Senem, kediyle karşılaştığında rahatladığını belirten bir nefesi dışarı bıraktı ve hafifçe gülümsedi. Kafasını kaldırdığında dış kapıdan ona doğru meraklı bakışlarla yürüyen abisini gördü. Yusuf, kardeşinin yanına geldi ve sorarcasına konuşmaya başladı.
"Hayırdır?"
Senem arkasından merdivenlerin kapısını kapattı ve başıyla evin dış kapısını işaret ederek oraya doğru yürümeye başladı. Yusuf da birkaç adım arkasından ilerledi ve kardeşinin peşinden dışarı çıktı.
Bahçenin ortalarına geldiklerinde Senem olduğu yerde durdu ve konuşmaya başladı.
"Çoktan toplanmışlar, bodrumdalar."
Yusuf, dalga geçercesine "Hıh" dedi ve kısa bir gülüş attı. "Tam da beklediğimiz gibi."
Senem sessiz kalmış ve bir yandan dudaklarını ısırırken diğer yandan da gözlerini karşı tarafa dikmişti. Yusuf onun bu tedirgin halini gördüğünde kaşlarını çattı ve tekrar konuşmaya başladı.
"Senin kafanı ne kurcalıyor? Her şey planladığımız gibi ilerliyor işte."
Senem bakışlarını arka taraftan çekmeden konuşmaya başladı. "Sadece bir an evvel sonuca varsın istiyorum. Handan abla ve Mustafa abinin zarar görmesinden gerçekten korkuyorum." dedi.
Yusuf, Senem'in dalmış olduğu tarafa döndüğünde Handan ve Mustafa'yı gördü. Gözlerini tekrar Senem'e çevirdi. "Ben de abicim. Ters bir şey olmadan halledeceğiz. Sen içini rahat tut."
"Ama ben yine de gece salonda kalayım. Diğer türlü aklım kalacak çünkü." dedi Senem.
Yusuf da "Nasıl rahat edeceksen. Dikkatli ol, o yeter." dedi ve güven verircesine gülümsedi.
İki kardeş de kendisine bir şey olmasından korkmuyordu. Tek korkuları, bir diğerine gelebilecek olan zarardı. Birbirlerinin tek destekçileri ve tek dayanaklarıydılar çünkü.
------------------
Senem sabah uyuyakaldığı koltukta gözleri kapalı bir şekilde uzanmış, gecenin sorunsuz bitmesini umarak bekliyordu. Tek gözünü aralayıp telefonundan saate baktığında, saatin 02:38'i gösterdiğini gördü. Telefonunu tekrar kapatıp yanındaki sehpaya bıraktı ve yeniden gözlerini kapattı.
Kısa süre sonra merdivenlerden gelen bir tıkırtı duyduğunda tekrar gözlerini açtı. Başını hafifçe kaldırıp, sesin geldiği yöne doğru baktığında merdivenlerden inen Handan'ı gördü.
Handan, Senem'i fark etmemiş; merdivenlerden indiği gibi mutfağa yönelmişti. Musluğun yanına geldiğinde aniden durdu ve "Neden geldim ben buraya?" diye söylendi kendi kendine. Eliyle başını kaşımaya başlayıp sağa sola bakındı. Sonra bir anda hatırlar gibi, "Heh." dedi ve buzdolabını açtı. Su dolu cam şişeyi aldı ve kendine bir bardak su doldurup içti.
Tam şişeyi yerine koyacağı sırada, Yusuf ve Senem için hazırladığı sürpriz pastanın kenarının bozulmuş olduğunu fark etti. "Ah Mustafa, ah. O kadar uyardım şu pastaya elleme diye. Yine tutamamışsın kendini... Çocuklar için hazırlamıştım ben bunu." dedi sinirle.
Senem, Handan'ın bu sözleri karşısında hafifçe gülümsedi. "O kadar işin arasında o pastayı ne ara yaptın acaba?" diye fısıldadı Handan'ın duyamayacağı bir ses tonuyla.
Handan pastayı eline aldı ve tezgahın üzerine bıraktı. Sonra pastanın bozulmuş olan kısmını düzeltmeye başladı. Bir yandan da kendi kendine söyleniyordu.
Handan birkaç dakika pastayla uğraştıktan sonra başarmıştı. Şimdi pasta olabildiğince düzgün görünüyordu. Pastayı tekrar eline aldı ve buzdolabına yöneldi.
