KASIM
Hayat her zaman mükemmel değildir ki benim için mükemmele yakın bile olmadı ancak yıllardır ilk defa bu kadar huzurlu hissettim.
Bu kadar huzurlu hissetmemin sebebi tam şuan olduğum yer.
Şuan küçük sınıfımda küçük öğrencilerimle kelime türlerini işlerken mükemmel hissediyordum. Tek derdim her kelimenin ad olduğunu düşünen sıfatlara, zarflara uzaylı muamelesi yapan çocuklarımdı. Evet, çocuklarım. Çok zaman geçirmemiş olsak bile hepsinin kişiliğini öğrenmiş hepsiyle can ciğer kuzusu olmuştum.
Örtttmeniimm!!
Düşüncelerimden bu bağırışla koptum ve tahtadan sınıfa doğru dönmeden seslendim.
Efendim Ali.
Arkalardan cevap yerine fısıldaşmalar yükseldi.
Hii gördün mü lan Emin yine anladı sesimden beni örtmenim.
Evet bu özellik mezun olunca diplomayla beraber yükleniyordu.
Yavaşça arkamı döndüm. Yüzüme takındığım ciddi ifadeye rağmen içim bu masumluğa kahkahalar atıyordu.
Kaşlarımı kaldırarak sordum.
Evet, Ali. Tahtadaki örneği yapmak için söz aldın sanırım.Aliyi hemen bir telaş kapladı tabii.
Yok örttmenimm. Ben şeyden şey yaptım. Şey oldu. Şe-şey yani.
Onun masum çekingenliğine daha fazla dayanamayıp kıkırdadım.
Tamam Ali, tamam ama bir daha dersi boş şeyler için bölme.
Tek parmağımı sallayarak uyardım. İçim dışım bu çocuklarla dolmuştu ve bu durumdan ölesiye memnundum. Derken zil çaldı ve sınıf milisaniyeler içinde boşaldı. Yüzümde solmayan tebessümle beraber eşyalarımı toplamaya başladım.
İki ay içerisinde az çok aşina olduğum yüzlere selam verdim, genç kızları görünce direkt kafamı yere eğdim derken eve vardım.
Ön balkona çıkan basamaklardayken elinde tabakla kapımda dikilen Yavuz'u gördüm. İki ayda aşinası olduğum bu manzarada dikkatimi çeken şey saçını elleriyle düzeltmesiydi. Gözlerim yavaşça gece karası saçlarına kaydı ve orada takılı kaldı.
Ben öyle boş boş bakarken arkasını dönüp beni farketti.
Niye arkamda bekliyosun öyle gelsene beriye.
Kafamı salladım ve yanına yürüdüm.
Babam yolladı. Çok bi şey bekleme ama yanan kısımlarını falan ayıklayıp getirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Depaysement*
General Fiction*İnsanın memleketinde değil de başka bir yerde olmasından doğan his, sıla hasreti. Entrikalar, kötü kadınlar ve silahlı adamlar yok. Sadece aşk var. Doğu ve Yavuz'un aşkı.