümserken bardağı komodinin üzerine bıraktı.
"İyisin demi?"

"İyiyim ama vurulduğumu bile farkına varmadım nasıl oldu da bayılttı beni?" diye sordu Betül merakla. Haklıydı, sessiz sedasız bir şekilde bayılıp kalmıştı bir anda.
"Düşünme şimdi bunları iyisin ya önemli olan o"

"Ceren uyanmadı demi gürültümüze?"

Poyraz "Hayır, hala melek gibi uyuyor" diye cevapladı Betül'ün sorusunu. Betül yaslandığı yerden doğrulup kalkmak için hamle yaptı.

Poyraz "Betül ne yapıyorsun? Kalkma şimdi yaralısın" diye engel olmak istese de Betül onu dinlemeyip ayağa kalktı.

"Bir şey olmaz iyiyim ben alt tarafı küçük bir yara işte" diye cevapladı Betül, Poyraz'ın bu engelleyici söylenişini.

"İyiyim ben... Evimde dinlenebilirim" diye diretti Betül.

"İnat etmesen keşke ama sen nasıl istersen ben bırakırım seni eve"

"Gerek yok ben gidebilirim sürekli beni peşimde olmana gerek yok" diye mırıldandı gergin bir ses tonuyla.

"Sürekli peşinde değilim yanında olmaya çalışıyorum ben sadece"

"Bende yanımda olmanı istemiyorum maalesef bu konuda anlaşamıyoruz" diye söylendi Betül ceketini üzerine giyerken.

"Az kalsın ölüyordun o kurşun birkaç santim yukarı gelseydi eğer"

"Ölmediğim için özür dilememi mi bekliyorsun?"

"Ben bunu dedim şimdi ya neyin öfkesi şimdi bu?" diye bağırdı Poyraz gergin bir şekilde.

"Bana sesini yükseltme... Kararlarımı sorgulamaktan da vazgeç artık" diye mırıldanırken odadan çıkmış merdivenlerden iniyordu Betül.

"Ne yapmaya çalışıyorsun ya bırak artık bırak... Çabalama" diye bağırdı Betül öfkeyle. Poyraz belindeki silahı çıkartıp Betül'ün avuçlarına bıraktı ve kendi kalbine dayadı.

"İstediğin benim ölümümse öldür beni Betül inan bana kılım bile kıpırdamaz"

"Seni içimde öldürmenin bir yolu var mı? Ben seni karşımdayken değil içimde öldürmek istiyorum" diye bağırdı avucundaki silahın şarjörünü çıkartıp yere fırlatırken.

"Bırakamıyorum seni anla artık" diye mırıldandı Poyraz.

Betül "Keşke... Keşke her yanımız keşkelerle dolu ve hepsi senin yüzünden... Sadece bunun için bile seni affetmekten korkuyorum" diye mırıldanırken buğulanan gözlerini Poyraz'dan kaçırmayı tercih etmedi bu sefer, öylece alev alev yanan gözlerini Poyraz'ın bakışlarında gezdirdi. Betül'ün alev alev yanan bakışların altında buz gibi bir gerçek vardı.
...
Poyraz locada oturmuş bir yandan içkisini yudumlarken bir yandan da Ege ve Baran'la sohbet ediyordu. Daha doğrusu Ege ve Baran kendi aralarında hararetle bir şeyler konuşurken Poyraz konuşulanlardan çokça uzak durumdaydı.

"Kardeşim muhabbet sarmadı seni" diye mırıldandı Ege, arkadaşının düşünceli halini dağıtmak amacıyla.

"Aklıma bir şey takıldı onu düşünüyordum size kulak veremedim"

"Betül'le kavga mı ettiniz?" diye sordu Baran merakla.

"Kavga etmediğimiz günü saymıyoruz ki biz" diye söylendi Poyraz sıkıntıyla gülümserken.

"Sıkma canını... Düzelirsiniz siz hem ne demişler kavga aşkın tuzu biberidir tabi kararında olunca" diye söylendi Ege tebessümle.

"Siz ayarı kaçırıyorsunuz biraz sanki" diye mırıldandı Baran.

"Elimden geleni yapıyorum beni affetsin diye ama Betül o kadar inatçı ki"

"İnat mı aşk mı?? Kardeşim bunun bir orta yolu olmalı ve bunu ancak ikiniz bulabilirsiniz" diye mırıldandı Baran elini Poyraz'ın omzuna dostça vururken.

