"Öldürün o zaman." Duyduğum sert ve soğuk sesle irkildim. Sanki normal bir şeymiş söylüyormuş gibi bir çırpıda söylemişti. Bunların bana yardım etmelerini beklerken daha tehlikeli çıkmışlardı. Ölüm emri verilen adama bakıp vicdanımın sesine engel ol...
Bölüme başlamadan önce sol alt köşedeki yıldızı parlatırsanız çok sevineceğim.💫
Buraya ben de sizin için kalp ve yıldız bırakıyorum.⭐♡ Sizinkileri de bekliyorum.❥
Keyifli okumalar.
*****
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
44. BÖLÜM "SİNAN"
Odanın kapısına birkaç defa vurdum. Seçkin'in vereceği tepkiyi az çok tahmin edebiliyordum ama yine de bu konuyu onunla konuşmam lazımdı. Dün başvuru yaparken bile bu kadar önemsemediğim konu şu anda fazlasıyla önem teşkil ediyor çünkü o başvurulardan birisi kabul edilmişti ve ben böyle bir fırsatı kaçırmak istemiyorum.
"Gel." Sesiyle içeriye girdim ve Ali'nin de odada olduğunu gördüm.
"Girebilir miyim?" Diye sordum, başını salladı.
"Gir." Yarı açık olan kapıyı biraz daha açtım, içeriye girdim. Bir konuşmanın ortasına denk gelmiştim sanırım. Seçkin sorgular bir ifadeyle bana bakınca konuştum.
"Siz halledin işinizi, sonra konuşuruz." Şaşırdı, Ali'ye döndü. Acaba özel bir şey mi konuşuyorlardı? O zaman gir demezdi ki. Sonuçta ben kibarca sormuştum girebilir miyim diye.
"Otelin kamera kayıtlarına ulaşabildiniz mi?" Diye sordu Seçkin. Sanırım mermi yağmuru altında kaldığımız o otelden bahsediyordu.
"Davetten 3 gün önce olayın olduğu tarafın kamerası bozulmuş abi." Kaşlarımı çattım, o sırada Seçkin'in alay dolu gülme sesini duydum.
"Saçma." Dedi Seçkin ayağa kalkarken ve devam etti.
"Belki de bunu yapanlar bozmuştur kamerayı." Ali'nin söylediği şeye hak verdim. Arkalarında delil bırakmamak için yapanlar bozmuş olabilirdi.
"İmkânsız." Dedi Seçkin ve düşündüğüm şeyin tam aksini söyledi.
"Neden imkânsız olsun ki?" Sordum, bir anda ağzımdan çıkmıştı. Seçkin göz ucuyla bana baktı. Bakışları yeniden Ali'yi bulduğunda konuştu.
"Semih'i öldürenler o kamerayı bozmuş olamazlar. Çünkü bu işi ne kadar planlamış olurlarsa olsunlar Semih o gece o tarafa hiç geçmemişte olabilirdi. Yani anlayacağın eğer onlar bozmuş olsalardı bütün kameraları bozarlardı ki onu herhangi bir yerde öldürebilsinler. Onların arka kamerayı bozması Semih'in arkaya gitmesi falan tesadüf olamaz." Böyle düşününce de ona hak vermiştim. Hiç kimse bu denli nokta atışı yapabilecek bir tahminde bulunup tek bir kamerayı bozmazdı.
"Kim yaptı o zaman?" Diye sordu Ali. Gelen soruyla ben de merakla Seçkin'e baktım.
"Semih'in o gece kameranın bozuk olduğu o tarafta olması bir plandı. Bilerek gitti oraya kendini vurulmuş gibi göstermek için." Deyip derin bir nefes aldı, devam etti.