Tam o sırada bodruma inen merdivenlerden sanki biri ya da bir şey düşüyormuş gibi bir gürültü duyuldu. Handan, elinde pastayla olduğu yerde donakaldı. Senem duyduğu ses karşısında olduğu yerde doğruldu ve iyice dikkat kesildi. O sırada Handan'la göz göze geldiler.
Kısa süren sessizliğin ardından Mustafa'nın sesi duyuldu: Sanki bodrum merdivenlerinden yuvarlanmıştı ve acı içinde inliyordu.
Senem bunun bir oyun olduğunu hemen anladı ve doğruca yerinden fırladı. Bodrum kapısına doğru koşarken Handan da alelacele elindeki pastayı bırakıp doğruca kapıya koşmaya başladı.
Senem, Handan'dan hemen önce kapıya ulaştı. Handan onun kapıyı açmasını beklerken Senem tam aksine kapının önüne geçti, Handan'a da engel oldu.
Handan, Senem'in bu hareketi üzerine şaşkınlıkla "Kızım, ne yapıyorsun? Açsana kapıyı." dedi.
"Handan abla, önce bir sakin ol." diyerek onu durdurmaya çalıştı Senem.
Handan onu dinlemiyor, geçmek için inatla çabalıyordu. "Ne sakin olması, duymadın mı sesi?" dedi Handan.
"Duydum, duydum ama o Mustafa abi değil. Beni dinle, bir dur." Senem bir yandan engel olmaya diğer yandan olayın ne olduğunu Handan'a anlatmaya çabalıyordu.
"Ya kızım saçmalama, kaç yıllık kocamın sesini benden iyi mi bileceksin? Kocam o benim kocam!" Handan, kocasına yardımcı olmak istediği ve Senem'in buna engel olduğunu düşündüğü için sinirlenmeye başlamıştı.
"Abla!" diye sözünü kesti Senem. "O Mustafa abi değil diyorum! Anla şunu! Bir sakin ol önce!."
Senem'in sert çıkışı Handan'ı bir anlık duraksattı. Ses tonunu biraz daha düşürerek, "Ama kızım..." diye söze girmişti ki aşağıdan tekrar bir ses duyuldu.
Ses, yine Mustafa'nın sesiydi. Handan'ın adını melodili bir şekilde ve dalga geçerek söylemişti bu sefer. Ardından kahkaha attığında Handan olduğu yerde kaldı. Gözleri fal taşı gibi açılan Handan, elini kalbine götürdü. İçini kaplayan korkuyla besmele çekmeye, derin derin nefesler almaya başladı.
Senem derin bir nefes aldı. Bir elini destek olurcasına Handan'ın sırtına koyarken diğer eliyle de kolundan tuttu.
"Gel abla, ben anlatacağım sana." dedi sakince. Sonra, Handan'ı odasına geri götürmek için yukarı çıkan merdivenlere doğru yöneltti.
------------------
Sabahın ilk ışıklarıyla beraber, Yusuf kendinden emin bir şekilde merdivenlerden aşağı inmeye başladı. Merdivenlerin yarısına geldiğinde hala koltukta uzanmakta olan Senem'i gördü.
Adım seslerini duyan Senem de kan çanağı olmuş gözlerini abisine yöneltti.
"Günaydın." dedi Yusuf, kardeşinin yanına geldiğinde. "Gece eğlenebildin mi?"
"Sorma... Çok eğlendim..." diye cevapladı Senem de kinayeli bir şekilde.
Bakışlarını bodrum kapısına çeviren Yusuf, "İyi bakalım. Şimdi sıra bende." dedi dalga geçer gibi.
Yusuf adımlarını bodruma yönlendirdiğinde Senem arkasından, "Dikkatli ol." diye seslendi.
"Hı hı." diye mırıldanarak onayladı kardeşini. Bodrum kapısına geldiğinde kapıyı açtı ve aşağı inmeye başladı.
Garaj kapısının önüne geldiğinde ise başından beri yanında dolanan kedisi de Yusuf'un hemen önünde oturmuş, onun yaptığı gibi bakışlarını kapıya doğru yönlendirmişti.
Yusuf derin bir nefes aldı ve kapıyı yavaşça araladı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAMOS
HorrorCinler ve insanlar aleminin arasında sıkışıp kalan iki kardeşin hikayesi... @VocantDiabolum