***GÜNÜMÜZ***
Hepsi oturmuş pastalarını yerken, Yusuf ve Senem o kadar rahatlardı ki sanki bu iki gün içinde olanlar hiç yaşanmamış gibiydi. Handan, çekingen bir şekilde onları izliyor ve nasıl hiçbir şey olmamış gibi davrandıklarını anlamaya çalışıyordu. "Çocuklar..." diye söze girdi sonunda.
Yusuf ve Senem ona dönünce konuşmaya devam etti. "İyi misiniz?"
"Hı hı." diye onayladı Yusuf pastasından bir lokma alırken.
"Ne oldu ki?" diye sordu Senem de.
"Yani... Dün son derece gergin görünüyordunuz ama şimdi hiçbir şey olmamış kadar rahatsınız. Sizin için bu kadar kolay mıydı?"
Handan'ın bu sözleri karşısında Senem gülümseyerek Yusuf'a döndü. Yusuf da gülümsedi ve "Onlardan korktuğumuzu düşünmeleri hata yapmalarına sebep oldu. Eğer korktuğumuzu düşünmeselerdi, tedbirli gelirlerdi ki bu da bizim işimizi zorlaştırırdı. Bu yüzden biz de korktuğumuzu düşünmelerini istedik." dedi.
Handan şaşkın bakışlarını Mustafa'ya çevirdiğinde Mustafa hayranlıkla çocuklara bakarken "Ben bile inanmıştım korktuğunuza, onlar nasıl inanmasın." dedi ve gülmeye başladı.
Senem, pastasının son lokmasını ağzına attıktan sonra ayağa kalktı ve "Tıpkı tavlada beni yeneceğine inandığın gibi mi?" deyip sırıttı. Bu söz karşısında diğerleri gülerken Mustafa'nın suratı düştü. Senem, Yusuf'a dönerek "Biz artık gidelim." dedi. Yusuf da başıyla onayladı ve ayağa kalktı.
Yusuf ve Senem eşyalarını karavana yükledikten sonra Senem şoför koltuğuna, Yusuf da yanındaki koltuğa oturdu ve sakince yola koyuldular. Handan, her seferinde yaptığı gibi arabanın arkasından dualar eşliğinde bir sürahi su döktü. Yanında duran Mustafa da elini havaya kaldırdı ve salladı.
Senem arabayı tam konsantre olmuş bir şekilde kullanıyordu. Kısa bir süre sessizliğin ardından Yusuf konuşmaya başladı.
"Nereye sürdüğünden emin gibisin. Yolumuz çok uzun mu?"
Senem başını sallayarak cevap verdi. "Evet, eminim. Çok değil ama biraz uzun. Akşama doğru varmış oluruz muhtemelen."
"Anladım," dedi Yusuf ve devam etti. "Kuzgun önden gitsin. Vakit kazanmış oluruz."
Senem bakışlarını yoldan ayırmadan başıyla onay verdi. Sonrasında başını ön cama yaklaştırıp gökyüzüne doğru baktı. Kuzgun hızlanıp önce görüş hizalarına girdi, ardından aralarındaki mesafe giderek açıldı ve bir süre sonra da gözden kayboldu.
Yusuf bir süre yolu izledikten sonra bakışlarını Senem'e çevirdi. Son derece ciddi, odaklanmış görünüyordu ve bu, yola çıktıklarından beri hiç bozulmamıştı. Yarım ağız gülümseyerek söze girdi Yusuf tekrar.
"Çok gerginsin, biraz rahatla. Bence çok sıkıntılı bir olay yoktur. Hemen hallederiz gibi geliyor bana hatta."
Senem gözünü yoldan ayırıp saniyelik olarak abisine bakıp tekrar önüne döndü.
"Bilmiyorum abi. Gidince öğreneceğiz artık." diye cevap verdi sakin bir şekilde.
Yusuf uzanıp Senem'in yanağından makas aldı ve gülümseyerek tekrar yola çevirdi bakışlarını.
------------
Erhan, öğle namazı sonrası camiden çıkarken kapının dışında endişeyle bekleyen Hakkı'yı fark etti. Adımlarını ona doğru yönlendirmişti ki Hakkı da onun kendisine doğru geldiğini fark etti. Hemen ellerini önde birleştirip sabırsızlıkla beklemeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAMOS
HorrorCinler ve insanlar aleminin arasında sıkışıp kalan iki kardeşin hikayesi... @VocantDiabolum