"Siz takılın ben geliyorum şimdi" diye mırıldandı Poyraz ve locadan kalkıp az önce mekana giriş yapan Betül'ün yanına doğru ilerledi. Melis arkadaşlarıyla birlikte locasında oturmuş içkilerini yudumlarken kızlar da kendi aralarında sohbet ediyordu.

"Betül geldi mekân çoşar birazdan gibi"

"Dj'lik yapar mı bu akşam sence?" diye sordu Beyza.

"Hiç o modda olduğunu sanmıyorum" diye cevapladı Melis bu meraklı soruyu.

"Şu Poyraz da taş gibi valla çok yakışıklı ya ablan çok şanslı"

"Kızlar bana müsaade ben bir abimle ablama bakayım" deyip masadan kalktı ve kulübün içindeki merdivenlere doğru ilerledi kalabalıkta. Mekânın çıkışına geldiğinde Poyraz ve Betül'ün birbirlerinin peşinden mekândan ayrıldıklarını görünce kendi de Ege'ye ve Baran'a haber verip mekândan ayrıldı. Onlara da eve gelmelerini söylemişti. Betül oturma odasına girer girmez bağırdı.

Betül gözlerini "Nikâh olmayacak babaanne... Gelen gelinlik modellerini geri gönderdim... Bakın Poyraz da buradayken söylüyorum" dedi duraksadı ve devam etti konuşmaya.

"Ben Poyraz'ı affetmedim Affetmeyeceğim de..."

"Kızım bak oturup konuşalım" diye araya girmeye çalıştı Hilmi ama başaramamıştı.

"Son sözüm bu baba bitti Poyraz benim için yok hükmünde artık" diye mırıldandı ve masanın üzerine eğilip bıraktığı araba anahtarlarını alıp arkasını döndü. "Hadi herkese iyi geceler"

Betül salondaki herkese arkasını döndüğünde kaldırdığı bakışları bir tek Poyraz'ı bulsa da umursamayıp evin çıkışına doğru ilerledi.

"Senden nefret bile etmiyorum... Denedim ama olmadı... Poyraz'ı sevmek bana çok ağır geldi... Git ve eski Poyraz ol Poyraz Yıldırım... Çapkın... Gecelerde gez toz... Ben seni azat ettim sende beni bırak... Eğer biraz olsun sevdiysen yap bunu"

"Bitsin mi istiyorsun gerçekten?"

"Başlamasın diyorum... Olmayınca olmuyor ne kadar sevsen de olmuyor işte... Bazı hataların bedeli bütün bir ömre ait... Ben bittim sürükleniyorum sadece"

"Peki, sen nasıl istersen... Azat ettim bende seni... Saçından tel kopsa canım yanmaz artık merak etme"

"Düşmanım değilsin... Sadece öyle işte" dedi Betül... Poyraz da aynılarını tekrarladı. Cümlelerin altında kalsalar da can çekişseler de sesleri çıkmadı... Çıkmazdı artık susmuşlardı çünkü.

"Bende kalmasın" diye mırıldandı Betül avucunun içinde tuttuğu alyansı Poyraz'a uzattı.

"Gerek yok... Çöpe at gitsin" diye mırıldandı Poyraz ve odadan çıktı.

"Abla ne oluyor? Poyraz nereye gidiyor? Abla konuşsana" diye mırıldandı Melis telaşla, olanlardan hiçbir şey anlamamıştı çünkü. "Abla nereye? Abla?" diye seslense de Betül de çekip gitmişti Poyraz'ın peşinden.

"Abi bir şey yap baksana hallerine" diye mırıldandı Melis ısrarla kuzeni Ege'ye bakarken.

"Onlar yaptı yapacağını görmedin mi bombayı bırakıp mayını patlattılar... Kendi hallerine bırakalım biraz... Betül de inatçı Poyraz da... Araya bir kere ölüm girdi mi? Girdi... Azad gitti kalan enkaz Betül'ün üzerine yıkıldı... Poyraz da Betül'e enkaz oldu... Kimse karışmasın bırakalım onlar kapışsın... Belki de buna ihtiyaçları vardır" diye mırıldandı Ege.

~970 Kelime~

NÂR-I DÜZÂHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin