!10!

128 13 1
                                    

Yavaşça aralanan kapı, ince bir ışık huzmesinin garaja yayılmasını sağladı. Yusuf'un gölgesi de boylu boyunca yerde uzanıyordu. 

Yusuf gözlerini garajın içinde dikkatlice dolaştırırken olabildiğine rahat görünüyordu. Garaj bomboştu, ne bir kedi ne de bir insan yoktu. Kısa bir sürenin ardından boş garajın içinde kıkırdama sesleri duyuldu. Yusuf, yüzüne yayılan gülümsemenin ardından, "Gel pisi pisi." dedi ve gülümsemesinin bir sırıtışa dönüşmesine izin verdi. 

Yusuf'un dalga geçmesi ve bu tavrı karşısında gülme sesleri kesildi. Garajın içinde boğuk ve çatallı bir ses yankılandı. 

"Aşağılık insanoğlu, buraya kadar gelebildiğine göre ya ölümden korkmuyorsun ya da başına ne gelebileceğini anlayamayacak kadar aptalsın." Bu sözler karşısında Yusuf'un gözleri büyümüş, ağzı hafif açılmıştı. Birkaç saniye süren korku dolu bakışlarının ardından kendini daha fazla tutamadı ve tekrar gülmeye hatta kahkaha atmaya başladı. 

"Aslında," İşaret parmağını havaya kaldırdı ve sözlerine devam etti. "Ben de aynı şeyi sizin için düşünüyordum." 

Yusuf sırıtmaya devam ederken garajın içinden fısıldamalar başlamıştı bu sefer. 

"Bizi tek başına yenebileceğini mi düşünüyorsun?" dedi boğuk ses.

"Yendim bile. Koskoca evde girebildiğiniz tek yerin garaj olması, gerçekten hiç dikkatinizi çekmedi mi?" Yusuf oldukça eğleniyor gibiydi. Garajdan tekrar fısıltılar gelmeye başlamıştı. Bu Yusuf'u daha da neşelendirdi. "Peki, madem ona dikkat etmediniz, aranızdan biri bile çıkmaya çalışmadı mı?" 

Fısıltılar iyice yükseldi. Sanki kendi aralarında kavga ediyorlardı. 

Yusuf başını iki yana sallayarak, "Gerçekten, aptal olan ben miyim?" dedi. 

Karanlığın içinden biri çıktı ve garajın ortasında durarak Yusuf'a sinirle bakmaya başladı. 

"Yalanlarına inanacağımızı gerçekten düşündüğüne göre, evet aptalsın." dedi. 

Yusuf tek kaşını kaldırdı. Kısa bir süre ciddi olup olmadığını ölçer gibi baktıktan sonra, "Ciddiymiş." diye kendi kendine fısıldadı. 

"Tamam o zaman. Kendinizden bu kadar eminsiniz madem, şöyle yapalım," dedi ve sol elinde sürekli çevirmekte olduğu topu işaret ve baş parmağı arasına sıkıştırıp havaya kaldırdı. "İstediğiniz şey bu değil miydi? Gel al."

Garajın ortasında duran adam ani bir hareketle kapının eşiğine geldi ve orada durdu. Sanki görünmez bir duvar geçmesine engel oluyordu. Yusuf, hala eli havada bir şekilde bekliyordu. Ayaklarının yanındaki kedi ise adama bakıp ayağa kalktı ve tısladı.

Yusuf başını yana yatırdı, "Ya da alma, sen bilirsin." dedi keyifle ve elini indirdi.

Adamın gözleri öfkeden büyümüştü. Hızla geriye gitti ama bu sefer de karşı duvara çarptı. Sonra tekrar garajın ışık alan kısmına geçti ve nefretle Yusuf'a baktı. "Hepimizi burada öldüremezsin!" dedi.

"Öyle mi dersin." diye yanıtladı Yusuf hemen. "Kamos nedir bilir misiniz?"

Yusuf'un bu sorusu karşısında kısa bir sessizlik oluştu. "Atalarınızdan hikayelerimizi hiç mi dinlemediniz?" diye devam etti sorularına. 

"Bizden birini öldürdün! Bedelini ödeyeceksin!"

"Belli ki bilmiyorsunuz. O halde anladığınız dilden konuşalım. Ben adaleti sağladım. O, insanoğlunu öldürdü." dedi Yusuf ciddileşerek.

KAMOSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin