Senem bir süre daha kendine masaj yapmaya devam ettikten sonra biraz da olsa sakinleşmişti. Başını kaldırıp pencereden bakınca, az ötede duvarın dibini kazmakta olan Mustafa'yı gördü. İşler istenmeyen şekilde yön almış ve sarpa sarmış olsa da şu hayatta abisine güvendiği kadar hiç kimseye güvenmiyordu. Tek sorun, ona bir şey olmasından korkmasıydı. Yardım edip işleri hızlandırmak için Yusuf'un yanına gitmeye karar verdi. Ayağa kalkıp kapıya yöneldi.
Tam kapıya varmak üzereydi ki arkasında bir ses duydu. Merakla başını çevirdiğinde, sanki siyah bir kedinin merdivenlerden aşağı indiğini görür gibi oldu. Gözlerini kısıp, kaşlarını çattı; temkinli ve yavaş adımlarla alt kata inen merdivenlere doğru ilerledi. Kapının önüne geldiğinde aşağı doğru baktı. O an aynı kedinin aşağıda, garaj kapısından içeri girdiğini gördü.
İçini korku ve heyecan kaplamıştı. Karar vermek için orada bir süre bekledi. Acaba dışarı çıkıp gördüklerini abisine mi anlatmalıydı yoksa ne olduğunu anlamak için aşağı mı inmeliydi?Kısa süren bir tereddüt sonrasında kararını vermişti. Derin bir nefes aldı ve merdivenlerden aşağı doğru inmeye başladı. Her basamak onu daha da tedirgin ediyordu. Son basamağa geldiğinde ne olur ne olmaz diye sağ elini beline götürmüş, silahını tutuyordu.
Garaj kapısının kilidi yuvasından dışarıdaydı ama kapı açık sayılacak kadar aralık değildi. Senem yanında durup içeriyi dinledi. Karmakarışık sesler geliyordu. İnsanlar mı tartışıyordu içeride yoksa hayvanlar kavga mı ediyordu bilemedi.
Yavaşça kapıyı ileri doğru ittirdi. Kapı ardına kadar açılırken, zifiri karanlık olan garaja ışık girmeye başladı.
O sırada Senem içeriye göz gezdirdi. İçeri sızan ışığın aydınlattığı her yerde kedi vardı. Yaklaşık 15 tane siyah ve beyaz kedi, garajın içine doluşmuşlardı. Aralarından bazıları kavga ediyor, geri kalanı ise öylece etrafta dolanıyordu.
Üzerlerine ışık geldiğini fark edince hepsi olduğu yerde durdu ve kapıya doğru bakmaya başladı. Kavga edenler dahi durmuş, hepsi Senem'i izliyordu.
O sırada garajın karanlıkta kalan kısmından kısa bir kıkırdama duyuldu. Senem hemen bakışlarını o yöne çevirdi. Ama kapıdan giren ışığın ulaşamadığı yerler, insan gözünün alışamayacağı kadar karanlıktı ve bu yüzden de siyah renginden başka bir şey göremiyordu.
Kısa süre sonra karanlıkta bir hareketlenme oldu ve Senem, birinin ağır adımlarla ona doğru geldiğini fark etti. Işığa yaklaştıkça bir erkek olduğunu anladı. Hatta biraz daha yaklaştığı zaman tanıdık biri olduğu anlaşıldı: Mustafa'ydı bu. Ellerini ovuşturarak kapıya doğru ilerliyordu. Yüzündeki iğrenç sırıtma rahatsız ediyordu Senem'i.
Senem biraz önce dışarıda duvarın dibini kazmakta olan Mustafa'yı hatırlayınca, karşısındakinin gerçekten o olmadığını anladı.
Mustafa, kapının az ötesinde durdu ve Senem'e bakmaya başladı. Yüzünde hala gülümseme vardı ama bakışları tiksiniyor gibiydi. "Nerede?" diye sordu çatallı bir ses tonuyla.
Az önceki korkusundan eser kalmayan Senem, "Yukarıda." derken kendinden emin bir şekilde gülümsedi ve sonrasında da ekledi. "İstersen git kendi gözlerinle gör. Hatta öldürebilirsin de. Tabii bunun için cesaretin varsa." Sözler ağzından çıkarken adeta nefret saçıyordu. Abisinin tehlikede olması fikrine bile asla tahammülü yoktu.
Mustafa'nın kılığına bürünmüş olan cin, yüzündeki gülümsemeyi bozmuyordu. "Ona da sıra gelecek. Ama öncesinde istediğimiz başka bir şey var; elindeki..."
Bu sözler üzerine Senem dayanamadı ve güldü. Senem'in gülmesi Mustafa'yı sinirlendirmişe benziyordu. Çünkü gülümsemesi kesildi ve kapının eşiğine kadar hızlı adımlarla ilerledi. Senem hemen bir iki adım geri çekildi ve merdivenlerden beri hazır beklettiği silahını belinden çıkarıp Mustafa'ya doğrulttu.
Mustafa silaha baktı ve tekrar gülmeye başladı. Kısa süren ve eğlenmekten çok alaya alır bir tavırla sergilediği iğrenç gülüşünün ardından konuşmaya başladı. "Benim gibi bir varlığı, o oyuncakla öldürebileceğine inanıyor musun?"
"Deneyip görelim mi?" dedi Senem kendinden emin bir tavırla. "Fiziksel bir bedene bürünmüşsün." Tek kaşını havaya kaldırdı ve onun bilgisini hafife aldığını düşündü.
Senem'in bu sözleri üzerine Mustafa'nın yüzü asıldı. Ortamdaki gerilim git gide daha da yükselirken Mustafa yavaşça elini arkaya doğru götürüyordu ki Senem hızla diğer elini de beline atıp ikinci silahını çıkardı ve "Zorlama istersen!" dedi sert bir tonda.
Mustafa bir süre hareketsiz kaldı. Burnundan soluyor ve kendini çaresiz hissediyordu. Köşeye sıkışmıştı. Bu durum onu daha çok sinirlendiriyor ve istediğini elde edememeyi kendine yediremiyordu. Sonrasında derin bir nefesi dışarı vererek ellerini yavaşça kaldırdı ve "Tamam." dedi. "Sakince konuşalım."
"Konuşacak bir şey yok! İstedikleriniz yukarıda. O kadar cesursanız çıkın ve alın!" diye tersledi Senem.
----------------
O sırada dışarıda Handan ve Mustafa'yı izleyen Yusuf, "Umalım da her şey yolunda gitsin." diye mırıldandı. "Sence nasıl olacak?" derken sağ tarafındaki kediye doğru baktı.
Ama kedi orada yoktu. İçini tedirginlik ve şüphe sarmaya başladı. Kedisi bir an olsun yanından ayrılmazdı, hele ki bu gibi bir durum söz konusuysa. Yusuf kaşlarını çattı ve etrafa bakınmaya başladı. Evin giriş kapısının oraya baktığında, kedinin oturmuş, kıpırdamadan kapıyı izlediğini gördü.
Neler olduğunu anlamak için hızlı adımlarla kapıya ilerledi. Bir yandan kedisinin yakınında olması içine su serpmişken yanından ayrılması aklına kötü düşünceleri getiriyordu. Kapıyı açtığı gibi kedi içeri fırladı ve bodruma inen merdivenlerin kapısının önünde durup tekrar oturdu. Kedi bu sefer de o kapıdan gözlerini ayırmıyor ve öylece oturuyordu. Yusuf'un içindeki his git gide büyümeye başladı.
----------------
Senem'in terslemesi üzerine Mustafa başını 'Anladım' anlamında salladı ve ağır adımlarla geriye doğru gitmeye başladı. Tekrardan karanlığın içine girip gözden kaybolduğunda Senem yavaşça sağ elindeki silahı yerine koydu ve birkaç adımda kapıya yaklaşıp son kez içeri baktı.
Kediler hala onu izlemekteydi. Hiç düşünmeden kapıyı çekip kapattı ve hızlı adımlarla yukarı çıkmak üzere merdivenleri tırmanmaya başladı. Ondan korkmamış hatta üstünlük kurduğunu bile hissetmişti ama içindeki his ağzını açsa dışarı fışkıracak kadar fazlaydı.
Yukarıdaki kapıya geldiğinde bir anlığına duraksadı ve merdivenlerden aşağı baktı. Sonra kapıyı açıp dışarı çıktı.
Kapıyı açtığı an karşısına, kapının önüne oturmuş onu izlemekte olan siyah bir kedi çıktı. Yusuf'un kedisi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAMOS
HorrorCinler ve insanlar aleminin arasında sıkışıp kalan iki kardeşin hikayesi... @VocantDiabolum