Yusuf'un endişelendiği o kadar belliydi ki, Senem'in odasından aldığı kağıtları poşete bile koymadan, adamın evine koşar adımlarla gitmeye başladı. Telaş, tüm bedenini hızla ele geçirmişti. Ne kadar hızlı hareket ederse etsin yeterince hızlı değilmiş gibi hissediyordu. Sonunda eve vardığında hiç beklemeden kapıyı yumruklamaya başladı ve adam açana kadar bunu yapmaya devam etti.
Kısa süre sonra kapı açıldı. Kapının ardından, meraklı bakışlarıyla adam belirdi.
Yusuf içten içe titreyen elini kaldırdı ve kağıtların yerlerini hızla değiştirerek hepsini fark etmesini sağladı, "Bunlar ne anlama geliyor?" diye sordu bir yandan da.
Adam kağıtları eline alıp birer birer incelerken kaşlarını çattı, "Bunları nereden buldun?"
"Kız kardeşimin odasındaydı. Bir şeyler yanlış, kız kardeşimin onlarla hiçbir bağlantısı yoktu..."
Adam bir yandan kağıtları incelemeye devam ederken diğer yandan kenara çekildi, "İçeri gel." dedi.
Yusuf hiç düşünmeden içeri girdi ve adımlarını salona yönlendirdi. Adam da kapıyı kapatıp Yusuf'un peşinden gitti. Oturma odasına geldiklerinde telefonunu çıkardı ve kız kardeşinin odasında çektiği fotoğrafları gösterdi, "Odası bu haldeydi..." dedi.
Adam fotoğrafa baktığı gibi olayı anladı, "Kız kardeşin." dedi, "Onların alemine geçmiş..." Sonra aynadaki çatlakları gösterdi ve devam etti, "Ve görünüşe göre de orada sıkışmış."
Adam tamı tamına Yusuf'un duymaktan korktuğu şeyleri söylemişti. Yusuf, bacaklarından bir sıcaklığın yukarı sızdığını hissetti. Bir anlığına vücudu elektrik etkisindeymiş gibi kalakalmıştı. Birkaç saniyeliğine gözlerini kapattı.
"Nasıl geri gelecek peki?" Gözlerini açtı ve adamın gözlerine bakmaya başladı.
Adam, "Burada bekle, önce onu bulmamız lazım." dedi ve arkasını dönüp odadan çıktı.
--------
Yusuf o kadar sabırsızlanmıştı ki, salonda bir ileri bir geri gidip geliyordu sürekli.
Bir süre sonra adam tekrar salonun kapısında belirdiğinde Yusuf hemen ona döndü. Adam başını iki yana sallarken, "Başına bir şey gelmiş olabilir. Çünkü ne yaptıysam onu bulamadım." dedi.
Yusuf olduğu yerde kaldı. Kendisini o kadar kötü hissediyordu ki, her an düşüp bayılabilirdi. Bu halini fark eden adam hemen yanına gitti ve onu yavaşça yanındaki tekli koltuğa oturttu.
Orada bir süre oturduktan sonra Yusuf, yavaş yavaş kendine gelmeye başlamıştı. "Benim onu bulmam lazım." kelimeler ağzından bir anda dökülüverdi. Adamın ne tepki vereceğini hiç düşünmemişti bile. Bunu yapmaya yetecek bilgiye bile sahip değildi henüz, onun oraya gitmesine izin verir miydi? Ama kardeşini orada bırakamazdı ki...
Yusuf'un bu sözü üzerine adam bakışlarını ona doğru çevirdi ve sol kaşını kaldırdı, "Biliyorum." dedi. "Ama bunu yapacak cesaretin var mı? Yıllardır birkaç tanesinin sana çektirdiklerini unutmadığına eminim. Oraya gittiğinde birkaç tane olmayacak. Binlerce göreceksin, etrafında olacaklar, her an seni izleyecek ve kısa süre sonra da seni yakalayacaklar. İşte o zaman; bu güne kadar yaşadıklarını mumla arayacaksın..." Adamın kısık gözlerinden meraklı bakışlar çıkıyordu.
Yusuf yaşadıklarını düşünmeye başladı. Çektiği acıları, gördüğü korkunç ötesi görüntüleri... Sonra da kız kardeşini düşündü. "Var." dedi birden. Adam gözlerinin içine bakmaya başlamıştı bu sefer. Yusuf devam etti, "Eğer bir an önce bir şeyler yapmazsam, kız kardeşim yıllardır çektiklerimden çok daha fazlasını çekmeye başlayacak..." ayağa kalktı. "Bana oraya nasıl geçeceğimi söyle." Emrivaki bir cümle kurmuştu ama saygı çerçevesini düşünecek bir halde değildi. Adam da buna aldırış etmemişti zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAMOS
HorrorCinler ve insanlar aleminin arasında sıkışıp kalan iki kardeşin hikayesi... @VocantDiabolum